18 Temmuz 2014 Cuma

GMİS GENEL BAŞKANI ALABAŞ; “Yeraltı kömür madenciliğinde yaşam odası öncelikli planlanamaz

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, kamuoyunda son günlerde tartışılan yaşam odaları hakkında Yönetim Kurulu adına bir basın açıklaması yaptı.
Alabaş, Şili’deki bakır madeni kazasından sonra kamuoyu tarafından duyulan yaşam odalarının Soma Kömür Madeni kazasından sonra Türkiye’de gündeme gelmesinin farklı yorumlara neden olduğunu ve konunun uzmanı olmayanlar tarafından yanlış anlaşıldığını söyledi.
Bakır Madenciliği ile diğer metalik madenlerle kömür madenciliği arasında önemli farklılıklar olduğunu belirten Alabaş, iş güvenliği önlemlerinin de buna göre alındığını hatırlattığı açıklamada şu görüşlere yer verdi;
“Kömür madenciliğindeki gaz ve toz patlaması ile kömür yangını olayları büyük facialara neden olur. Önlemler de buna göre alınır. Öncelikle gaz izleme ve havalandırma önlemleri planlanır. Kaçış yolları, havalandırma düzenleri alternatifli olarak projelendirilir.
Yeraltı kömür madenciliği, geniş alanlarda yapılır.  Örneğin Zonguldak Kömür Havzası’nda 1 vardiyada çalışan kişi sayısı göz önünde bulundurulduğunda yaşam odalarını temel alan bir güvenlik önlemi uygulanamaz.
Yeraltı kömür madenciliğinde göçükler genellikle kömürün kazıldığı alanlarda olur. Eğer posta altında kalınmadıysa diğer yöne kaçma imkanı vardır. Kömür kazılan arına da yaşam odası konulması mümkün değildir.
Arındaki kaza anında, ana yollara konulacak yaşam odalarına sığınmak yerine temiz havaya kaçış önceliklidir.
Ana yollardaki göçme durumunda da aksi yöne kaçış önceliklidir. İki göçük arasında kalma durumunda ise eğer arada kalanların göçük açma çalışması yapmasına imkan yoksa o bölgede bulunacak yaşam odası bir anlam ifade eder.
Yeraltı kömür madenciliğinde güvenlik önlemleri yaşam odası öncelikli planlanamaz.
Şili Bakır Madenindeki kazanın gazla, tozla, patlamayla ilgisi yoktur.
Metalik madenlerdeki güvenlik önlemleri kömür madenlerindeki gibi değildir.
Şili’deki bakır madeninin tek girişi vardı, bu büyük bir hataydı.  Yoldaki göçme en büyük risk olduğu için, kaçış yolu da bulunmadığından yaşam odası bir zorunluluktu.
Onlar kendi koşullarına göre önlem almışlardı. Kaldı ki o madenin o şekilde çalıştırılması da yanlıştı.
Yaşam odaları, TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay’ın da ifade ettiği gibi “Personel yoğunluğu olmayan, vardiyalarda 30 kişi çalışan yeraltı madenlerinde oluşabilecek riskler için zorunlu hale getirilmelidir”. Burada söz konusu olan kömür madenciliği değildir.

Yeraltı kömür madenciliğinde yine Atalay’ın da ifade ettiği gibi yaşam odaları yerine, yeraltında çalışanları kaza sonrasında en kısa sürede yeryüzüne ulaştıracak, yeterli sayıda yaşam destek malzeme istasyonunun bulunmasının zorunlu hale getirilmesi önemlidir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alındı. Kısa süre içinde yayınlanacaktır. Teşekkür ederiz