30 Haziran 2014 Pazartesi

BAŞKAN AKDEMİR 1 TEMMUZ DENİZCİLİK VE KABOTAJ BAYRAMINI KUTLADI

              Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nı kutladı. Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, kabotaj kanunun önemine değinerek, bu kanun ile birlikte Türk denizciliğinin ilerlediğini belirtti. Başkan Akdemir; 1 Temmuz 1926 tarihinde, çok önemli bir yere sahip olan kabotaj kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte ‘Türkiye limanları ve sahilleri arasındaki yük ve yolcu taşıması ile kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerinin bundan sonra, Türk vatandaşları ile Türk bayrağı taşıyan gemilerle yapılacağı’ belirtilmiş ve yaklaşık 350 yıldır süre gelen yabancılara imtiyazlar (kapitülasyonlar) sona erdirilmiştir.” dedi. Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, yapmış olduğu yazılı açıklamasında şu görüşlerine yer verdi: “1 Temmuz 1926 yılında yürürlüğe giren bu kanun ile amaçlanan, Türk denizciliğinin gelişmesidir. Bu kanun ile sadece bağımsızlık haklarımız gelişmemiş, aynı zamanda denizciliğimizin gelişmesi için de, bir dönüm noktası olmuştur. Yabancılara verilen imtiyazları kaldıran bu yasa ile birlikte, Cumhuriyet’in kazanımları olarak Türk vatandaşlarına denizcilik, deniz turizmi, gemi inşa ve tersanecilik, balıkçılık, deniz taşımacılığı, eğitim ve bunun gibi alanlarda birçok imtiyazlar sağlanmış, siyasi ve ekonomik özgürlükler elde edilmiştir.
             Lozan Antlaşması’nın imzalandığı 1923’den kabotaj yasasının çıkarıldığı 1926’ya kadar, Türkiye Cumhuriyet’i denizcilik alanında gerekli alt yapıyı sağlamak için yoğun bir çaba göstermiştir. Böylelikle, geçmişten yabancılara tanınan kabotaj hakkı kaldırılacak ve Türkiye kıyılarında mal ve yolcu taşıma ile sahil ve limanlardaki her türlü hizmet, yalnızca Türk Bayraklı deniz taşıtlarınca yapılabildi. Türk denizciliğinin ilerlemesi için gerekli ortamı sağlayan yasal hale getirilmiş, yabancı deniz taşıtlarının yalnızca yabancı ülke limanlarından aldıkları yolcu ve yükü, Türk limanlarına getirmelerine ve Türkiye’den yabancı limanlara gidecek mal ve yüklemelere olanak sağlıyordu.
           Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öngörüsü ile denizcilik sektöründe atılan adımların, dünya standartlarında bir seviyeye getirilerek, dünya deniz taşımacılığındaki payımızın daha fazla arttırılmasını temenni ediyor, sektöre emeği geçen herkesin, denizcilerimizin ve vatandaşlarımızın 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nı kutlar, sevgi ve saygılarımı sunarım.”



GMİS" ŞİŞECAM GREVİ’NİN ERTELENMESİ DEMOKRASİ İLE AÇIKLANAMAZ”

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Yönetim Kurulu bir basın açıklaması yaparak Türk-İş’e bağlı Kristal-İş Sendikası’nın Şişecam A.Ş.’ye bağlı 10 fabrikada başlattığı grevin, 1 hafta sonra, Bakanlar Kurulu Kararıyla 60 gün süreyle ertelenmesinin demokrasi sınırları içinde değerlendirilemeyeceğini belirtti.
  Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
  “Sendikalar, demokrasinin olmazsa olmaz temel kurumlarındandır.
  Sendikaların Anayasamızdan, yasalarımızdan ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan en temel haklarından biri de grev hakkıdır.
  Kristal-İş Sendikamız, üyelerinin haklı ve meşru taleplerini, işverenin katı tutumu nedeniyle sözleşme masasında alamamış ve grev haklarını kullanmıştır.
  Bakanlar Kurulu’nun, genel sağlık ve milli güvenlik gerekçesiyle grevi ertelemesi işvereni daha da uzlaşmaz duruma getirmekle kalmayacak diğer sözleşmelerin de masa başında bitirilmesini zorlaştıracaktır. Her sektörde genel sağlığı ve milli güvenliği etkileyecek bahaneler öne sürülecektir.
  Bakanlar Kurulu’nun aldığı bu karar özgür toplu pazarlık sürecini ortadan kaldıracak ağır bir darbedir. Kötü örnek olmuştur. En kısa sürede düzeltilmelidir.
  Bu kararı, demokrasinin sınırları içinde değerlendirmek mümkün değildir. Çünkü sendikalar göstermelik kurumlar haline getirilmekte ve işçi hakları yok sayılmaktadır.
  Biz Genel Maden İşçileri Sendikası olarak Kristal-İş Sendikamızın yanında olmaya devam edeceğiz.”


27 Haziran 2014 Cuma

BELEDİYE BAŞKANI MUHARREM AKDEMİR; “TÜM İSLAM ÂLEMİNİN VE ZONGULDAK HALKININ RAMAZAN AYINI KUTLADI”

             Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Ramazan ayı nedeniyle yazılı bir açıklama yaparak, tüm Zonguldak halkının Ramazan ayını kutladı. Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Ramazan ayında manevi duyguların en üst düzeye ulaştığını ve insanlar arasında kardeşlik duygularının pekiştiğini belirterek, yapmış olduğu yazılı açıklamasında şu görüşlerine yer verdi:“Sevgi, paylaşma ve kardeşlik duygularını hep birlikte idrak edeceğimiz, manevi güzellikleriyle tüm insanlığı kuşatan mübarek Ramazan Ayına girmiş bulunuyoruz. Ramazan ayı tüm dünyada olmak üzere, İslam Âleminde de barış ve huzurun hâkim olduğu, tüm insanların kardeşlik duygularıyla birlikte yaşadığı günlere vesile olması açısından da mübarek bir ay. Rahmet kapılarının sonuna kadar açıldığı bu kutsal ay, marifet, bolluk ve bereket ayıdır. Yardımlaşma ve paylaşmanın arttığı, içerisinde bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesini barındıran Ramazan Ayı, mucizelerle dolu bir aydır. On bir ayın sultanı Ramazan ayının milletimizin birlik ve beraberliğinin kuvvetlenmesine, tüm insanlık için bereket, barış ve huzur getirmesini temenni eder, başta Zonguldaklı hemşerilerim olmak üzere tüm İslam Âleminin Ramazan-ı Şerifini kutlar, sevgi ve saygılarımı sunarım.”


ÇARŞI HEDAN ET RESTORAN HİZMETE GİRDİ

Zonguldak’ta Ramazan ayı öncesi Et restoran hizmete girdi. Mithatpaşa Mahallesi Zübeyde Hanım Sokak No 24 de hizmete giren “ Çarşı hanedan et restoran” da Kuzu ve dana ızgara, kebap, köfte, pide, lahmacun, Konya etli ekmek çeşitleriyle Zonguldaklının hizmetine girdi

26 Haziran 2014 Perşembe

YAŞAR AVCI'YI KAYBETTİK

Uzun yıllar CHP'de siyaset yapan, şehrin sevilen simalarından Yaşar Avcı yakalndığı amansız hastalığa yenik düşerek hayatını kaybetti.

Yaşar Avcı'nın cenazesi bugün Acılık Camii'nde kılınacak ikindi namazına müteakip toprağa verilecek.Öztürk Haber67 Haber sitesi olarak Merhuma Allahtan rahmet, kedermli ailesine baş sağlığı dileriz

25 Haziran 2014 Çarşamba

ORHAN YILMAZ "Kamu Emekçilerinin Hukuksal Güvenceleri Ortadan Kaldırılıyor"


Eğitim Sen Zonguldak Şube başkanı Orhan Yılmaz yazılı basın açıklaması yaparak  , Kamu emekçilerinin hukuksal güvencelerinin ortadan kaldırıldığını ifade etti. Yılmaz’ın konuya ilişkin açıklaması şu şekilde  “AKP hükümetinin uzunca bir süredir, mahkemelerin tamamını kontrol altına almaya çalıştığı ve bunu önemli oranda başardığı bilinmektedir. İstemediği biçimde verilen tek bir karara bile tahammülü olmayan hükümet, bir süredir, istemediği bu tür mahkeme kararlarını da boşa çıkarmak için girişimlerde bulunmaktadır. Yakın tarihte, 2577 sayılı Yasanın 28. maddesinde yapılan bir değişiklikle (21 Şubat 2014 günlü 6526 sayılı Yasa) yönetimin görevden aldığı kamu görevlisi, boş kadro yok denilerek, mahkeme kararıyla bile eski görevine dönemeyecekti. Daha açık ifade etmek gerekirse, kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, görevden alma, göreve son verme, naklen veya vekâleten atama, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleriyle ilgili olarak mahkemelerce verilen iptal ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlar,  dava konusu edilen kadronun boş olması hâlinde bu kadroya, boş olmaması hâlinde ise başka bir kadroya atanmak suretiyle yerine getirileceği kurala bağlanmıştı. 
Hukuk güvenliği ilkesini yok sayan bu değişiklik hükümete yetmemiş olacak ki, bugünlerde Soma ile ilgili (!) bir torba Yasaya eklenen 82 nci madde  ile  kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, görevden alma, göreve son verme, naklen veya vekâleten atama, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleriyle ilgili olarak verilen iptal ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının ancak  iki yıl içinde yerine getirilebilecek ve  bu tür işlemler, yine aynı maddede yer alan değişikliğe göre, aile bütünlüğünüz bölünmüş, çocuklarınızın eğitimleri olumsuz biçimde etkilenmiş, bakmakla yükümlü olduğunuz kişilerin yaşamları tehlikeye girmiş olmayacak ve sizlerin yaşamında telafisi güç veya imkânsız zararlar doğurmayacaktır.Yandaşlarına koltuk dağıtma konusunda Cumhuriyet tarihi hükümetleri içinde eline su dökebilecek ölçüde kendi gibi düşünmeyeni ötekileştiren ve adeta ona yaşam hakkı tanımayan AKP‘ nin ileri demokrasi anlayışı budur.İşte budur AKP’nin demokrasi havarisi kesilen söylemlerinin altında yatan inkar ve imha politikası..
Düşünün sizler herhangi bir nedenle görev yeriniz değiştirildiğinde yaşamınızda giderilmesi mümkün olmayan zararları ileri sürdüğünüzde mahkemelerin vereceği iptal kararları 2 yıl uygulanamayabilecek. Mahkemelerin de en az 2 yıl sürdüğü düşünüldüğünde işte vicdan ,işte ya sev ya terk et,ya biat et ya da imha ol politikası budur demekten başka bir söz kalmıyor geriye…. Neredeyse bir kişinin diktatöryal hezeyanları içinde 2 dudağının arasından çıkacak her şey kanun , sizi yaşama bağlayan tek koşulunuz ise hükümete yandaşlığınız olacak..21 Yüzyıl Türkiyesinde AKP’nin hukuk anlayışı budur.Yasama ile meclis çoğunluğunuz,yürütme ile hükümranlığınız,yargı alanında ise paralel yapıyı bahane ederek yapılan düzenlemeler ile ülkemiz yönetenlerin ve yandaşlarının  cenneti,demokrasi ve emek mücadelesi içinde olanların cehennemi yaşadığı yere  dönmüştür. Sınırları yol geçen hanına dönerken, demokrasi mücadelesi içinde olanların sokakları barikatlar, tomalar, emniyetsiz güçler ile kuşatılmıştır.
Hukuk, iktidarın, yaptıklarına meşruiyet kazandırmak için kullanacağı bir araç değildir ve olmamalıdır. Bu nedenle yargı bağımsızlığının son kırıntıları ile hukuk devleti ve hukuk güvenliğini tamamen ortadan kaldırmaya yönelik olan bu öneri bir an önce geri çekilmeli ya da bu öneri   Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca reddedilmelidir”

23 Haziran 2014 Pazartesi

TAŞERONLAŞMAYA HAYIR” MİTİNGİ DÜZENDİ GMİS MİTİNGE DESTEK VERDİ


Türkiye Maden İşçileri Sendikası (TMİS), 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği Manisa'nın Soma ilçesinde 22 Haziran 2014 tarihinde 'İş Cinayetlerine, Özelleştirmelere ve Taşeronlaşmaya Hayır' mitingi düzenledi. Mitingine Türkiye'nin dört bir yanından gelen emekçiler destek verdi.
Mitinge Zonguldak’tan Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) da katılarak güç ve destek verdi.
GMİS Genel Sekreteri Behzat Cinkılıç ile GMİS’e bağlı şubelerin başkan ve yöneticileri ile kalabalık GMİS üyesi maden ve MTA işçileri katıldı.
GMİS Korteji, yürüyüş boyunca “Soma-Zonguldak omuz omuza”, “Susma haykır taşerona hayır”, “Maden işçisi demokrasi bekçisi”, “Her yer Soma her yer direniş”, “Direne direne kazanacağız”, “Taşeron demek ölüm demek” sloganlarını attı.
Mitingden önce 300 Evler mevkiinde toplanan maden şehitlerinin yakınları, maden işçileri ve binlerce vatandaş, buradan Beşyol Maden Heykeli'ne, oradan da Cengiz Topel Meydanı'na kadar yürüdü. Ellerinde Türk Bayrağı ve dövizlerle yaklaşık 2 kilometre yürüyen maden işçileri ve vatandaşlar, yürüyüş boyunca 'Soma uyuma, madencine sahip çık', Gün gelecek devran dönecek, Susma haykır, taşerona hayır', 'Her yer Soma her yer direniş', 'direne direne kazanacağız', Taşeron gidecek, devlet gelecek', 'Madenciler burada katiller nerede', 'Soma'ya verilen sözler tutulsun' sloganları attı. Yürüyüşe katılan maden işçileri, faciada hayatını kaybeden 301 maden işçisinin üzerinde isimlerinin yazılı baretleri giyerek önde yürüdü. Mitinge Yatağan enerji ve maden işçileri de katıldı. Yürüyüşe Somalılar da destek verdi.
Yürüyerek Cengiz Topel Meydanı'na gelen maden işçileri ve mitinge destek veren vatandaşlar, burada madenciler için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu ve İstiklal Marşı'nı okudu. Ardından meydandaki kalabalık hep birlikte Andımızı okudu. Meydanda kurulan platforma çıkarılan maden şehidi çocukları, şehit olan madencilerin hatırası için gökyüzüne siyah güvercin bıraktı. Mitinge CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay da destek verdi.
“ÖLÜM OCAKLARINI İSTEMİYORUZ”
Soma Cengiz Topel Meydanı'nda düzenlenen miting de konuşan Türkiye Maden İşçileri Sendikası 1 Nolu Şube Başkanı Ali Gökmen, Ali Gökmen,ölüm ocakları istemediklerini söyledi. Gökmen, "Türkiye’nin dört bir yanından, iş cinayetlerine,özelleştirmeye, talana, yolsuzluğa, taşerona bizimle birlikte hayır demek için bu alana gelmiş sendikamız üyesi, kardeş sendikalarımızın üyesi, emekçi kardeşlerim, alanımızı doldurarak, bize destek verdiniz. Türkiye Maden İş Sendikası Ege Bölgesi Şubeleri adına hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyor, mitingimize hoş geldiniz diyorum.  Hoş geldiniz, iyi ki geldiniz, bize destek verdiniz. Sesimiz birlikte çok daha yüksek ve gür çıkacak. Sesimizi hükümet duyacak. Gözünü kar hırsı bürümüş işverenler duyacak, dünya alem duyacak." dedi.
Kömür ocaklarının Soma’da hayatın kaynağı olduğunu dile getiren Gökmen, "İş veriyor, ekmek veriyor. Soma ekonomisine can veriyor. Hükümetin özelleştirme uygulamaları işverenlerin gözü dönmüş kar hırsı, Soma’ya hayat veren bu ocakları 301 canımızı bizden alan ölüm ocaklarına dönüştürdü. Hükümetin özelleştirme uygulamalarına işverenin gözü dönmüş kar hırsına, kurban verdiğimiz 301 canımızı veren bu ocakları 301 canımızı, şehitlerimizi rahmetle anıyorum" dedi.


İHA ZONGULDAK BÖLGE MÜDÜRÜ REFİK FİDAN, KGD’Yİ ZİYARET ETTİ

İhlas Haber Ajansı (İHA) Zonguldak Bölge Müdürlüğüne atanan Refik Fidan, Karaelmas Gazeteciler Derneği’ni (KGD) ziyaret ederek Başkan Osman Sav ve Başkan Vekili Mustafa Emen’le bir süre görüşerek bilgi alış verişinde bulundu.
Bilindiği gibi daha önce İHA’nın Zonguldak Bölge Müdürlüğü görevini yürüten Özcan Aydın kısa bir süre kaldığı Zonguldak’tan tayinini istemesi üzerine yerine geçtiğimiz günlerde Refik Fidan atanmıştı.
İHA’nın yeni Müdürü Refik Fidan, Zonguldak’a gelmekten ve görev yapacak olmaktan dolayı son derece mutlu olduğunu ve Karaelmas şehrinin tabiat güzelliğine hayran kaldığını söyledi.
İHA’nın sadece Türkiye’de değil uluslararası alanda da söz sahibi olan bir ajans olduğunu belirten KGD Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti İl Temsilcisi Osman Sav, bölge ve medya hakkında bilgilerini paylaştı.
KGD olarak, İHA Zonguldak Bölge Müdürü Refik Fidan’a başarılar diliyoruz.


GMİS, SOMA ŞEHİTLİĞİNİ ZİYARET ETTİ

TÜRK-İŞ ile Türkiye Maden İşçileri Sendikası (TMİS) tarafından 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği Manisa'nın Soma ilçesinde 22 Haziran 2014 tarihinde düzenlenen 'İş Cinayetlerine, Özelleştirmelere ve Taşeronlaşmaya Hayır' mitingine katılan Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Merkez ve Şubeler yöneticileri ile üye maden ve MTA işçileri, Soma Maden Şehitliği’ni ziyaret etti.
Maden şehitlerinin kabirlerine karanfil bırakan maden işçileri, 301 madenci için Kuran-ı Kerim okudu ve dualar ederek maden şehitlerini andı.

HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜNE PAKET VERİLDİ

   Zonguldak İl Halk Sağlığı Müdürlüğü tütünle mücadelede yapmış oldukları başarılı çalışmalarından dolayı “ 31 Mayıs Dünya Tütünsüz günü “ etkinlikleri kapsamında Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium da yapılan ödül töreninde Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Prof.Dr.Seçil Özkan tarafından Halk Sağlığı İl Müdürü Dr. Yusuf Kaya”ya tütün kontrolünde alınan önlemler ve güzel uygulamalar ile tütün mücadelesinde gösterdikleri başarıdan dolayı plaketini verdi.
Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium’da yapılan ödül törenine TBMM Meclis Başkanı adına Dr. İrfan NEZİROĞLU, Danıştay Başkanı Zerrin GÜNGÖR, Sağlık Bakanı Dr. Mehmet MÜEZZİNOĞLU, Maliye Bakanımız Sayın Mehmet ŞİMŞEK, Ankara Milletvekilimiz  Prof. Dr. Cevdet ERDÖL, Türkiye Halk Sağlığı Kurum Başkanı  Prof. Dr. Seçil ÖZKAN, , Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı  Prof. Dr. M. İhsan KARAMAN,  Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Direktörü Sayın Zsuzsanna JAKAP, Valiler, Rektörler, Akademisyenler, Halk Sağlığı İl Müdürleri, tütün denetim ekipleri çalışanlarının yanı sıra çok sayıda yerli ve yabancı davetli ve medya temsilcileri katılmıştır.
31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü Etkinlikleri kapsamında Ankara ATO Congresium’da yapılan toplantıya İlimiz Halk Sağlığı Müdürü Dr. Yusuf KAYA, Müdür Yardımcısı Dr. Demet ZENGİN, Şube Müdürü Esin İLHAN, Sağlık Memuru Mahmut ELİTOK, Kdz.Ereğli Toplum Sağlığı Merkezi’nden Sağlık Memuru Recai ERDURUCAN, Çaycuma Toplum Sağlığı Merkezi’nden Sağlık Memuru Turgut ÇALIŞKAN, Devrek Toplum Sağlığı Merkezi’nden Sağlık Memuru İlyas KAYA, Alaplı Toplum Sağlığı Merkezi’nden Hemşire Yalçın YILMAZ, Gökçebey Toplum Sağlığı Merkezi’nden Hemşire İbrahim Halil EROL katıldı.
Medya kuruluşlarının yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte, ülkemizde sinsi bir tehlike olarak yaygınlaşan ve masum gibi gösterilmesine rağmen aslında bir tütün ürünü olan nargilenin zararlarına dikkat çekmek için Türkçenin yanı sıra farklı dillerde de hazırlanmış kamu spotları yayınlanmış,  tütün ve tütün ürünlerinin zararlarına yönelik müzik dinletisi ve tiyatro gösterisi sunulmuştur.
Toplantı sonunda kurumlarında aldıkları önlemler ve örnek uygulamalar sayesinde tütünle mücadelede başarı sağlayan Ankara Milletvekili Sayın Prof. Dr. Cevdet ERDÖL, Danıştay Başkanı Sayın Zerrin GÜNGÖR, Valiler, Rektörler, Akademisyenler, Halk Sağlığı Müdürleri ve  tütün denetim ekiplerine de ödül verilmiştir.

22 Haziran 2014 Pazar

SOMADAKİ BAŞARILI ÇALIŞMALARI NEDENİYLE TTK TAHLİSİYE EKİBİ’NE TEŞEKKÜR

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Yönetim Kurulu, Manisa’nın Soma ilçesinde özel bir şirket tarafından işletilen maden ocağında meydana gelen  faciada arama-kurtarma çalışmalarına katılan Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Tahlisiye Ekibine TTK Kılıç Sosyal Tesisleri’nde verilen yemekte bir araya geldi.
GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, Genel Sekreteri Behzat Cinkılıç, Genel Mali Sekreteri Muharrem Sarıçam, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Osman Tutkun, TTK İş Güvenliği- Denetim ve Ar-Ge Şube Müdürü Faik Ahmet Sarıalioğlu ile Soma’da arama- kurtarma çalışmalarına katılan tahlisiye personeli katıldı.
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay’ı ziyaret ettiğini belirten TTK İş Güvenliği- Denetim ve Ar-Ge Şube Müdürü Faik Ahmet Sarıalioğlu, “Sayın Genel Başkanı,  tüm tahlisiye ekibi olarak sizlere selamlarını iletmemi istedi. TÜRK-İŞ ve GMİS’e teşekkür ediyoruz” dedi.
GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş ise Soma faciasının meydana geldiği andan son cenaze çıkarılana kadar GMİS Yönetimi olarak TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ile birlikte tüm gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek, “Orada bulunanlar ve çalışmaları yakından takip edenler, tahlisiye ekibimizin uzmanlığının yanı sıra fedakarca çalışmalarına da bizzat şahitlik ettiler. Tahlisiye ekibimiz, herkesin takdirini kazandı. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Sayın Ergün Atalay, tüm tahlisiye ekimizle bir araya gelmeyi çok istediğini söyledi. Mümkün olan en kısa sürede sizlerle bir araya gelecektir. Sizlere selam, sevgi, teşekkür ve takdirlerini iletmemizi istedi” dedi.
Soma’da 301 madencinin hayatını kaybettiği, 486 madencinin yaralı olarak kurtarıldığı 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen maden faciasında uzmanlıkları kadar fedakarca çalışmalarıyla dikkat çeken TTK Tahlisiye ekibine, Türk-İş Genel Başkanlığı tarafından gönderilen hediyeler takdim edildi. Ayrıca GMİS tarafından ekip personelinin her birinin ismi yazılı olan Zonguldak Kömür Spor forması hediye edildi.


21 Haziran 2014 Cumartesi

UZUNMEHMET, TAŞKÖMÜRÜNÜ BULUŞUNUN 185. YILINDA TÖRENLE ANILDI

Uzun Mehmet, 1829 yılında Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde Köseağzı köyünün Neyren Deresi yatağında taşkömürünü buluşunun 185. Yılında törenle anıldı.
Zonguldak’ta Uzun Mehmet Anıtı’nda düzenlenen anma törenine Vali Yardımcısı Fethi Özdemir, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, İl Jandarma Alay Komutanı Albay Ergün Özgür, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürü Burhan İnan, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkan Yardımcısı Satılmış Uludağ, GMİS Genel Sekreteri Behzat Cinkılıç, TTK Genel Müdür Yardımcıları, Amelebirliği Başkanı Hasan Yılmaz, TMMOB MMO Şube Başkan Yardımcısı Hüsnü Meydan, CHP İl Başkanı Halil Furat, GMİS’e bağlı şubelerin başkan ve yöneticileri, meslek odası ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, siyasetçiler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
Tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. TTK, GMİS, MMO ve Amelebirliği çelenklerinin Uzunmehmet Anıtı’na konulmasının ardından Zonguldak Fen Lisesi öğrencileri, madencileri anlatan şiirleri okudular.
Törende TTK Genel Müdürü Burhan İnan, GMİS Genel Başkan Yardımcısı Satılmış Uludağ, MMO Şube Başkan Yardımcısı Hüsnü Meydan birer konuşma yaptılar.
ULUDAĞ: SORUMLULUK ENERJİ BAKANLIĞI’NINDIR
GMİS Genel Başkan Yardımcısı Satılmış Uludağ, Türkiye’nin taşkömürü ithalatına her yıl 4-5 milyar dolar ödediğine dikkat çekerek, “TTK Genel Müdürlüğü 3 yıldır işçi talebinde bulunuyor. Biz Sendika olarak, geldiğimiz noktadaki sıkıntıları tüm ilgililere ve kamuoyuna anlatıyoruz. Bugün için TTK Genel Müdürlüğü’nün 3 bin 200 işçi talebi var. Norm kadroya göre ise işçi açığı 5 bine yaklaştı. Zararın sorumlusunun işçi açıklarını gidermeyen siyasi irade olduğunu söylüyoruz. Çok zor bir noktadayız ve siyasi irade hâlâ hikaye anlatıyor.
TTK, tarihinin en az sayıdaki işçisiyle çalışıyor. Emeklilikler sürüyor, risk artıyor.
Başta Enerji Bakanlığı olmak üzere tüm ilgilileri bir kez daha bu vesileyle uyarıyoruz. Türkiye’nin TTK’ya ihtiyacı var ve önlemleri almak sizin göreviniz” dedi.
Uludağ şöyle konuştu;
“13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da yaşamını kaybeden 301 madenci kardeşimizi ve
başta Uzun Mehmet olmak üzere tüm maden şehitlerimizi sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz.
166 YILLIK ÜRETİM KÜLTÜRÜMÜZ VAR
Bugün Uzun Mehmet’in kömürü buluşunun 185’inci ve Zonguldak’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 93’üncü yıl dönümünü birlikte kutluyoruz.
Uzunmehmet, Kömür ve Zonguldak, 1848 yılından itibaren, birlikte anılmaya başlandı.
166 yıllık üretim tarihimiz, acı olaylarla bu üçünü birbirinden ayrılmaz hale getirdi.
Osmanlı İmparatorluğu döneminden, Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar; İngiliz, Fransız ve Almanlar başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinden gelen şirketler bu zenginliğimizi kendi ülkelerine taşıdılar.
MADENCİLİĞİ, AĞIR BEDELLER ÖDEYEREK ÖĞRENDİK
Atalarımız açlık, yoksulluk, sefalet içinde baskıyla, tehditle çalıştırıldı. Ağır bedeller ödeyerek madenciliği öğrendik.
Biz, Ulusal Kurtuluş Savaşı ile birlikte madenlerimize sahip çıktık. Yabancı şirketler önce kontrol altına alındı, sonra kamulaştırmayla işlerine son verildi ve madenler devletleştirildi.
Tam bağımsızlık için ekonomik bağımsızlığı öncelikli hedef olarak belirleyen Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, madenlerimize ve madencilerimize sahip çıktılar.
Türkiye’nin dört bir yanından insanlarımız bölgemize geldi. Zonguldak, büyüdü ve ülkemiz kalkındı.
Sanayimizin, demir-çelik sektörümüzün, elektrik santrallerinin ve diğer sanayinin çarklarını çevirdik.
Zonguldak, 3 il olacak kadar büyüdü
Türkiye’yi üretimden uzaklaştırmak ve tüketici bir topluma dönüştürmek isteyenler Zonguldak’ı  öncelikli hedef yaptılar.
1990’lı yıllarda Türkiye Taşkömürü Kurumu’nu, Erdemir’i, Kardemir’i ve sonrasında ÇATES’i kapatma, küçültme, satma politikalarını dayattılar. Bölge halkı olarak hep birlikte karşı çıktık.
İktidarları değiştirdik, partiler kapandı, partiler açıldı ama bu hedeflerinden vazgeçmediler.
Biz direndik, onlar saldırdı. Her seferinde birşeyler alıp götürdüler.
Daralttılar, kapattılar, sattılar, kamu kuruluşlarını peşkeş çektiler. Varsa-yoksa özel sektör dediler.
Her gelen yandaşını büyüttü. Türkiye borçlandı, halkımız borçlandı. Halka işsizlik, yoksulluk, açlık, sefalet ve ölüm düştü. Artık katliam gibi taşeron cinayetlerine tanık oluyoruz.
TÜRKİYE, HER YIL TAŞKÖMÜRÜ İTHALATINA 4-5 MİLYAR DOLAR ÖDÜYOR
Türkiye, taşkömürü için dışarıya yılda 4-5 milyar dolar öder hale geldi.
Türkiye, yılda 26 milyon ton taşkömürü tüketiyor.   İhtiyacımızın yüzde 90’ından fazlasını dışarıdan alıyoruz. Biz üretmek istiyoruz. Çünkü ülkemizin üretime ihtiyacı var.
Kamu ve özel sektör olarak bugünkü üretimi 2’ye, 3’e katlayabiliriz. Ve yılda 10 milyon ton üretebiliriz. İthalatı yarı yarıya azaltabiliriz. Paramız ülkemizde kalır, işsizimiz iş bulur.
Yer altında yüzyıllık kömürümüz var ve sahip çıkılmayı bekliyor.
SORUMLULUK ENERJİ BAKANLIĞI’NINDIR
TTK Genel Müdürlüğü 3 yıldır işçi talebinde bulunuyor.
Biz Sendika olarak, geldiğimiz noktadaki sıkıntıları tüm ilgililere ve kamuoyuna anlatıyoruz.
Bugün için TTK Genel Müdürlüğü’nün 3 bin 200 işçi talebi var.
Norm kadroya göre ise işçi açığı 5 bine yaklaştı.
Zararın sorumlusunun işçi açıklarını gidermeyen siyasi irade olduğunu söylüyoruz.
Çok zor bir noktadayız ve siyasi irade hâlâ hikaye anlatıyor.
Biz maden işçileri olarak elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.  Sağlıklı ve güvenli bir ortamda ve çalışma barışını koruyarak üretmek istiyoruz. Ancak sözün bittiği noktaya geldik.
TTK, tarihinin en az sayıdaki işçisiyle çalışıyor. Emeklilikler sürüyor, risk artıyor.
Başta Enerji Bakanlığı olmak üzere tüm ilgilileri bir kez daha bu vesileyle uyarıyoruz.
Türkiye’nin TTK’ya ihtiyacı var ve önlemleri almak sizin göreviniz”.

İNAN; BAŞARI ORTAK ÇABALARIN ÜRÜNÜ OLACAKTIR
TTK Genel Müdürü Burhan İnan, kurumda yatırımların sürdüğünü belirterek, “Kurumun varlığını sürdürebilmesi, ancak üretim artışı ve maliyetlerin düşürülmesi ile mümkün olacaktır. Bunun için işçimize, memurumuza, mühendisimize, yöneticimize ve hatta kurumda çalışmayan Zonguldak halkımız olmak üzere hepimize önemli görevler görevler düşmektedir. Bu konuda herkesin sorumluluk alması gerekmektedir. Başarı ortak çabalarımızın ürünü olacaktır” dedi.
İnan şöyle konuştu;
“Karaelmas serüveni ülkemizde bundan 185 yıl önce Bahriye erlerinden Uzun Mehmet’in 8 Kasım 1829 yılında Ereğli’nin Köseağzı köyünün Neyren Deresi yatağında taşkömürünü bulmasıyla başlamıştır.
Karaelmas hem ülkenin hem de bölgenin kaderini etkilemiştir. Karaelmas, hem ülkenin hem de bölgenin kaderini etkileşmiştir. Ülkenin kalkınmasında ve sanayileşmesinde Zonguldak havzasındaki taşkömürü üretim faaliyetleri önemli bir istihdam kaynağı ve ülkenin sanayileşmesinde çok önemli rolü olan demir-çelik üretiminin de temel girdisi olmuştur.
Devlet işletmeciliği 1929 yılındaki büyük bunalım sonrası bütün dünyada oluğu gibi Türkiye’de de rağbet görmüş ve bu tür işletme sayıları 1980 yılına değin artmıştır. 1980’li yıllardan sonra ekonomi politikalarında devletin rolü, sorumlulukları, önceleri değiştirilmeye başlanmıştır. Mal, hizmet ve sermayenin önündeki engeller kaldırılmakta, korumacı politikalar terk edilmekte ve bu bağlamda enerji politikaları serbestleştirilmektedir.
TÜRKİYE, 2012 YILINDA 29.2 MİLYON TON TAŞKÖMÜRÜ İTHAL ETTİ
Uzun süre ülkemizin taşkömürü talebini karşılayan TTK, 1970’li yıllarla birlikte talebi karşılamakta yetersiz kalmıştır. 1987’de yüzde 50’nin altına, 2000’li yıllarda yüzde 16’ya kadar düşmüştür. 1973’de 16 bin ton olarak başlayan taşkömürü ithalatı, 2012’de 29,2 milyon ton düzeyine çıkmıştır.
YATIRIMLAR SÜRÜYOR
Kuyu ve galeriler bir maden işletmesinin en önemli alt yapı yatırımlarıdır. Bu alt yapı tesislerinin projelendirilmesi ve gerçekleştirilmesi uzun süreler almaktadır. Zaman zaman gecikmeler yaşanmaktadır. Bu yatırımların kuruma maliyeti çok yüksek olmaktadır. Bir kuyunun ömrü yaklaşık olarak 40 yıldır. Mevcut kuyuların dip kotundan daha derin kotlarda üretim ve hazırlık çalışmalarının yapılması zorunluluğu, personel ve malzeme nakliyatında, taş ihracında ve havalandırmada problemler yaşanmasına ve madencilik faaliyetlerinin verimsizleşmesine neden olmaktadır.
Kömür üretimini sağlıklı ve güvenli bir şekilde idame ettirebilmek için personel ve malzeme nakliyatı ile havalandırma gibi hizmetleri sağlayacak şekilde yeni kuyuların zamanında açılarak hazırlanması gerekmektedir. Kurumda yıllardır çeşitli nedenlerle geciktirilmiş ana alt yapı yatırımlarına 2003 yılından itibaren hız verilmiş ve bu kapsamda; Gelik 75. Yıl Cumhuriyet Kuyusu, Karadon Yeni Servis Kuyusu, Uzunmehmet-1 Kuyusu ve Armutçuk 13 Nolu Kuyuları derinleştirme çalışmaları ve teçhizi tamamlanarak hizmete alınmıştır. Ayrıca, Kilimli Havalandırma Kuyusu ile İncirharmanı Havalandırma Kuyularının kazı işlemleri tamamlanmış olup aspiratör montajları yapılarak devreye alınmıştır.
Diğer taraftan ana kat hazırlıklarımız süratle devam etmektedir. Üzülmez TİM’de -250 katı, Karadon TİM’de -540 katı, Kozlu TİM’de -630 katı ve Armutçuk TİM’de -500/-550 kat hazırlıklarında önemli mesafeler kat edilmiş olup, kısa vadede bu katlarda üretim sürecine geçilecektir. Ayrıca; Kozlu, Üzülmez ve Karadon Müesseselerinin kömürlerinin yıkattırılması işi hizmet alımı yoluyla 2006 yılından itibaren 3. Şahıslara yaptırılmakta ve bu şekilde piyasanın istediği nitelikte kömür hazırlatılmaktadır.
Kömür üretiminde mekanizasyonun sağlanarak üretim ve randımanlarında önemli oranda iyileştirme sağlanması amacıyla mekanize kazı yöntemlerinin uygulanmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.
HERKESE GÖREV DÜŞÜYOR
 Kurumun varlığını sürdürebilmesi, ancak üretim artışı ve maliyetlerin düşürülmesi ile mümkün olacaktır. Bunun için işçimize, memurumuza, mühendisimize, yöneticimize ve hatta kurumda çalışmayan Zonguldak halkımız olmak üzere hepimize önemli görevler görevler düşmektedir. Bu konuda herkesin sorumluluk alması gerekmektedir. Başarı ortak çabalarımızın ürünü olacaktır”.
TTK Genel Müdürü Burhan İnan, metan gazının ortamda çekilmesiyle elde edilecek gaz üretim çalışmaları ile rödevanslı sahalar hakkında bilgi verdi.

MEYDAN; SOMA FACİASI, BİR KEZ  DAHA GERÇEKLERİ ORTAYA KOYDU
TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkan Yardımcısı Hüsnü Meydan, neo liberal politikalara dikkat çekerek, “Kamu yararı gözetmeksizin acımasız üretim zorlaması aşırı kar hırsı Soma faciasıyla bir kez daha gerçekleri ortaya koymuştur” dedi.
Meydan şöyle konuştu;
“Zonguldak taşkömürünün 1829 yılında Uzun Mehmet tarafından bulunmasından önce küçük bir yerleşim yeri idi. Ereğli’nin kestaneci köyünden bahriye eri Uzun Mehmet’in kömürü bulması Zonguldak şehrinin madencilik tarihinin de başlangıcı olmuştur. Kömürün bulunmasından sonra 19.yüzyılda madenlerin faaliyete geçmesi ile havzaya yerli ve yabancı sermaye girişi başlamıştır. Kömür ocaklarının birbiri ardına açılmasıyla değişen ekonomik ve sosyal koşullar açıldığı alanda yeni bir yerleşim birimi meydana getirmiştir. Zonguldak; Cumhuriyet kuruluncaya kadar kaza teşkilatı olarak yönetilmiş, Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte Cumhuriyet döneminin ilk vilayeti olarak tarihe geçmiş, ülke sanayisinin kalkınmasında ve madencilik sektörünün gelişmesinde önemli bir görev üslenmiştir.
 Bu gün burada taşkömürünü bulan Uzun Mehmet’i anmak ve Zonguldak’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 93.yılını kutlamak için toplanmış bulunuyoruz. Böylesi anlamlı bir günde içimiz coşkuyla değil acıyla, Soma’da yaşanan facia nedeniyle hüzünle doludur.
Maden Mühendisleri odası olarak bugüne kadar madencilik sektörünün gelişmesi ve meydana gelen kazaların yeniden yaşanmaması için alınması gereken önlemlerle ilgili kongre ve sempozyumlar düzenlenmiş, hazırladığımız raporlarla gereken önlemler dile getirilmiştir. Odamızın 2010 yılında hazırlamış olduğu “Madencilikte Yaşanan İş Kazaları Raporunda” Soma Havzasına ilişkin tespitler yapılmış ve burada bir facia yaşanabileceği belirtilmiştir. Ancak söylediklerimize hazırladığımız raporlara gereken önem verilmemiştir. Bu anlamda yaşanan kazaların bir daha yaşanmaması için bir kez daha hatırlatma yapılmasında mesleki sorumluluk bilinciyle yaşamsal bir yarar görmekteyiz.
Yer altı kömür madenciliği doğası gereği içerdiği riskler nedeniyle dünyanın her yerinde planlama, yatırım ve üretim aşamasından pazarlamasına kadar özel önlemler, donanım, bilgi, deneyim, uzmanlık gerektiren en ağır işkollarından biridir. Havzamızda ve ülkemizde madencilikle ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının bu bilgi ve deneyime ulaşması uzun yıllar gerektirmiştir.
Özellikle 1980’den sonra uygulanan Özeleştirme, taşeronlaşma, rodövans, hizmet alımı gibi neoliberal politikalar kamu madenciliğini küçültmüş, kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilen madencilik bilgi ve deneyim birikimini dağıtmıştır.
Kamu yararı gözetmeksizin acımasız üretim zorlaması aşırı kar hırsı Soma faciasıyla bir kez daha gerçekleri ortaya koymuştur. Yaşanan cinayet sermayenin aşırı kar hırsı ve çalışma yaşamına yönelik modern kölelik politikalarından kaynaklanmaktadır. Özeleştirme, sendikasızlaştırma, taşeronlaşma esnek çalışma politikaları birbiriyle bağlantılı olumsuz sonuçlar yaratmaktadır. Kazaların temel nedenleri olan uygulanan bu yanlış politikalar sonucu meydana gelen iş cinayetlerinde sorumlu olarak çalışan emekçilerle birlikte mühendisler gösterilmeye çalışılmaktadır. Bu ortamı yaratan gerçek sorumlular çalışanlar değil bu politikaları uygulayanlardır.
ILO’NUN 176 SAYILI SÖZLEŞMESİNİN İMZALANMAMASINI ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL
Uluslararası Çalışma örgütü ILO’nun 176 sayılı Madenlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Sözleşmesini ülkeyi yönetenlerin neden hala imzalamadıklarını anlamak mümkün değildir. Yeraltı Kömür Madenlerinde İşçi Sağlığı ve Güvenliği İLO uygulama rehberinden bir örnek vermek istiyorum; Maden yangınlarıyla ilgili bölümde madde 9.3.3 “Bütün Madenlerde, uygulanabileceği ölçüde, iki ayrı hava giriş yolu olmalı; biri yangından çıkan ürünlerle kirlendiğinde diğeri madende bulunan personelin kaçması için açık olmalıdır”. ILO’nun uygulama rehberinde öngördüğü yangına müsait kömür madenlerinde bahsedilen önlem yasal mevzuatlarımızda yer alsa ve uygulanmış olsaydı bugün 301 can hayatta olacaktı. Görevi çalışma yaşamıyla ilgili olarak mevzuat hazırlama, uygulama ve denetleme olan devletin İLO sözleşmesini imzalamaması iş cinayetlerindeki sorumluluğunu artırmaktadır.
TAŞKÖMÜRÜ POLİTİKALARI OLUŞTURULMALI
Maden Mühendisler odası olarak bölgemizdeki madencilik sektörünün gelişmesi yeni faciaların yaşanmaması için diyoruz ki ;
-TTK’yı ekonomik yapısı iyileştirilmiş demir çelik sektörünün metalurjik kömür ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan bir kuruluş haline getirecek taşkömürü politikaları oluşturulmalıdır,
-Bölgemizin en büyük istihdam alanı olan TTK’nın işçi açıklıkları giderilmelidir,
-TTK, Üniversite, Meslek odası ve işçi sendikalarının birlikte yapacak olduğu çalışmalarla TTK ‘yı hazırlıktan- üretime, zenginleştirmeden- pazarlamaya, işin sevk ve idaresine kadar yeniden yapılandırılmalıdır,
-1980 den önce yaklaşık 1000 kişinin çalıştığı, kurumun maden ekipmanlarının büyük bir kısmını üreten Maden Makineleri fabrikası yeniden yapılandırılmalı, ülkemizin ihtiyacı olan bütün maden ekipmanlarını üreten ayrıca istihdam sağlayan büyük bir sanayi kuruluşu haline getirilmelidir,
-Piyasalaştırılan işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı üniversitelerin, sendikaların ve meslek odalarının görüşleri alınarak yeniden düzenlenmelidir,
-Etkin ve yeterli denetim sisteminin sağlanabilmesi için ilgili kurum ve kuruluşlar yeniden yapılandırılmalıdır,
-İş güvencesiz, sosyal güvencesiz, ücret güvencesiz modern kölelik sistemi olan taşeronlaşma iptal edilmeli, özelleştirmeler durdurulmalıdır
-Madencilik Bakanlığı kurulmalı MİGEM’in taşra teşkilatı oluşturulmalıdır,
-Esnek ve kuralsız çalışmayı, işçileri kiralamayı, taşeronlaşmayı yasal hale getiren, fazla mesai ücretlerini, sendikal hak ve yetkileri budayan 4857 sayılı iş yasası ve ilgili mevzuatlar ile Madencilik mevzuatı bilim ve tekniğin gereklerine uygun, öznesi “insan” olan çağdaş bir yapıya kavuşturulmalıdır,
Bu düşüncelerle ilgilileri bir kez daha göreve davet ediyor sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz. Uzun Mehmet nezdinde Yeraltında can vererek yerüstüne hayat veren onurlu maden emekçilerini bir kez daha saygıyla anıyoruz”.




ZONGULDAK’IN DÜŞMAN İŞGALİ’NDEN KURTULUŞU KUTLANDI

          21 Haziran Zonguldak’ın Düşman İşgali’nden Kurtuluşu ve Uzunmehmet’i Anma Töreni, bugün Valilik Binası önünde gerçekleştirildi. Tören programına, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, İl Jandarma Komutanı J.Albay Ergün Özgür, TTK Genel Müdürü Burhan İnan, Genel Maden İş Sendikası temsilcileri, siyasi parti temsilcileri, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ve Türkiye Muharip Gaziler Derneği Zonguldak Şubesi üyeleri katıldı.
                 Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından, günün anlam ve önemini yapmak üzere konuşmasını yapan Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir sözlerine; 13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa’nın Soma İlçesi’nde meydana gelen maden faciasında hayatını kaybeden 301 madenci işçilerinin acısını yürekten yaşadıklarını belirtmesi ile başladı. Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, 21 Haziran tarihinin Zonguldak için bir dönüm noktası olduğunu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları sayesinde bağımsızlık ve özgürlük meşalesinin yakılarak, Zonguldak’ın Fransız işgalinden kurtarıldığını ifade etti. Belediye Başkanı Muharrem Akdemir konuşmasında şu görüşlerine yer verdi: “13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa’nın Soma İlçesi’nde meydana gelen maden faciası nedeniyle 301 maden işçimiz maalesef hayatını kaybetti. Bu derin acı nedeniyle, ülkemizde 3 günlük ulusal yas ilan edildi. Maden faciasının acısını en iyi şehrimiz bilir. Bizler, yıllarca maden kazalarına ve maden facialarına şehit vermiş bir şehirde yaşıyoruz. Bu büyük acıyı hepimiz yüreğimizde hissettik. Bu nedenle, her yıl düzenlemiş olduğumuz ve 21 Haziran tarihinde başlattığımız uluslararası kültür ve sanat festivali programımızı iptal ettik. Umarım, bir daha asla böyle facialar yaşanmaz ve madenci kardeşlerimiz iş güvenliğinin her türlü denetimi altında ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi ile birlikte iş yaşamlarını sürdürürler. Bu vesile ile soma faciasında hayatını kaybeden madenci kardeşlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum. Hepimizin başı sağolsun.
           Bugün 21 Haziran Zonguldak’ın düşman işgalinden kurtuluşu ve Uzunmehmet’i anma günü…93 Yıl önce bugün, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları sayesinde bağımsızlık ve özgürlük meşalesini yakılması ile birlikte, Zonguldak Fransız işgalinden kurtarılmıştır. Bunun ardından, Şehrimiz yıllardır Türk sanayisine yön vermiştir. Ayrıca, Zonguldak kömür havzası, Türkiye Cumhuriyet’inin kuruluşundan sonra hak ettiği değeri kazanmış “Karaelmas” bölgesi olarak anılan ilimiz, sanayi hayatının ayrılmaz bir parçası olmuştur. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ilimize vermiş olduğu önemi şu sözleri ile dile getirmiştir: “Zonguldak’ın derin toprakları altındaki Maden-İ Serveti ne kadar kıymetli ise, bizim nazarımızda Zonguldak’ta o kadar çok kıymetli bir vilayetimizdir.” sözleri ile şehrimizi ayrıca onurlandırmıştır.
        Kuşkusuz Zonguldak’ımızın gelişmesinde büyük pay sahibi olanların başında 8 Kasım 1829’da Taşkömürünü bulan UzunMehmet gelmektedir. Karaelmasın bulunması ile ülkemizin sanayileşmesinde, ekonomik ve toplumsal gelişiminde lokomotif şehirlerden biri olan Zonguldak’ın, kaderi değişmiş, Bu paha biçilemez olan taşkömürü ilimizde 1848 yılından itibaren üretilmeye başlanmış olup, kalkınmamız ve ekonomik bağımsızlığımıza kavuşmamız yolunda ise büyük faydaları olmuştur Kurtuluşunun ardından ülkemizin sanayileşmesinde, ekonomik ve toplumsal gelişiminde lokomotif şehirlerden biri olan Zonguldak, Cumhuriyetimizin kuruluşunun ardından, 1 Nisan 1924'te il olmuş ve "Cumhuriyet sonrası kurulan ilk il" olma unvanını almıştır. Bu duygu ve düşüncelerle, taşkömürünü bularak ilimize büyük bir katkı sağlayan Uzunmehmet olmak üzere, bu uğurda can veren maden şehitlerimizi saygıyla anıyor, 21 Haziran Zonguldak’ın Kurtuluş Günü’nü kutlarım.”şeklinde konuştu. Konuşmalarının ardından Mehmet Çelikel Lisesi öğrencileri günün anlam ve önemine ilişkin şiirlerini okudular. Valilik Binası önünde yapılan törenin ardından, kömürü bulan Uzunmehmet için Uzunmhmet Anıtı’nda tören gerçekleştirildi.  



 

20 Haziran 2014 Cuma

KOMUTANLARDAN AKDEMİR’E ZİYARET

 Zonguldak’ın Düşman İşgali’nden Kurtuluşu ve Uzunmehmet’i Anma Günü nedeniyle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı, Karadeniz Bölge Komutanlığı’nda bulunan TCG Kilimli gemisi komutanları, Belediye Başkanı Muharrem Akdemir’i makamında ziyaret ettiler. Ziyarete, Gemi Komutanı Dz.Kd.Yüzbaşı İlker Albayrak, beraberinde Dz.Yzb.Bülent Aydoğdu ve Dz.Kd.Üsteğmen Hakkı Gökhan Nergis ziyarete eşlik etti.  Zonguldak’ın Düşman İşgalinden kurtuluşunu kutlayan komutanlar, Belediye Başkanı Muharrem Akdemir ile görüş alışverişinde bulundu.
           

(BKM) KURSİYERLERİN YILSONU SERGİ AÇILIŞLARI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Belediye Kültür Merkezi’nde (BKM) yılsonu sergi açılışları bugün gerçekleştirildi. Sergi açılış programına, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Zonguldak Cumhuriyet Savcısı Veli San, Cezaevi Müdürü Ensar Çelik, Fatih Halk Eğitim Müdürü Veysel Küçükmustafa, BKM Müdürü Abdullah Bakır, kurs hocaları ve kursiyerler katıldı.
             Sergi açılış konuşmasını yapan BKM Müdürü Abdullah Bakır, bir yıllık çalışmaları sonucunda kursiyerlerin el emeği göz nuru yapmış oldukları çalışmaları sergilemekten dolayı büyük mutluluk duyduğunu ifade etti. Bakır: “Dönem başından itibaren birçok kurslar ve etkinlikler düzenledik. Hünerli bayanlarımızın ve deneyimli hocalarımızın öncülüğünde kurslar düzenledik. Çalışmalarımız tüm hızıyla devam edecek. Bizlere, her konuda yardımda bulunan Sayın Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu. Zonguldak Cumhuriyet Savcısı Veli San ise özellikle cezaevi mahkûmlarının el sanatlarının önemine değinerek; “Cezaevi mahkûmlarımızın yapmış olduğu el sanatları, gemi maketleri olmak üzere birçok çalışmaları var.  Gerçekten de özenle yapılmış, el emeği çalışmalar. Kursta emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” dedi. Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir ise, Belediye Kültür Merkezi’nin her geçen gün daha da başarılı çalışmalara imza attığını ifade ederek, sergi açılışında emeği geçen herkese teşekkür etti. Başkan Akdemir; “Sosyal belediyecilik anlamında, Belediye Kültür Merkezi’mizin çalışmalarını sizlere açtık. Katılımcı kursiyerlerimize, hocalarımıza da ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Bu heyecan hiç bitmesin, bu çalışmalar hep devam etsin. Belediye Kültür Merkezi’mizi çok daha iyi yerlere taşıma anlamında da önemlidir.” dedi.
            Sergi açılışının ardından biçki, dikiş, nakış, ebru, hat, resim ve cezaevi mahkûmlarının yapmış olduğu el sanatları, tiyatro afişleri ve tezhip sergisi konuklar tarafından gezildi.




KOB DER BAŞKANI GÖKÇE BARTIN VALİSİ İLE GÖRÜŞTÜ

Karaelmas Otizmli Bireyler Dernek başkanı Arzu Gökçe, derneğin faaliyetleri ve amaçlarının hedefe ulaşması için protokol ziyaretlerini sürdürüyor.
Beraberinde dernek üyesi ve Özel Eğitim Kurum Müdürü Sanem Saygı ile birlikte Bartın Valisi Seyfettin Azizoğlu’nu makamında ziyaret ederek  Bartın’ daki otizmli ve dezavantajlı çocukların eğitimi,aile destek,sportif faaliyetler,çevre kirliği,engellilere yönelik yapılacak Ar-Ge çalışmaları,seminerler ve yaşam evler le ilgi görüş alışverişinde bulundular.Dernek Başkanı Arzu Gökçe yaptıkları ziyaretin olumlu geçtiğini ifade erek “ sayın vali destek sözü verdi,dernek üyelerimizden özel eğitim kurum müdürü Sanem saygı ise vali beyi bugüne kadar yaşanan engelli sorunları hakkında bilgilendirerek,il bazındaki çalışmalarda birlikte destek olunacağını bildirdik “ 

BİRLİK MAHALLESİ SAKİNLERİNDEN BAŞKAN AKDEMİR’E TEŞEKKÜR

Birlik Mahallesi sakinleri, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir’i ziyaret ederek mahallelerinde yapılan parke yol çalışması nedeniyle kendisine teşekkür ettiler. Birlik Mahallesi Gülpınar Sokak sakinleri, Belediye Başkanı Muharrem Akdemir’in talimatıyla Belediye Fen İşleri Müdürlüğü tarafından yapılan parke yol çalışmasından dolayı memnuniyetlerini dile getirdiler. Birlik Mahallesi’nin eski halinin kullanışsız olduğundan bahseden vatandaşlar, “Mahallemiz şimdi gerçekten de çok güzel oldu. Sizlerin sayesinde daha kullanışlı ve temiz bir yola kavuştuk. Eskiden yolumuz çok kötüydü. Şimdi ise rahatlıkla kullanılıyor. Sizlere ve ekiplerinize çok teşekkür ediyoruz.” dediler.  

          Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Zonguldak halkı için hizmetin en iyisini yerine getirmeye çalıştıklarını belirterek; “Öncelikle nazik ziyaretinizden dolayı sizlere teşekkür ediyorum. Birlik Mahallesi’ne parke yol çalışması yaptık. Bu çalışma, yapılması gereken bir çalışmaydı. Bunlar bizim görevimiz. Parke yol çalışmalarımız daha kullanışlı, en ufak bir sorun da söküp tekrar yapılabilme imkânı olduğu için daha da rahat. Bizim işimiz, sizlere hizmet edebilmek. Zonguldak’ımızın birçok yerinde ihtiyaç var. Bizler mahallelerimizin en ihtiyaçları yerlerinden çalışmalarımızı sürdürmeye gayret ediyoruz.” şeklinde konuştu. 

EĞİTİM SEN, YÖNETİCİLERİN SİYASAL REFERANSLARLA BELİRLENMESİNE TEPKİLİ


Zonguldak Eğittim Sen yönetim kurulu yazılı açıklama yaparak “Eğitim Yöneticilerinin Siyasal Referanslarla Belirlenmesine Karşı Çıkıyor,
Okullarda Seçtiğimiz Eğitim Yöneticileri ile Çalışmak İstiyoruz! “ dedi
Yönetim kurulunun yaptığı yazılı açıklama şu şekilde

“Türkiye’de siyasi iktidarlar yıllardır, eğitim sistemini kendi siyasal-ideolojik görüşleri doğrultusunda düzenlemek ve şekillendirmek istemiş, bu isteklerini gerçekleştirmek için başvurulan ilk ve en etkili yöntem ise “siyasal kadrolaşma” olmuştur. İş güvencemizin torba yasalar ile adım adım elimizden alınmak istendiği bir dönemde, eğitim yöneticilerinin görevlendirilmesinde yapılan yasal değişiklikler sonrasında, tamamen siyasi iktidara yakın kişilerden oluşturulması hedeflenmiştir.
Eğitim Sen, kurulduğu günden bugüne eğitim yöneticilerinin yukarıdan atama ile değil, bütün eğitim bileşenlerin katılımıyla her okulun kendi yöneticisini kendisinin seçmesini savunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı ise, eğitim yöneticilerinin siyasi iradenin belirlediği idari makamlar tarafından belirlenerek atanması konusundaki ısrarını inatla sürdürmektedir.
Eğitim yöneticilerinin görevlendirilmesi ile ilgili yönetmelik, 10 Haziran 2014 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin yürürlüğe girmesi ile birlikte eğitim kurumlarında 4 yılı dolduran bütün yöneticilerin görevleri yerlerine yenilerinin atanması ile birlikte sona erecektir.
Yeni yönetici atama yönetmeliği, siyasi iktidar açısından tarihin en kapsamlı siyasal kadrolaşma girişimi olarak dikkat çekmektedir. Yıllardır eğitim kurumlarının birer ticari işletme gibi yönetmeye çalışan MEB, eğitim yöneticilerini siyasi iktidar çizgisinde olan kişilerden oluşturarak, dayatmacı politikalarını yukarıdan aşağıya hayata geçirmeye çalışmaktadır.
Sendikamız, siyasi iktidarın eğitimde 4+4+4 dayatmasının önemli parçalarından birisi olan söz konusu yönetmeliğe karşı, eğitim yöneticilerinin seçimle belirlenmesi için mücadelesini sürdürmektedir. MEB’in eğitim yöneticilerini siyasi ve sendikal aidiyetlerine göre belirleme adımlarının ilk gündeme geldiği andan itibaren Eğitim Sen olarak ülke çapında başlatmış olduğumuz “Kendi Yöneticimizi Kendimiz Seçiyoruz” kampanyası ile çok sayıda okulda sandıklar kurulup seçimler yapılarak eğitim yöneticileri seçilmiştir.
Okullarımızda yapılan seçimler sonucunda sandıktan çıkan eğitim yöneticilerin isimlerini il ve ilçe Milli Eğitim Müdürlüklerine vererek, gereğinin yapılmasını istiyoruz. Eğitim emekçileri olarak siyasi dayatmalarla değil, demokratik seçimlerle belirlenen eğitim yöneticileri ile çalışmak istiyoruz.

Milli Eğitim Bakanlığı geçmişte yapılan ve yüksek yargı duvarına çarpan bu tür dayatmacı uygulamalardan vazgeçmeli, eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde mülakat gibi doğrudan “torpil” çağrıştıran yöntemler asla kullanılmamalıdır. Eğitim yöneticilerinin belirlenmesi ve değerlendirilmesi sürecinde siyasi referanslar değil, liyakat ilkesi temel alınmalıdır.”