Zonguldak Halk sağlığı Müdürlüğü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Zonguldak Halk sağlığı Müdürlüğü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Mart 2016 Çarşamba

ÇOCUKLARDA BÖBREK HASTALIĞI ÖNLENEBİLİR-ERKEN DAVRAN ÖNLE

Zonguldak Halk Sağlığı Müdürü Dr.Yusuf Kaya, Her yıl Mart ayının ikinci Perşembesi “ Dünya Böbrek Günü” olarak kabul edilerek etkinlikler düzenlenmektedir. Bu yıl çocuklarda böbrek hastalıklarının önlenmesi için toplumsal bilinci artırmak ve erken tanının önemini vurgulamak amacıyla 10 Mart günü ve haftasında ülke genelinde olduğu gibi ilimizde de çeşitli etkinlikler yapılacaktır “ dedi.


Konu ile ilgili olarak yazılı bir açıklama yapan Halk Sağlığı Müdürü Dr. Yusuf kaya yapmış olduğu yazılı açıklamada şöyle dedi. “ Çocukluk çağında şiddetli ve uzun süren, iyi tedavi edilmeyen ya da tekrarlayan doğumsal veya kazanılmış böbrek ve idrar yolu hastalıklarına bağlı olarak böbrekte meydana gelen hasar sonucu böbreğin görevlerini yeterince yapamaması kronik böbrek hastalığıdır.

Doğuştan olan hastalıklar (her iki böbreğin de gelişememesi, polistik böbrek, idrar yollarındaki darlıklar ve neden olduğu genişlemeler, kalıtsal geçişli hastalıklar vb.), idrarın idrar kesesinden böbreğe kaçışı, çocukluk çağı mikrobik olmayan iltihabi böbrek hastalıkları ”nefrit” ler, tekrarlayan ateşli idrar yolu enfeksiyonları (böbrek enfeksiyonları), böbrek ve idrar yolu taşları, idrar kesesinin dolmasını ve boşalmasını bozan hastalıklar çocuklarda kronik böbrek hastalığına yol açabilir. Böbrek hastalıkları belirtilerinde altta yatan hastalıklara bağlı olarak farklı belirtilerin birkaçı bir arada olabilir. Böğür ağrısı (yan ağrısı), bulantı, kusma, halsizlik, iştahsızlık, karın ağrısı, idrar yaparken yanma, sık ateşlenme, sık sık veya çok uzun aralarla idrara çıkma, kanama nedeniyle idrarın kırmızı-kahverengi olması, göz kapaklarında, yüzde ve bacaklarda şişlik, yüksek tansiyona bağlı baş ağrısı, idrar kaçırma, tuvalete yetişememe, idrar tutmak için bacaklarını sıkıştırma, kesik kesik idrar yapma, böbrek taşlarının düşmesi sonucu ağrı ve kanama, solukluk, büyüme geriliği büyümede duraklama gibi belirtiler görülebilir. Çocuklarda hızla ilerleyen böbrek yetersizliğinde idrar miktarı başlangıçta hızla azalır. Uzun süreli ve sinsi ilerleyen böbrek yetersizliklerinde ise ilk yıllarda idrar miktarı boldur, ilerleyen dönemde ise idrar miktarı azdır. Çocuklarda şikayetler erken dönemde ciddiye alınmalıdır. Böbrek hasarını önlemek, en azından azaltmak için erken dönemde tedaviye başlanmalıdır. Yeterli ve dengeli beslenme, büyüme ve gelişmenin sürdürülmesine yönelik tedaviler, ilaçlarla destek tedavileri, diyaliz, böbrek nakli yapılmaktadır. Sık idrar yolu enfeksiyonu geçiren çocuklarda hijyen kurallarına dikkat etmek, sağlıklı beslenme ve yeterli miktarda su tüketmek, altta yatan hastalıklarla ilgili tedavi önerilerini dikkatle uygulamak, gereksiz ilaç kullanımından (ağrı kesiciler, görüntüleme yöntemleri için kullanılan maddeler vb.) sakınmak gerekir “ dedi.



18 Ocak 2016 Pazartesi

69. VEREM EĞİTİMİ VE PROPAGANDA HAFTASI KUTLANIYOR

Zonguldak Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından bu yıl çeşitli etkinliklerle 69.Verem ve Propaganda haftası kutlanmaktadır. Konuyla ilgili olarak bir basın açıklaması yapan Halk Sağlığı Mürdürü Dr. Yusuf Kaya yapmış olduğu açıklamada şunları dedi.  
       “ Tüberküloz, solunum yolu ile akciğerlere giden tüberküloz mikrobunun (“MycobacteriumTuberculozis”) yol açtığı bulaşıcı bir hastalıktır. Tüberküloz halen dünya genelinde önemli bir sağlık problemidir. Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri verem mikrobunu vücudunda taşımaktadır. Bu insanların yüzde 10’unda yaşamlarının bir döneminde verem hastalığının ortaya çıkacağı düşünülmektedir. Tüberküloz erkeklerde kadınlardan daha sıktır ve çoğunlukla genç yetişkinlerde görülmektedir.
Verem hastalığının belirtileri birkaç hafta içinde gittikçe kötüleşen inatçı öksürük, balgam çıkarma, kilo kaybı, ateş, gece terlemesi, iştahsızlık, halsizlik, yorgunluk ve kan tükürmedir. Bu belirtileri olan kişilerin Verem Savaş Dispanserine, Aile Hekimine veya en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerekir.
Verem basilinin kaynağı, tedavi görmemiş veya düzenli tedavi görmeyen aktif akciğer ve gırtlak (larinks) veremi olan hastalardır. Tedavi görmemiş veya tedavisini aksatan hastalardan; öksürme, hapşırma veya konuşma esnasında ortama yayılan damlacıkların solunum yolu ile alınması ile bulaşır. Tedavi edilmeyen her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırır. En çok hastanın aile bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına bulaşma olur. Tedavi ile basil sayısı çok kısa sürede azalır. Hastaların çoğunda ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık yok olur. Tüberküloz basili yiyeceklerle, giyeceklerle, eşyalarla bulaşmaz.Kan yolu ve cinsel yolla da bulaşma olmaz.
Hastalığın gelişmesine yol açan vücut direncini düşüren hastalıklar ve etkenler vardır. HIV/AIDS vücut direncini en çok kıran hastalıktır. Bunun dışında şeker hastalığı, böbrek hastalığı, bazı kanserler, ilaç ve alkol bağımlılığı, sigara, madenci hastalığı ve diğer bazı ciddi kronik hastalıklar da vücut direncini düşürür. Bebeklerde ve yaşlılarda da vücut direnci düşük olduğundan hastalanma fazla olur.
Verem hastalığı vücudun bütün organlarını tutabilir ancak en çok akciğerlerde görülür (yüzde 60-70). Hastalığın tuttuğu diğer organlar; akciğer zarları, lenf bezleri, kemikler, böbrekler ve beyin zarlarıdır menenjit.

                TÜBERKÜLOZ HASTALIĞINDAN KORUNMA YOLLARI  
1-Hastanın her gün düzenli ilaç içmesi en önemli koruyucu faktördür.
2-Tüberküloz hastalarının bulunduğu ortam sık sık havalandırılmalıdır.
3-Odanın güneş görmesi ortamdaki mikropları öldürür.
4-Hastanın balgamında mikrop çıkmayana kadar ayrı bir odada kalması uygundur.
5-Bulaştırıcı verem hastaları öksürük ve aksırık sonrasında ellerini mutlaka yıkamalıdır.
6-Kapalı ortamda başka insanlarla birlikteyken maske kullanmalıdır.
Verem hastalarından bulaştırıcı olanların çalışmaması gerekir. Balgamında tüberküloz basili olmadığı gösterildiğinde, yani bulaştırıcılığı geçtiğinde tekrar çalışması uygundur. Tedavinin başlangıç aşamasında çalışmak, vücut direncini düşüreceği için de çalışmak uygun değildir.
Tüberküloz tanısı alan kişilere dispanserler tarafından ücretsiz ilaç verilir. Hastalar en az 6 ay ilaç kullanmak zorundadır. Tüberküloz hastaları ilaçlarını Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT) ile her gün düzenli olarak dispanserde veya aile hekiminde almalıdır. Tedavide verilen ilaçların düzenli içilmesi çok önem taşır. İlaçlarını düzenli kullanmayan hastalarda direnç gelişir. Bu hastalar daha uzun süre ve daha fazla miktarda ilaç kullanmak zorunda kalırlar. Tüberküloz hastası olanların yakınları Verem Savaş Dispanserlerinde ücretsiz olarak akciğer filmi ve PPD testi yapılarak kontrol edilmektedir. Temaslı muayenesi sonucunda hasta olduğu tespit edilenler ücretsiz olarak tedaviye alınır. Hasta olmayan fakat verem olma riski taşıyan kişilere ise koruyucu tedavi verilir.
Tüberkülozlu hastalarda tedavi edilmezse ölüm oranı yüksektir. Yapılan çalışmalarda tedavi edilmeyen bulaştırıcı tüberküloz olgularının yüzde70’inin 10 yıl içinde hayatını kaybettiği saptanmıştır. 2014 yılında dünyada 9,6 milyon yeni tüberküloz vakası ve 1,5 milyon tüberkülozdan ölüm olduğu saptanmıştır. Tüberküloz, enfeksiyon hastalıklarından ölümlerde AIDS’ten sonra ikinci en önemli ölüm nedenidir.
Tüberkülozdan korunmada ülkemizde 2-3 ay arası bebeklere direkt olarak BCG aşısı yapılmaktadır. BCG aşısı ülkemizde aile sağlığı merkezlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır.