29 Ocak 2016 Cuma

ZONGULDAK BELEDİYESİNDE TOPLU SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİ BAŞLADI

Belediye Encümen Salonu'nda başlayan görüşmelere, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Belediye-İş Sendikası Başkanı Tahsin Atayan, belediye başkan yardımcıları, meclis üyeleri ve sendika yöneticileri katıldı. 
Akdemir, burada yaptığı açıklamada, işçilerin sendikal haklarını konuşmak için bir araya geldiklerini belirterek, şunları söyledi:
"Bizler emek ve emekçinin yanında olan bir anlayışın insanlarıyız, aynı zamanda kurumun çıkarlarını da korumak ve kollamakla mükellefiz. İki dengeyi de iyi sağlayarak inşallah bugün toplu sözleşme dosyalarımızı alacağız, bundan sonraki görüşmelerimiz kanun çerçevesinde ve karşılıklı anlayış içerisinde toplu sözleşmelerimizi bitireceğimize inanıyorum. Küçük ayrıntılar olabilir ama bir noktada birleşiriz diye düşünüyorum. Toplu sözleşme süreci işçi arkadaşımıza ve belediyemize hayırlı olsun."
Atayan ise anlaşmayı masada sonuçlandırmak istediklerini vurgulayarak, "Bu yılki sözleşmemiz 2016 ve 2018 yılını kapsamaktadır. Yürürlük süresi 1 Mart tarihinden itibaren geçerli olacak ve 104 işçiyi kapsayan bir sözleşme. Sözleşmeler başlarken Belediye-İş Sendikası olarak emekten yana olan bir başkanla masaya oturduğumuz için mutluluk duyuyoruz. Belediyeye fazla külfet getirmeden, işçi arkadaşlarımızı da mağdur etmeden anlaşmayı masa başında bitirmek istiyoruz" ifadesini kullandı.

27 Ocak 2016 Çarşamba

ÖZELLİ “KADINA ŞİDDETLE İLGİLİ POLİTİKANIZI GÖZDEN GEÇİRİN !

Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Üyesi Sevcan Özelli, Kadına Şiddet konusunda ülkenin çok kötü bir duruma geldiğini ifade etti. Kadına şiddetin giderek arttığını belirten Özelli, sadece kkonuyla ilgili birkaç derneğin dikkat çekmeye çalıştığını söyledi.
Kadına uygulanan şiddeti nefretle ve hiddetle kınadığını belirten Özelli “Mevcut AKP iktidarına, Türk toplumunu ne hale getirdiğinizi görüyor musunuz demek istiyorum. Kadına şiddetle ilgili politikalarınızı gözden geçirerek, doğru politikalar geliştirilmesini öneriyor ve talep ediyorum” dedi.
“KADINA ŞİDDETİ ENGELLEMENİN EN ÖNEMLİ VE GEREKLİ YOLU EĞİTİMDİR”
Özelli yazılı açıklamasında şunları söyledi; “Ülkemizin kadına uygulanan şiddet ve cinsel taciz konusunda, hangi durumda olduğunu hepimiz biliyoruz. Her gün birkaç kadın, uygulanan şiddet sonucunda hayatını kaybediyor. Bu tür haberler ulusal medyanın 3.sayfalarında yer alırken, maalesef AKP iktidarı konuya yeterince duyarlı davranmıyor, gerekli politikaları geliştirip uygulayamıyor. Kadına uygulanan şiddetle mücadele etmek için kurulan birkaç dernek, zaman zaman konuya dikkat çekmeye çalışıyor. Ne yapılırsa yapılsın bu şiddet ortamı artarak devam ediyor. Demek ki artık yeni söylemler, yeni metotlar ve yeni politikalar oluşturmak gerekiyor. Kadına şiddeti engellemenin en önemli ve gerekli yolu eğitimdir. Aynı zamanda toplumu bu konuda bilinçlendirmek için yapılacak çalışmalardır. Daha yeni İstanbul’da yaşanan bir olayda, bir genç kızımız arkadaşlarıyla yemek yiyip eğlendikten sonra, gecenin geç bir saatinde evine dönerken, kendi sokağında bir sapığın cinsel saldırısına maruz kalıyor. Yapılan haberlerde, genelde konunun vahametine dikkat çekilip, genç kızın maruz kaldığı cinsel saldırı olayı kınanırken, sosyal medyada farklı sesler çıkıyor. Sosyal medyada gecenin o saatinde nereden geliyor, niye o saatte dışarda, bir genç kız neden zamanında evde olmaz gibi yorumlar yapılarak, olayın cinsel saldırı kısmı yerine, adeta genç kız sorgulanıyor ve suçlanıyor. Genç kızımız bu şeklide linç ediliyor ve olay kınanacağı yerde, sanki iyi olmuş gibilerden bir bakış sergileniyor.”
“TÜRK TOPLUMUNU NE HALE GETİRDİĞİNİZİ GÖRÜYOR MUSUNUZ?”
“Geldiğimiz çağda, yaşadığımız modern dünyada, kadını eve hapsetmek isteyen zihniyet kendini bu şekilde dışa vuruyor. Öncelikle bu malum zihniyette olanları, yani kadını eve hapsedip, bir mal gibi değerlendirenleri şiddetle kınıyor ve protesto ediyorum. Kadında bu toplumun eşit bir bireyi olarak, her türlü temel hak ve hürriyetlerini kullanma hakkına sahiptir. Maalesef içinde yaşadığımız toplum, mevcut eğitim durumu ve kültürel yapısı itibariyle, bunu kabul edecek halde değildir. Dolayısıyla önce toplumun eğitilmesine ve bilinçlendirilmesine ihtiyaç vardır. Buna paralel olarak çocuklarımıza da okullarda konu ile ilgili yeterli ve gerekli eğitimin verilmesi lazımdır. Kadına uygulanan şiddeti, ne tür olursa olsun, nefretle ve hiddetle kınıyorum. Sonra mevcut AKP iktidarına, Türk toplumunu ne hale getirdiğinizi görüyor musunuz demek istiyorum. Kadına şiddetle ilgili politikalarınızı gözden geçirerek, doğru politikalar geliştirilmesini öneriyor ve talep ediyorum.”



25 Ocak 2016 Pazartesi

KOZLU ‘KARA KIŞ’A TESLİM OLMUYOR

 
Zonguldak’ta 2 gündür süren kar yağışı gece saatlerinde etkisini arttırırken Kozlu Belediyesi ekipleri 24 saat mesai yapıyor. Özellikle Bülent Ecevit Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nin yolu iş makineleri ve tuzlama araçlarıyla 24 saat ulaşıma açık tutulurken, Kozlu’nun 9 mahallesinde kar temizleme ve tuzlama çalışmaları aralıksız devam ediyor.
Kozlu Belediye Başkanı Ertan Şahin, kar yağışının yoğunlaşması nedeniyle vatandaşların zor anlar yaşamaması ve hastaneye ulaşımda sıkıntı yaşanmaması için belediye ekiplerinin yoğun mesai harcadığını belirtti.
Kozlu’da 9 mahallede aralıksız kar temizleme çalışmalarının devam ettiğini belirten Şahin; “Vatandaşlarımız kar nedeniyle zor anlar yaşamasın diye 24 saat mesai harcıyoruz. Bu yıl çetin bir kış dönemi geçiriyoruz. Ancak biz, vatandaşlarımız kar nedeniyle sıkıntı çekmesin, karın güzelliklerini yaşasın istiyoruz. Kar küreme ve tuzlama çalışmalarımız 24 saat devam ediyor. Bülent Ecevit Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nin yolunu 24 saat ulaşıma açık tutuyoruz. Hastalarını hastaneye ulaştırmaya çalışan vatandaşlar çağrı merkezimizi arıyorlar, ekiplerimiz onları evlerinden alarak hastaneye ulaştırıyor.  Ekiplerimiz her zaman Kozlu halkının hizmetindedir” dedi.

24 Ocak 2016 Pazar

UĞUR MUMCU ANILDI


BELEDİYE BAŞKANI MUHARREM AKDEMİR " ÜLKENİN ÖNEMLİ DEĞERLERİNİ UNUTMAYACAĞIZ"
 

 Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, 24 Ocak 1993 yılında suikast sonucu hayatını kaybeden gazeteci yazar Uğur Mumcu’nun ölüm yıldönümü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı. Belediye Başkanı Muharrem Akdemir; “Araştırmacı yazar Uğur Mumcu, demokrasi ve adalet için mücadele eden aydınlarımızdan birisiydi. Kalemini sadece kendi doğrularını ve gördüğü gerçekleri yazmak için kullanmış, barış, demokrasi, adalet, özgürlükler, emek için mücadele vermiş, hayatı pahasına da olsa doğruları söylemekten geri durmamış, Laik Cumhuriyetin, Atatürk Devrimlerinin, yara almaması için suikast sonucu yaşamını yitirmiştir.
                 Mumcu, ‘bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz’  diyordu. Bu ülkenin önemli değerlerini aydınlarını asla unutmayacağız. Bu duygu ve düşüncelerle, başta Uğur Mumcu olmak üzere bu uğurda yaşamını yitiren tüm aydınlarımızı saygıyla anıyorum


AYAROĞLU “Uğur Mumcu’nun katledilmesiyle yeni bir dönem başlatıldı”

Gazeteci Uğur Mumcu, katledilişinin 23. yılında Çağdaş Gazeteciler Derneği Zonguldak Şubesi tarafından düzenlenen etkinlikle anıldı.
Genel Maden İşçileri Sendikası Şemsi Denizer salonu’nda düzenlenen etkinliğe CHP Merkez ilçe başkanı Ebru Uzun, Çatalağzı Belediye Başkanı Adnan Akgün, ADD şube başkanı Mustafa Çoşkun, Eğitim İş şube başkanı Metin Kahveci katıldılar.
ÇGD şube başkanı Ali Ayaroğlu, etkinlikte yaptığı konuşmada “Mumcu’nun öldürüldüğü 24 Ocak aynı zamanda yeni bir dönemin başlangıcıdır. Uğur Mumcu’nun katledilmesiyle bu ülkede yeni bir dönem başlatıldı. Gazeteci ve aydınlar tutuklandı. Muhalif gazeteci ve yazarlar zindanlara tıkıldı. Dik duran onurlu duruş sergileyen Abdi İpekçi, Muammer Aksoy, Onat Kutlar, Metin Göktepe, Musa Anter, Turan Dursun, Çetin Emeç, Hrant Dink bu yüzden öldürüldüler.  Uğur Mumcu’nun şahsında halkın çıkarlarını savunan, kalemini satmayan onurlu gazeteci ve aydınlara selam olsun”dedi.

Etkinlik sanatçı Haluk Çetin’in günün anlamına uygun parçaları seslendirmesiyle sona erdi.

23 Ocak 2016 Cumartesi

GAZETECİ ERSİN TURAN ANNESİNİ KAYBETTİ

Gazetecilik mesleğine Zonguldak'ta başlayan, değişik medya kuruluşlarda çalışmasının ardından Karabük AA muhabirliğine geçen Ersin Turan'ın annesi Makbule Gülçebi Turan vefat etti.

Merhum Turan'ın cenazesi, yarın (Pazar günü) Kırat Caminde öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Kırat Aile mezarlığına defnedilecek.  

ÖztürkHaber67 Haber sitesi olarak merhum Makbule Gülçebi Turan'a Allahü Teala'dan rahmet, başta gazeteci meslektaşımız Ersin Turan olmak üzere tüm akrabalarına başsağlığı dileriz.
na başsağlığı dileriz.

21 Ocak 2016 Perşembe

2015-2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI I. YARIYIL DEĞERLENDİRMESİ ,YILMAZ” 4+4+4 DAYATMASINDAN VAZ GEÇİLMELİDİR”


Eğitim-Sen Zonguldak Şube Başkanı Orhan Yılmaz yaptığı basın açıklamasında 2015-2016 Eğitim Öğretim yılı birinci yarıyılını değerlendirdi.
Orhan yılmaz değerlendirmesinde şu görüşlere yer verdi  “Eğitim sisteminin, eğitim ve bilim emekçilerinin yıllardır birikerek katmerleşen sorunlarının, çözüm noktasında bulunanların beceriksizleri nedeniyle yakın bir gelecekte de çözümlenmesi beklenmemektedir. Hem ülke genelinde hem de ilimiz özelinde yaşanılanlar Cumhuriyet tarihinin benzersiz örneklerini sergilemektedir. Eğitim öğretim yılının çatışmaların gölgesinde açılması, üstelik bu sürecin tüm yarıyıl boyunca sürdürülmesi, gerek ülkemiz, gerekse öğrenci, öğretmen ve veliler açısından benzeri daha önce görülmemiş riskleri ve uygulamaları gündeme getirmiştir.
2015-2016 eğitim öğretim yılının birinci yarısı, sokağa çıkma yasağının olduğu ilçelerde toplam 80.255 öğrenci ve 2.991 öğretmeni olumsuz etkilenmiştir. MEB her ne kadar ‘telafi eğitimi yapılacak’ iddiasında bulunsa da, öğrenci ve öğretmenlerin bu süreçte yaşadıkları ‘travma’ ve ‘endişe’lerin telafi edilebilmesinin hiç de kolay olmadığı açıktır.
Bu dönemde okullar çatışmaların hedefi haline getirilmiş, çok sayıda okul ve hastanenin yakılarak tahrip edilmesi nedeniyle eğitim ve sağlık hizmetleri başta olmak üzere tüm kamu hizmetleri kesintiye uğramış, halkın günlük yaşamı pek çok açıdan alt üst olmuştur.  
4+4+4 ile artan zorunlu-seçmeli din dersleri, aşırı kalabalık sınıflar, öğretmen yetersizliği, fiziki koşullar gibi pek çok neden birçok velinin özel okullara yönelmesini beraberinde getirmiş, bu durum kaçınılmaz olarak devlet okullarındaki eğitimin zayıflamasına neden olmuştur.  
Eğitim, devredilemez bir kamusal haktır. Piyasacı eğitim sistemi ise, yaşamın her düzeyinde rekabeti, hizmetin bedelini ödemeyi, yurttaşların müşteri haline getirilmesini hedefleyerek, toplumsal eşitsizliği daha da derinleştirmektedir.
Eğitimde 4+4+4 dayatması ile ‘dindar nesil’ yetiştirmeyi hedefleyen siyasi iktidar, Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden hedefini daha da büyüterek bilinçli ve programlı bir şekilde daha kolayca ‘şekil verebileceği’ 4-6 yaş gurubuna yöneltmiştir.
Türkiye’de sadece Sünni İslam’ın resmi temsilcisi konumunda olan Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ülke çapında açılan kreş görünümlü Kur’ an kursları (sıbyan mektepleri) 4-6 yaş grubundaki okul öncesi çağdaki çocuklara dönem başından itibaren  “dini eğitim” vermeye başlamıştır.  Devlete ait okul öncesi eğitim kurumlarında velilerden aidat adı altında para talep edilirken, Diyanet’in açtığı kursların tamamen parasız olması dikkat çekicidir. Diyanete bağlı 4-6 yaş grubu Kur’ an kursları fiilen sıbyan mektebi işlevi görerek, okul öncesi eğitime alternatif hale getirilmiştir. 
   Kamu emekçilerinin hak ve özgürlüklerinin her açıdan hedef haline getirildiği bir dönemde Cuma günü mesai düzenlemesinin Cuma namazına göre ayarlanması AKP algı operasyonlarının, gündem saptırmasının, fırsatçılığının ve mezhepçi anlayışının somut bir göstergesi olarak ortaya çıkmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, eğitim hizmetleri başta olmak üzere tüm kamu hizmetlerinin dini kural ve referanslara göre düzenlenmesi laiklik anlayışına ve anayasadaki eşitlik ilkesine temelden aykırıdır. Çalışma yaşamında yapılacak düzenlemelerde evrensel hukuk normları ve demokratik ilkeler esas alınmak ve hiç kimseye ayrımcı, dışlayıcı davranışlarda bulunulmamak gerekir.
Bu uygulama ile kamu emekçileri arasında ayrımcılığın ve gerilimin artması, okullarda, hastanelerde, kısacası kamu hizmetlerinin yürütüldüğü tüm alanlarda Cuma namazına gitmiş olmak ya da olmamanın yeni bir kayırma ya da dışlanmanın aracı haline getirilmesi kaçınılmazdır.
Devlet, dini kurallara dayalı kanunlar çıkaramayacağı gibi, dindarların dini yaşantılarını olumsuz yönde sınırlandırıcı ya da olumlu yönde “teşvik edici” uygulamalar yapamaz. Laik bir devlet, “dinlerin kuralları nelerdir, insanlar nasıl ibadet ederler, ibadeti nerede ve ne zaman yaparlar” gibi konulara karışamaz, karışmamalıdır.
AKP iktidarı döneminde sayıları iki kat artan dershaneler, “paralel ile mücadele” adı altında kapatılıp özel okula dönüştürülürken, bu durumu fırsata çevirmek isteyen MEB, “Temel Lise” adı altında yeni tür özel liseler oluşturmuştur. Çoğu dershaneden dönüşen, ara katlarda, iş hanlarında açılan ve bir okulda olması gereken en temel özelliklerin bile aranmadığı temel liselerin asıl işlevinin lise eğitiminin içinin boşaltılarak hızla özelleşmesi ve tamamen üniversite sınavına endeksli hale getirilmesi olduğu açıktır.
İktidarın asıl niyeti öğrencileri dershanelerden kurtarmak değil, bu bahaneyle kamusal eğitimi tasfiye edip, eğitimi tamamen piyasa ilişkileri içine çekmek, kamu kaynaklarını özel okullara aktarmak ve kamusal eğitimi büyük ölçüde tasfiye etmektir. Bu nedenle kamusal eğitimin önündeki en büyük engellerden birisi olan temel liseler derhal kapatılmalı, kamusal eğitimi güçlendiren adımlar atılmalıdır.
Proje okullara müdür ve öğretmen atamalarının doğrudan Milli Eğitim Bakanı tarafından yapılması, Bakanın Türkiye'nin en gözde okullarına sınavsız olarak istediği öğretmen ve müdürü atamasının önünü açması ciddi sorunları beraberinde getirmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okulların büyük bölümünün müdürlerini kendi siyasal çizgisindeki insanlardan oluşturan bir bakanlığın “proje okulları” benzer bir mantık üzerinden belirlemeye başlaması bu okullarda çalışan çok sayıda öğretmenin başka okullara sürgün edilmesine neden olmuştur.
Okullarda ve üniversitelerde Eğitim Sen üyelerine yönelik olarak başlatılan soruşturma, sürgün, baskı ve cezaların en yoğun olduğu dönemlerden birisi yaşanmaktadır. Başta eğitim hakkı olmak üzere, temel hak ve özgürlükler konusundaki yıllardır ilkeli ve kararlı duruşundan taviz vermeyen üyelerimiz, kimi zaman tamamen iktidarın denetimine giren ‘yargı’ ve ‘hukuk’  kıskacına alınarak cezalandırılmak istemekte, kimi zaman da tamamen siyasi talimatlar ile sürgün kararları verilerek yıldırılmak istenmektedir.
Son olarak önemli bir bölümünü sendikamız üyelerinin oluşturduğu ‘Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’ne yönelik linç kampanyası, hukuksuz bir şekilde gerçekleştirilen soruşturma ve gözaltılar ülkede eğitime, eğitim ve bilim emekçilerine ne kadar değer verildiğini göstermesi açısından ibret vericidir. ‘Çocuklar ölmesin’ diyen öğretmene soruşturma açan, barış için imza veren akademisyenleri hedef göstererek linç etmeye çalışan bir zihniyetin ne bu ülkeye, ne de eğitime herhangi bir katkısının olması mümkün değildir. 
Eğitim Sen’in şube müdürlerinin ve okul müdürlerinin değerlendirilmesi ve görevlendirilmesi ile ilgili olarak açmış olduğu davalarda sendikamızı haklı bulunmuş ve çok sayıda yürütmeyi durdurma ve iptal kararı verilmiştir. Mahkeme kararı ile birlikte mülakatla yapılan tüm sınavların ve yapılan görevlendirmenin iptal edilmesi gerekirken, Milli Eğitim Müdürlükleri  iktidarın izinden giderek yargı kararlarını uygulamamakta ısrar etmekte, hukuksuzluğu ve keyfiliği kural haline getirmektedir. Bu konuda ilimizde yaşananlar ülkede yaşananlardan bağımsız değildir. Düşük puan verilerek müdürlük görevinden alınanlar mahkemeden 2 kez iptal kararı almalarına rağmen yargı kararları uygulanmamakta , adeta suç işlenmeye devam edilmektedir.Bu konuda eminiz ki yetkililer birinci kanaat dönemine ait karnelerinin yetersizliğinin yanı sıra kendileri hakkında yapacağımız suç duyuruları ve haklarında  açılacak tazminat davalarının sonuçlarına da katlanırlar.
Eğitimde yıllardır sorunlarının çözülmesini bekleyen bir diğer kesim ise genel idari hizmetler, teknik, yardımcı hizmetler ve 4-c statüsünde çalışan eğitim emekçilerinin karşı karşıya oldukları sorunlardır. Eğitimin sağlıklı bir şekilde işlemesi için büyük emeği olan bu arkadaşlarımızın görev tanımının ve mesai saatlerinin çoğu zaman belli olmaması, görev tanımları olmadığı için her işi yapar hale getirilmesi, çözülmesi gereken acil bir sorundur. Özellikle yardımcı hizmetler alanında yaşanan taşeronlaşma uygulamalarına derhal son verilmek zorundadır.
Türkiye’deki okulların yarısına yakın bir kısmında taşeron şirketler, İŞKUR ya da okul aile birliklerinin çabalarıyla yardımcı hizmetliler geçici süreli olarak okullarda çalıştırılmaktadır. Güvencesiz statüde çalışan yardımcı hizmetliler çoğu zaman ücretlerini almakta zorluk yaşamakta, kamu kaynaklarını özel okullara aktaran siyasi iktidar, okulların en temel ihtiyaçlarını karşılaması için okullara ihtiyacı kadar ödenek ayırmayarak, eğitimde ticarileştirme uygulamalarını doğrudan teşvik etmektedir.
Son olarak eğitim sistemindeki çürümeyi hızlandıran 4+4+4 dayatmasından uygulamasından derhal vazgeçilmeli, ataması yapılmayan öğretmenlerin atanması yapılmalı, AKP döneminde haksız olarak yapılan tüm atama ve görevlendirmeler iptal edilmeli, eğitim sistemini alt üst eden tüm uygulamalar derhal durdurulmalıdır. Eğitimin hiçbir aşamasında öğrenci ve öğretmenlere dayatmada bulunulmamalı, öğretmen, öğrenci ve velilerin eğitim sistemine yönelik kaygılarını giderici düzenlemeler yapılarak, tüm ülkenin üzerine çöken mevcut eğitim enkazı en kısa sürede kaldırılmalıdır.

Okulöncesi eğitimden başlayarak eğitim yatırımlarına, ders kitaplarının hazırlanmasından eğitim yöneticilerinin belirlenmesine; sınıf mevcutlarından eğitimin kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve her bireyin kendi anadilinde yapılması ilkesine uygun adımlar atılmalı, eğitimde yaşanan ticarileştirme ve eğitimi dinselleştirme adımlarına derhal son verilmelidir. “

20 Ocak 2016 Çarşamba

ORHAN DEMİR PERŞEMBE GÜNÜ DEFNEDİLECEK

 Zonguldak'ta direksiyon başında kalp krizi geçiren sürücü hayatını kaybetti.
Alınan  bilgiye göre, Ontemmuz Mahallesi istikametinden şehir merkezine 31 D 5148 plakalı otomobiliyle giden Orhan Demir (49), rampa aşağı indiği sırada kalp krizi geçirdi. Sürücünün kullandığı otomobil, önce kaldırıma çıktı ardından park halindeki başka bir otomobile çarparak durabildi. Çevredeki vatandaşların kazayı fark etmesiyle olay yerine 112 sağlık ekipleri ve polis ekipleri sevk edildi.
Ambulansa alınan sürücüye kaza yerinde ilk müdahalesi yapıldı. Kalp masajıyla hayata döndürülmeye çalışılan Orhan Demir, kaldırıldığı Atatürk Devlet Hastanesi'nde tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Acı Haberi Duyan ailesi ve yakın arkadaşları Atatürk Devlet hastanesine akın etti.
Çevresi tarafından sevilen Orhan Demir’in cenazesi Almanya’dan yakın akrabalarının  gelecek olması nedeniyle yarın Ontemmuz Mahalle  camisinde öğlen kılınacak cenaze namazına müteakip Ontemmuz aile mezarlığına defnedilece

19 Ocak 2016 Salı

ÖĞRENCİLERE VEREM HASTALIĞI VE KORUNMA YOLLARI ANLATILDI

 
ÖĞRENCİLERE VEREM HASTALIĞI VE KORUNMA YOLLARI ANLATILDI
         Zonguldak Halk Sağlığı Müdürlüğüne bağlı Verem Savaş  birimi tarafından bu yıl 69. Verem Eğitimi ve Propaganda haftası etkinlikleri kapsamında Merkez Yayla Ortaokulunda eğitim gören öğrencilere Veremin önemi ve korunma yolları konulu konferans verildi.
         Okul salonunda düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan Halk Sağlığı Müdürlüğü  Verem Savaş Dispanseri Başhekimi ve aynı zamanda Tüberküloz İl Koordinatörü Dr. Nalan Güven Aktunç tarafından öğrencilere Verem hastalığı nasıl bulaşır, tedavi yöntemleri, Veremden korunma yolları nelerdir, Verem hastalığı ile temas eden insanların neler yapması gerektiği konularında sinevizyon sunumu ile geniş kapsamlı olarak öğrencilere anlatıldı. Konferans sonunda öğrencilere Sağlık Bakanlığının hazırlamış olduğu Verem hastalığı ile ilgili el broşürleri dağıtılarak okulun çeşitli yerlerine afişler asıldı.
       Yayla Ortaokulu Müdürü Ahmet Bozdemir ise,”  böyle bir sağlık eğitiminin okulumuzda yapılmasından dolayı son derece öğrencilerimiz adına mutlu olduk. Ayrıca bize bu eğitim imkanı tanıyan başta Halk Sağlığı Müdürü Dr.Yusuf Kaya olmak üzere konferansı veren Dr. Nalan Güven Aktunç’a ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.



18 Ocak 2016 Pazartesi

AKDEMİR,HEYALAN BÖLGESİNDE İNCELEME YAPTI


Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, 100 yıl Şehirlerarası otobüs terminali üstünde sağanak yağış nedeniyle meydana gelen heyelandan dolayı, söz konusu mevkide incelemelerde bulundu. Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Zonguldak Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri başta olmak üzere tüm ekiplerce, gerekli tedbirleri aldıklarını ve çalışmaları yakından takip ettiklerini ifade etti. 

TEOG SINVANDI TÜM SORULARI CEVAPLAYAN “ YAYLANIN TEOG GURURLARI “


                Milli Eğitim Bakanlığı  (MEB) tarafından açıklanan sonuçlara göre Zonguldak Merkeze bağlı Yayla Ortaokulunda okuyan  8-B sınıfı  öğrencisi  Berce Kamilçelebi ile  8-D sınıfı öğrencilerinden Ayşe Nuray Demirkır adlı öğrenciler  2015 yılında yapılan TEOG sınavında girmiş oldukları  altı dersten oluşan 120 soruya tam cevap vererek Türkiye derece elde ettiler.
         Yayla Orta Okulu Müdür Ahmet Bozdemir ise, Öğrencilerimizin almış olduğu bu başarılı sonuçlar bizleri son derece mutlu etmiştir.  Öğrencilerimiz Disiplinli ve planlı çalışmaları karşılığını almışlardır. Öğrencilerimizin bu başarısında emeği geçen fedakar  öğretmenlerimize, velilerimize ve idarecilerimize eğitimde başarıya katkı sağladıkları için buradan ayrıca teşekkür ediyorum ve başarılarının devamını diliyorum “ dedi.

VEREM STANDI AÇILDI

                 Zonguldak Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından bu yıl 69.Kutlanan Verem Eğitimi ve Propaganda etkinlikleri nedeniyle Valili binasına vatandaşları bilgilendirmek amacıyla eğitim standı açıldı. Halk Sağlığı Müdürlüğüne bağlı Tüberküloz İl Koordinatörlüğü ve Toplum Sağlığı Merkezleri  Eğitim Şubesi tarafından planlanmış olan eğitim standına gelen  vatandaşlara el broşürleri dağıtılarak konuyla ilgili olarak geniş kapsamlı olarak bilgilendirildiler.
      Halk Sağlığı Müdürü Dr. Yusuf Kaya ise burada yapmış olduğu kısa açıklamasında özetle şunları söyledi. “  Bu yıl çeşitli etkinliklerle kutlanmakta olan 69.Verem Eğitimi ve Propaganda haftası  nedeniyle burada açmış olduğumuz eğitim standımızın yanı sıra Okullarda ve Kur’an kurslarında eğitim gören öğrencilerimiz olmak üzere çeşitli yerlerde bu eğitimlerimizi aralıksız olarak vermekteyiz dedi. 

69. VEREM EĞİTİMİ VE PROPAGANDA HAFTASI KUTLANIYOR

Zonguldak Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından bu yıl çeşitli etkinliklerle 69.Verem ve Propaganda haftası kutlanmaktadır. Konuyla ilgili olarak bir basın açıklaması yapan Halk Sağlığı Mürdürü Dr. Yusuf Kaya yapmış olduğu açıklamada şunları dedi.  
       “ Tüberküloz, solunum yolu ile akciğerlere giden tüberküloz mikrobunun (“MycobacteriumTuberculozis”) yol açtığı bulaşıcı bir hastalıktır. Tüberküloz halen dünya genelinde önemli bir sağlık problemidir. Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri verem mikrobunu vücudunda taşımaktadır. Bu insanların yüzde 10’unda yaşamlarının bir döneminde verem hastalığının ortaya çıkacağı düşünülmektedir. Tüberküloz erkeklerde kadınlardan daha sıktır ve çoğunlukla genç yetişkinlerde görülmektedir.
Verem hastalığının belirtileri birkaç hafta içinde gittikçe kötüleşen inatçı öksürük, balgam çıkarma, kilo kaybı, ateş, gece terlemesi, iştahsızlık, halsizlik, yorgunluk ve kan tükürmedir. Bu belirtileri olan kişilerin Verem Savaş Dispanserine, Aile Hekimine veya en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerekir.
Verem basilinin kaynağı, tedavi görmemiş veya düzenli tedavi görmeyen aktif akciğer ve gırtlak (larinks) veremi olan hastalardır. Tedavi görmemiş veya tedavisini aksatan hastalardan; öksürme, hapşırma veya konuşma esnasında ortama yayılan damlacıkların solunum yolu ile alınması ile bulaşır. Tedavi edilmeyen her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırır. En çok hastanın aile bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına bulaşma olur. Tedavi ile basil sayısı çok kısa sürede azalır. Hastaların çoğunda ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık yok olur. Tüberküloz basili yiyeceklerle, giyeceklerle, eşyalarla bulaşmaz.Kan yolu ve cinsel yolla da bulaşma olmaz.
Hastalığın gelişmesine yol açan vücut direncini düşüren hastalıklar ve etkenler vardır. HIV/AIDS vücut direncini en çok kıran hastalıktır. Bunun dışında şeker hastalığı, böbrek hastalığı, bazı kanserler, ilaç ve alkol bağımlılığı, sigara, madenci hastalığı ve diğer bazı ciddi kronik hastalıklar da vücut direncini düşürür. Bebeklerde ve yaşlılarda da vücut direnci düşük olduğundan hastalanma fazla olur.
Verem hastalığı vücudun bütün organlarını tutabilir ancak en çok akciğerlerde görülür (yüzde 60-70). Hastalığın tuttuğu diğer organlar; akciğer zarları, lenf bezleri, kemikler, böbrekler ve beyin zarlarıdır menenjit.

                TÜBERKÜLOZ HASTALIĞINDAN KORUNMA YOLLARI  
1-Hastanın her gün düzenli ilaç içmesi en önemli koruyucu faktördür.
2-Tüberküloz hastalarının bulunduğu ortam sık sık havalandırılmalıdır.
3-Odanın güneş görmesi ortamdaki mikropları öldürür.
4-Hastanın balgamında mikrop çıkmayana kadar ayrı bir odada kalması uygundur.
5-Bulaştırıcı verem hastaları öksürük ve aksırık sonrasında ellerini mutlaka yıkamalıdır.
6-Kapalı ortamda başka insanlarla birlikteyken maske kullanmalıdır.
Verem hastalarından bulaştırıcı olanların çalışmaması gerekir. Balgamında tüberküloz basili olmadığı gösterildiğinde, yani bulaştırıcılığı geçtiğinde tekrar çalışması uygundur. Tedavinin başlangıç aşamasında çalışmak, vücut direncini düşüreceği için de çalışmak uygun değildir.
Tüberküloz tanısı alan kişilere dispanserler tarafından ücretsiz ilaç verilir. Hastalar en az 6 ay ilaç kullanmak zorundadır. Tüberküloz hastaları ilaçlarını Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT) ile her gün düzenli olarak dispanserde veya aile hekiminde almalıdır. Tedavide verilen ilaçların düzenli içilmesi çok önem taşır. İlaçlarını düzenli kullanmayan hastalarda direnç gelişir. Bu hastalar daha uzun süre ve daha fazla miktarda ilaç kullanmak zorunda kalırlar. Tüberküloz hastası olanların yakınları Verem Savaş Dispanserlerinde ücretsiz olarak akciğer filmi ve PPD testi yapılarak kontrol edilmektedir. Temaslı muayenesi sonucunda hasta olduğu tespit edilenler ücretsiz olarak tedaviye alınır. Hasta olmayan fakat verem olma riski taşıyan kişilere ise koruyucu tedavi verilir.
Tüberkülozlu hastalarda tedavi edilmezse ölüm oranı yüksektir. Yapılan çalışmalarda tedavi edilmeyen bulaştırıcı tüberküloz olgularının yüzde70’inin 10 yıl içinde hayatını kaybettiği saptanmıştır. 2014 yılında dünyada 9,6 milyon yeni tüberküloz vakası ve 1,5 milyon tüberkülozdan ölüm olduğu saptanmıştır. Tüberküloz, enfeksiyon hastalıklarından ölümlerde AIDS’ten sonra ikinci en önemli ölüm nedenidir.
Tüberkülozdan korunmada ülkemizde 2-3 ay arası bebeklere direkt olarak BCG aşısı yapılmaktadır. BCG aşısı ülkemizde aile sağlığı merkezlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır.


15 Ocak 2016 Cuma

TTK ÜZÜLMEZ MÜESSESESİ’NDE PANO ÜRETİM YENİ AYAĞI DUALARLA AÇILDI

 

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Üzülmez Müessesesi’ne ait 3. Ocak’ta yeni açılan pano üretim ayağı kazasız-belasız, verimli üretim dilekleriyle okunan dualar ve kurban kesimiyle açıldı.
15 Ocak 2016 tarihinde TTK Üzülmez Müessesesi Kuyubaşında düzenlenen Kurban kesim törenine Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Mali Sekreteri Adnan Tıska, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Satılmış Uludağ, TTK Üzülmez Müessese Müdür Yardımcısı Ali Hekim, İşletme Müdürü Müjdat Birol, Kartiye Mühendisleri Aydın Kasapoğlu, Birol Karaçam, Cengiz Şenay, Ekrem Yılmaz, Salim İşpir, GMİS Üzülmez Şube Başkanı Tayfun Demir ile Şube Yöneticileri ve maden işçileri katıldı.
Yeni açılan pano üretim ayağında kazasız-belasız ve verimli çalışma dilekleriyle Kur’anı Kerim okundu, dualar edildi. Ardından kurban kesimi gerçekleştirildi.
Törenin ardından GMİS Yöneticileri, kartiye şeflerini ve TTK Üzülmez Müessese Müdürü Recep Danacıoğlu’nu ziyaret ederek görüş alışverişinde bulundu.

14 Ocak 2016 Perşembe

BELEDİYE BAŞKANI MUHARREM AKDEMİR’DEN ANKARA ÇIKARMASI

 
               Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Belediye Başkanları Birliği yönetim kurulu üyeleri ile birlikte bir dizi resmi ziyaretlerde bulunmak üzere dün Ankara’ya gitti.
Zonguldak Belediye Başkanları Birliği Genel Başkanı ve aynı zamanda Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş’i yönetim kurulu üyeleri ile birlikte ziyaret eden Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir; ardından Belediye Başkanları Birliği üyeleri ile birlikte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’yu makamında ziyaret etti.

            Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu ile Belediye Başkanları Birliği özlük hakları konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını ifade eden Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, ayrıca Zonguldak’ın sorunları arasında yer alan rödövanslı saha sahiplerinin sorunlarını kendisine aktardığını belirtti. Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, “Sayın Bakanımızı ziyaretimizde kendisiyle bire bir görüşme imkânına sahip oldum. Biliyorsunuz ki, madencilik sektöründe bir takım sıkıntılar mevcut. Özellikle, rödövans sahalarının durumu ile ilgili sıkıntıları Bakanımıza aktardım. Kendisi de Zonguldak için konuyla ilgili olumlu çalışmaların devam ettiğini aktardı. Umuyoruz bu sıkıntının en kısa zamanda çözüme kavuşacağına inanıyoruz.”

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI SAYIN VEYSEL EROĞLU’NA DERE ISLAH PROJEMİZİ AKTARDIM”

             Ardından Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile de görüşen Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir; “Şehrimiz adına önemli olan birçok projemiz var. Bunlar arasında yer alan ve benim özellikle üzerinde hassasiyet ile durduğum Dere Islah Proje’mizi Sayın Bakanımız Veysel Eroğlu ile görüştüm ve bu projeyi bir an önce hayata geçirmek istediğimizi ifade ettim. Kendisi konuyla çok alakadar oldu ve gerekli çalışmaların yapılması konusunda milletvekillerimize talimat verdi.”

          Öte yandan Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Zonguldak Milletvekilleri ile de bir araya gelerek fikir alışverişinde bulundu.

13 Ocak 2016 Çarşamba

MÜCADELECİ MADEN İŞÇİLERİ HAYKIRDI “ ZONGULDAK UYUMA KONUK EVİNE SAHİP ÇIK"






Amelebirliğinin Ankara’daki misafirhanenin yıkılarak bir şirkete tamirat karşılığı 10 yıllığına kiraya verileceği, maden işçilerine de yüzde 12 oranında konaklama kontenjanı verileceği haberleri üzerine maden işçileri tepkilerini göstermeye başladı.
Kendilerine “ Mücadeleci Maden işçileri “ adını veren bir gurup Madenci anıtı önünde toplanarak basın açıklama yaptı. Basın açıklaması sırasında “ Madenci uyuma Konuk Evine sahip çık, Zonguldak Uyuma Konuk evine sahip çık “ şeklinde sloganlar attılar.
Mücadeleci Maden İşçileri adına basın açıklamasını okuyan Vural Saraç, İyi niyetle yapıldığı iddia edilen kiralama yöntemiyle devir sonrasında, Ankaradaki misafirhanenin buharlaşarak, ellerinden kayıp gideceğini, kendi evlerinde yabancı duruma düşeceklerini, daha uzun vadede de ise, maden işçilerine, yakınlarına ve Zonguldaklılara konuk evinin kapanacağını düşündüklerini söyledi.
Vural saraç sözlerine şöyle devam etti “ Yani bizlere diyorlar ki Dimyatta pirinç var. Evdeki bulgurumuzdan edecekler. Bu nedenle misafirhanenin kiralama yoluyla devrini yanlış buluyor, uzun vadede maden işçilerinin hak kaybına uğrayacağını ifade ediyor ve bu yanlış kararı kabul etmiyoruz.” Dedi.


12 Ocak 2016 Salı

SP’DEN KGD’YE KUTLAMA ZİYARETİ!

Saadet Partisi il yöneticileri Karaelmas Gazeteciler Derneği (KGD)ye kutlama ziyaretinde bulundu. SP İl Başkanı Sadık Kar, Teşkilatlandırma Başkanı Musa Yüce, Tanıtma Başkanı Osman Büyükoğlu ve Mahalli İdareler Başkanı Abdullah Kırnakçı ile birlikte yapılan ziyareti Dernek Başkan Vekili Mustafa Emen karşıladı.
Ziyaretlerinin amacının “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”nü kutlamak olduğunu ifade eden SP İl Başkanı Sadık Kar, “10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününüzü kutluyoruz. Gördüğümüz kadarıyla çalışan gazetecilere iyileştirme yapılmış değil. Zor şartlar altında bu değerli mesleği canla başla sürdürmeye çalışan meslektaşlarınızı tebrik ediyoruz. Sizler sayesinde bizler sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. İnşallah daha güzel şartlarda ve imkanlarda çalışmalarınızı yaparsınız, sizlere sonsuz başarılar diliyoruz, nice yıllara” şeklinde konuştu.
KGD Başkan Vekili Mustafa Emen de SP Başkan ve yöneticilerine yaptığı ziyaretten dolayı teşekkür ederek çalışmalarında başarılar diledi. Yapılan hoş sohbet ve değerlendirmelerden sonra SP yöneticileri dernekten ayrılırken, bir sonraki yılda 10 Ocak gazetecilerin gününü kahvaltı ile kutlayacakları sözü verildi

GMİS YÖNETİM KURULU, CHP İL VE İLÇE BAŞKANLIKLARINI ZİYARET ETTİ

 
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkan Ahmet Demirci ve Yönetim Kurulu, 12 Ocak 2016 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak İl Başkanlığı ile İlçe Başkanlığı’nı ayrı ayrı ziyaret etti.
CHP İl Başkanı Ahmet Altun’u ve İl Yönetimi ile CHP Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun ve İlçe Yönetimini ziyarete GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci’nin yanı sıra GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreter Hakkı Arslan, Genel Mali Sekreter Adnan Tıska ile Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Satılmış Uludağ katıldı.
GMİS GENEL BAŞKANI AHMET DEMİRCİ;
“ZONGULDAK’I İLERİYE GÖTÜREBİLMEK İÇİN MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Göreve seçilmiş olmalarından dolayı İl Başkanı Altun ile Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun ve il-ilçe yönetim kurullarını kutlayan GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci ziyaretlerde şöyle konuştu;
“Yeni görevleriniz nedeniyle sizleri tebrik ediyor, hayırlı olmasını diliyoruz. Allah utandırmasın.
Öncelikle biliyorsunuz bugün İstanbul Sultanahmet’te bombalı bir saldırı düzenlendi. İlk bilgilere göre çoğu yabancı turist 10 kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Yaralılara acil şifalar diliyoruz.  Saldırıyı kınıyoruz.
Sizler de zor bir dönemde görev aldınız. Önemli sıkıntılar içindeyiz. Hep birlikte elele vererek bu sıkıntıları da aşacağımıza inanıyorum.
Zonguldak’ın, Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) çeşitli sorunları var. Zonguldak’ı, TTK’yı ileriye nasıl götürebileceksek, o yönde faydalı olabilmek için mücadelemizi sürdüreceğiz.
TTK’ya işçi alımıyla ilgili olarak tüm bölge milletvekillerimizle istişare içindeyiz. Tüm siyasetçiler bizlere bu konuda destek vereceklerini belirttiler. Sizlerin de bizlere yardımcı olacağınızı umuyoruz.
Hep birlikte Zonguldak’ı, bölgemizi ileriye götürebilmek için mücadele edeceğiz” dedi.
İL BAŞKANI AHMET ALTUN;
“BENİM BİR YANIM SENDİKADIR”
Ziyaret nedeniyle teşekkür eden CHP İl Başkanı Ahmet Altun, İstanbul’daki saldırıyı kınadı.
Altun şöyle konuştu; “Benim bir yanım da sendikadır. Görev yaptığım dönemde her ne kadar mühendis-memur olsam da sendika kültüründen ve kökeninden geldim. Yarı parçam sendikadır.
TTK’nın durumunu, işçilerin durumunu yakinen biliyorum. Bu konudaki görüşlerim bellidir.
TTK’ya işçi alınması için elimden gelen her türlü çabayı sarf edeceğimi şimdiden beyan ediyorum.
Zonguldak’ı kalkındırmak için ne yapılması gerekiyorsa, müştereken, güç birliği içinde yapacağız.
Bu yapılmazsa zaten Zonguldak balıkçı barınağı olacaktır” dedi.
MERKEZ İLÇE BAŞKANI EBRU UZUN;
“DESTEK VERECEK, YANINIZDA OLACAĞIZ”
Ziyaretten memnuniyet duyduklarını ifade eden CHP Zonguldak Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun, “Zonguldak için, özellikle TTK için, maden işçisi için yapılması gereken ne varsa yapmaya hazırız. Milletvekillerimizin çalışmaları da bu yönde. Ama sadece bizim milletvekillerimiz değil tüm bölge milletvekillerinin bu konuda birlik olması, omuz omuza vermesi ve bu sorunları halletmesi için biz de elimizden gelen baskıyı yapacağız.
Hangi konuda destek isterseniz doğru olan her konu da sizlere destek verecek ve yanınınız da olacağız” dedi.



10 Ocak 2016 Pazar

GAZETECİLER GÜNLERİNİ PASTA KESEREK KUTLADI

10 Ocak Çalışan gazeteciler günü nedeniyle Karaelmas Gazeteciler Derneği (KGD) dernek binasında etkinlik düzenledi. Etkinliğe Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Basın ilan kurumu (BİK) Şube Müdürü Özer Akoğlu, Karaelmas Gazeteciler derneği Başkanı Osman Sav, yönetim kurulu üyeleri ve gazeteciler katıldı.
Geleneksel hale getirilen Pasta kesim töreninden sonra bir konuşma yapan dernek başkanı Osman Sav, 10 Ocak çalışan gazeteciler gününün önem ve anlamını ve günün nasıl oluşturduğunu anlattı. Basın İlan Kurumu Müdürü Özer Akoğlu ise yaptığı konuşmada, Gazetecilerin kendi günlerinde bile çalışmak zorunda olduğunu kaydetti ve çalışan gazetecilerin sıkıntılara rağmen görevlerini ifa ettiklerini ve görevlerini yaparken de etik kurallara duyarlı olunmasını istedi.
Belediye Başkanı muharrem Akdemir’de yaptığı konuşmasında, gazetecilerin kar kış demeden, görevlerini sürdürdüklerini ve zor şartlarda savaşta bile, kendilerini tehlikenin içine atarak görevlerini sürdürdüklerini ve bu nedenle bu mesleğin bu nedenle bile saygın ve önemli olduğuna dikkat çekti.
Daha sonra Dernek binasında toplanan gazeteciler ve katılımcılar başlarından geçen önemli anılarını paylaştılar

9 Ocak 2016 Cumartesi

ÖZEL GÜVENLİK GÖREVLİLERİNE MÜJDE EK GÖSTERGE VE DERECELERİ YÜKSELTİLİYOR



Özel güvenlik Görevlilerinin mağduriyetinin giderilmesine yönelik Kanun Teklifi hazırlanıyor.
Özel Güvenlik Vakfı (ÖZGÜVAK) Genel Başkanı Ali Kaya hazırlanacak olan kanun teklifi ile Özel Güvenlik Görevlilerinin ek göstergelerinin yükseltilerek, fiili hizmet zammının verilerek emeklilik sonrası mağduriyetlerinin giderilmesinin amaçlandığını kaydetti.
Alı Kaya hazırlanan teklif ile ilgili şu bilgileri verdi
“Ülkemizde çalışma hayatı çok ciddi sorunlar içermektedir. Uluslararası Çalışma Örgütünün normlarından hızla uzaklaştığı ve hemen bütün alanlarda güvenceli ve sürekli çalışmanın yerini, geçici ve süreksiz çalışma ilişkilerinin almaya başladığı görülmektedir. Bu sorunlar kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör firmalarında güvenliği sağlamak amacıyla istihdam edilen Özel Güvenlik Görevlilerinde de yaygın bir şekilde görülmektedir. Özel Güvenlik Personeli çalışma koşullarının ağırlığı, sosyal hakların yetersizliği gibi nedenlerle büyük zorluklar yaşamaktadırlar. Yedi gün yirmi dört saat vardiyalı bir şekilde genel kolluk kuvvetleri gibi hizmet vermektedirler. Yasal çalışma saatlerine uyulmamakta, diğer taraftan terör saldırıları, yasal güvenceden yoksun, görevleri ile ilgili tehditler ve risk altında çalışan Özel Güvenlik Görevlileri, yaptıkları işin niteliği genel kolluk kuvvetlerinin yaptıkları görevlere de uygun olmasına rağmen, askerler ve polislerin faydalandığı haklardan (fiili hizmet) yararlanamamaktadırlar. Bu çerçevede Özel Güvenlik Görevlilerinin genel kolluk kuvvetlerinin faydalandığı haklara (fiili hizmet) tabi olmadan emekli edilmeleri kamu vicdanını sarsmaktadır.
Bu kanun teklifi ile Özel Güvenlik Görevlilerinin 2. derecede 1100 olan ek göstergelerinin 2200, 1.derecede 2200 olan ek göstergelerinin 3000’ e yükseltilmesi, 1981 yılından itibaren 2495 sayılı kanunla başlayan, ülkemiz güvenliğine büyük bir özveriyle zor şartlar altında hizmet eden Özel Güvenlik Görevlilerinin ek göstergelerinin yükseltilmesi ve fiili hizmet zammı verilmesi özellikle emeklilik sonrası dönemde ki mağduriyetlerinin giderilmesi amaçlanmaktadır.”


8 Ocak 2016 Cuma

ZONGULDAK BELEDİYE BAŞKANI AKDEMİR 10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ’NÜ KUTLADI



                 Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, 10 Ocak “Çalışan Gazeteciler Günü’nü” kutlayarak bir mesaj yayımladı. Muassır medeniyetler seviyesine çıkma yolunda Türkiye’nin en önemli unsurlarından birinin ilkeli, tarafsız ve doğru bir basın anlayışı olduğunu ifade eden Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarından biri olan basının, haber alma ve yayma özgürlüğünün en etkili aracı olduğuna dikkat çekerek, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Basın milletin müşterek sesidir.” sözlerini hatırlattı. Belediye Başkanı Muharrem Akdemir 10 Ocak çalışan gazeteciler günü nedeniyle yapmış olduğu yazılı açıklaması şöyle: 10 Ocak 212 sayılı yasanın, yani basın sektöründe çalışanların haklarının yasallaştırıldığı kanunun kabul edildiği tarihin yıl dönümü. Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin temel unsurlarından biri olan basınımız, demokratik düzenin sağlıklı işlemesi açısından vazgeçilmezdir. Gazetecilik mesleği, özellikle gönülden fedakârlık isteyen zor şartlar altında yapılan önemli bir meslektir. Basının geçmişte olduğu gibi günümüzde de toplumsal yaşantımızda çok önemli bir yeri vardır. Toplumların gelişiminde, basının her konuda, bilgilenme, aydınlanma, yönlendirme ve kamuoyu oluşturma gibi önemli bir görevi yerine getirmesi büyük önem taşımaktadır. Bilginin büyük önem taşıdığı günümüz dünyasında, en önemli mesleklerden biri olan gazetecilikte, doğru ve ilkeli haber, tarafsızlık ve kalitenin öncelikli ilke edinilmesi gerektiği görüşündeyim. Gazetecilerin çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve basın özgürlüğünü kısıtlayan engellerin ortadan kaldırılması yerel ve ulusal basınımıza güç katacaktır. Basın çalışanları ilkeli ve tarafsız yayın anlayışından taviz vermeksizin insanlara haber ve bilgi akışı sağlamak gibi çok önemli görevler üstlenmektedir. Basın mensupları her şartta ve koşulda görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadırlar. Ülkemizde, 10 Ocak 1961 tarihinde yürürlüğe giren 212 sayılı yasa ile gazetecilerin bu sorunlarına, sınırlı ölçüde de olsa, çözüm bulunmak istenmiştir. Bu yasanın önemini kamuoyuna da maletmek isteyen gazetecilerimiz, her 10 Ocak'ı "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak kutlamaktadırlar. Gündemi etkileyen ve hatta gündem oluşturan bir güç haline gelen medya, ancak doğru amaçlar için kullanıldığı zaman faydalı bir araç olmaktadır. Hür ve tarafsız basın, özgürlükçü demokrasinin vazgeçilmez unsurlarındandır. Basın, her zaman ve her koşulda, kamu yararını göz önünde bulundurarak, yansız ve ilkeli habercilik anlayışını benimsemeli, bir kamu görevini yerine getirmenin bilinciyle ülke gerçeklerine, milli değerlere duyarlı olmalıdırlar."
              


ÇGD ŞUBE BAŞKANI AYAROĞLU “ 10 OCAK ARTIK KARA GÜNDÜR “

10 Ocak Çalışan gazeteciler günü nedeniyle basın açıklaması yapan Çağdaş Gazeteciler derneği (ÇGD) Zonguldak şube başkanı Ali Ayaroğlu, 10 Ocak gününün kara gütn olduğunu kaydetti.Ayaroğlu’’nun konuya ilişkin açıklaması şu şekilde
1961 yılında çalışan gazeteciler lehine 212 sayılı yasanın değiştirilmesinin yıl dönümlerini “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak 10 Ocak’larda kutluyoruz. 
Yasanın çıkışından bugüne dek geçen 55 yılda ne yazık ki gazetecilerin kazanımları büyük ölçüde budanmış sendikalaşma hakkı kullanılamaz hale getirilmiş, taşeronlaşma yaygınlaştırılmıştır. İş güvencesi ortadan kalkmış toplu işten çıkarmalar günlük olaylar haline gelmiştir. Sadece son bir yılda yüzlerce basın emekçisinin işine son verilmiştir. Ülke genelinde yerel basında görev yapan arkadaşlarımızın büyük bir çoğunluğu sigortasız boğazı tokluğuna çalışmaktadır.
Ülkemizde basın özgürlüğü, düşünceyi ifade özgürlüğü ve bireylerin temel hak ve özgürlükleri 55 yıl öncesinden daha kötü durumdadır.
Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a, bakanlara, bürokratlara kadar devleti yöneten kadro, basını ve düşünceyi ifade özgürlüğünü kendilerine engel olarak görmektedirler.
Meslektaşlarımız habercilik görevlerini yaparken “iktidarın memurları” olmaya zorlanmaktadırlar. Zonguldak’a gelen bakanlar bağımsız gazetecilik görevi yapan arkadaşlarımızı dışlamakta onları yandaş olmaya zorlamışlardır. Siyasal iradenin ayrıcalık uygulaması habere ulaşmak haklarına getirilen bir yasaklamadır. 
Bu iktidar döneminde 25O dolayında gazeteci ceza evlerine tıkılmıştır.12 Eylül darbesinden kalma yasalarla ve Terörle Mücadele Yasasından kaynaklanan maddelerle de halen çok sayıda gazeteci cezaevlerinde bulunmaktadır. Gazetecilik görevini yapan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Arkadaşımız Erdem Gül tutsak edilerek Silivri zindanların tıkılmıştır.
Bütün bunlar kadar vahim olan da, çok sayıda gazeteci ve yazarın,  iktidara ters düşmemek için bu kötü gidişe karşı sessiz kalışıdır. Bu tür gazeteciler ağır baskılar altında tutulan mesleklerini, kanunsuzluğa, haksızlığa uğrayan meslektaşlarını değil çıkarları doğrultusunda iktidar yöneticilerine sırtını dayamış ve onları savunmayı görev edinmişlerdir. Yandaş gazetecilik ekol haline getirilmiştir.
Bizler halkın haber alma, gerçekleri öğrenme ve bilgilenme hakkının savunucusu olmayı sürdüreceğiz.1O Ocak “Çalışan Gazeteciler Günü” olmaktan çıkmıştır.”