Maden Nezaretçileri Derneği’nin Olağan Genel Kurulu, Genel Maden İşçileri
Sendikası (GMİS) Şemsi Denizer Salonu’nda gerçekleştirildi.
Genel Kurul’da bir konuşma yapan GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, “TTK,
Türkiye madenciliğinin okulu. Türkiye Taşkömürü Kurumu’na sahip çıkmak demek
Türkiye madenciliğine sahip çıkmak demektir, Türkiye ekonomisine sahip çıkmak
demektir. Çünkü Türkiye’nin taşkömürüne, Türkiye’nin Zonguldak’a ve Türkiye’nin
Zonguldak’ın madencilerine ihtiyacı var” dedi.
Maden
Nezaretçileri Derneği’nin 13. Olağan Genel Kurulu 29 Mart 2015 tarihinde Genel
Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Şemsi Denizer Salonu’nda gerçekleştirildi.
Genel Kurula
GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, Genel Mali Sekreteri Muharrem Sarıçam, Genel
Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Osman Tutkun, GMİS’e bağlı şubelerin
başkan ve yöneticileri ile maden nezaretçileri katıldı.
Maden
Nezaretçileri Derneği Genel Kurulu’nda Divan Heyeti Başkanlığı’na GMİS Genel
Başkanı Eyüp Alabaş, katipliklerine ise Seyfi Özkaynak ile Hamza Açıkgöz
seçildi.
Saygı duruşu
ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan Genel Kurul’da bir konuşma yapan
GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, “Enerji Bakanlığı’nda Maden Kanunu
hazırlanırken, Çalışma Bakanlığı’nda İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda
değişiklikler hazırlanırken, bizzat takip etmeye çalıştık.
Bunlardan
biri çalışma saatleriyle ilgili düzenlemeyi de içeren İş Sağlığı ve Güvenliği
ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı şu anda Meclis
Genel Kurul gündemine geldi.
Önümüzdeki
hafta tasarı Meclis’te görüşülecek” dedi.
Alabaş
şunları söyledi; “Maden Nezaretçileri Derneğimizin Olağan Genel Kurulu’nun
başta nezaretçilerimize, camiamıza ve Türkiye Taşkömürü Kurumu’na hayırlı olmasını
diliyorum.
Değerli
arkadaşlar, madencilik sektörü açısından zor bir dönemi geride bıraktık.
Özellikle 2014 yılında Türkiye işçi sınıfı tarihine ve dünya madencilik tarihi
ve literatürüne giren kazalar yaşadık.
Başta
Soma’da ve Ermenek’te olmak üzere, iş kazalarında hayatını kaybeden tüm işçi
kardeşlerimize, madenci kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına
başsağlığı diliyorum. Allah böyle acıları bir daha bize yaşatmasın.
TAŞERONLAŞMANIN, ÖZELLEŞTİRMELERİN BEDELİNİ
ÖDEDİK
2014 yılında
ülke genelinde ağır bedeller ödedik. Bu bedellerin nedeni özelleştirmeler ve
taşeronlaştırmalardır.
Biz Genel
Maden İşçileri Sendikası olarak taşeronlaşmayla ilgili bugüne kadar, taşeron
demenin ölüm demek olduğunu, iş cinayeti demek olduğunu, taşeronlaştırmanın ve
özelleştirmenin özellikle yeraltı madenciliğinden kaldırılması gerektiğini ve
iş cinayetlerinin önüne de ancak bu şekilde geçilebileceğini savunduk ve bundan
böylede savunmaya devam edeceğiz.
Taşeronlaştırmanın
ve özelleştirmelerin devlet, Hükümet ve bakanlıklar nezdinde savunulacak bir
durumu yoktur.
Türkiye’de
tarihe geçen iş kazaları, iş cinayetleri yaşanırken, maalesef siyasi bir bedel
ödenmedi, siyasi bir sorumluluğu kimse üzerine almadı.
Soma ve
Ermenek’i bizzat giderek gördüm. Sizler adına, madenciler adına takip ettim.
Burada Soma ve Ermenek’te kurtarma çalışmalarına katılan arkadaşlarımız da var.
Soma ve Ermenek’te, TTK’nın Türkiye açısından, Türkiye madenciliği açısından ne
kadar önemli olduğuna bir kez daha şahit olduk.
TTK’nın iş
güvenliği açısından Soma’dan Ermenek’ten 30 yıl, 40 yıl daha önde olduğuna
şahit olduk.
Türkiye’de
madencilik, özellikle kömür madenciliği yaşatılmak isteniyorsa TTK’yı yaşatmaya
mecburuz.
TTK’YA SAHİP ÇIKMAK DEMEK, MADENCİLİĞE
SAHİP ÇIKMAK DEMEKTİR
TTK, Türkiye
madenciliğinin okulu. Türkiye Taşkömürü Kurumu’na sahip çıkmak demek Türkiye
madenciliğine sahip çıkmak demektir, Türkiye ekonomisine sahip çıkmak demektir.
Çünkü
Türkiye’nin taşkömürüne, Türkiye’nin Zonguldak’a ve Türkiye’nin Zonguldak’ın
madencilerine ihtiyacı var.
Değerli
arkadaşlar, TTK 2014 yılında tarihinin en az işçi sayısıyla en az üretimini
yaptı. TTK’nın norm kadrosu 14 bin 500. Kurulu kapasitesi yıllık 5 milyon ton.
Norm kadrosunun 4 bin 500 eksiğiyle ve kurulu kapasitesinin üçte biriyle çalışan
bir kurumun ayakta kalması mümkün değil.
SOMA MODELİNİ DAYATANLAR, BUGÜN HAKLI
OLDUĞUMUZU GÖRDÜLER
TTK’nın işçi
açıklarının giderilmesi için 3 yılı aşkın bir süredir mücadele ediyoruz.
Bununla ilgili çok ciddi görüşmelerimiz de oldu. Bize Soma modelini dayatanlar,
özelleştirme modellerini dayatanlar, taşeronlaşmayı dayatanlar bugün bizim
haklı olduğumuzu bir kez daha gördü.
TTK’ya işçi
alımları için performansa dayalı ücret sistemini dayatanlara karşı ciddi
mücadele verdik ve nihayetinde GMİS’ten ve TTK’dan oluşan bir komisyonla ücret
pazarlığı da yaptık. Biz, ücreti belli olmayan, kömürle ifade edilen bir ücreti
asla kabul etmeyeceğimizi, temel ücret üzerinden pazarlık yapacağımızı
söyledik. Temel ücret konusunda da belli bir noktaya geldik. Ve 2013 yılı
sonunda hazırlamış olduğumuz raporu Enerji Bakanlığı ile TTK yetkililerine
teslim ettik. Ama maalesef Türkiye’de 17 ve 25 Aralık operasyonlarından sonra
devlette ciddi bir tıkanma yaşandı.
Adeta
devletin DNA’sı bozuldu. Hükümet, Devletin en üst kurumları ve bürokrasideki
tıkanıklığı bizzat yaşayarak gördük.
Bunun üstene,
özellikle Soma ve Ermenek kazaları da eklenince bugüne kadar TTK’ya işçi alımı
için yapmış olduğumuz mücadele kısmen kesintiye uğradı.
Enerji
Bakanlığı’nda Maden Kanunu hazırlanırken, Çalışma Bakanlığı’nda İş Sağlığı ve
Güvenliği Kanunu’nda değişiklikler hazırlanırken, sizler adına madenciler adına
bizzat takip etmeye çalıştık.
Bunlardan
biri çalışma saatleriyle ilgili düzenlemeyi de içeren İş Sağlığı ve Güvenliği
ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı şu anda Meclis
Genel Kurul gündemine geldi.
Önümüzdeki
hafta tasarı Meclis’te görüşülecek. Umarım son dakika golü atmaya çalışmazlar.
Biz bunun takipçisi olacağız.
Nitekim
geçtiğimiz Çarşamba günü Sayın Çalışma Bakanıyla Türk-İş’te yapmış olduğumuz
görüşmede de, çalışma saatlerini de içeren yasanın, Meclis tatile girmeden, son
haftaçıkacağı bilgisini bize verdi.
İki asgari
ücret ile ilgili düzenlemeyi biliyorsunuz. Devletin kurumlarında, Bakanlar
Kurulu’nda yan yana oturan iki bakandan biri iki asgari ücretin taban ücret
olduğunu, yani bizim işyerlerinde de savuna geldiğimiz ve anlattığımız şekliyle
başlangıç ücreti olduğunu ve sosyal hakların ve diğer ödemelerin bunun dışında
tutulması gerektiğini söylerken, Enerji Bakanlığı bunu uygulama talimatı
vermemekte adeta direniyor.
Biz konuyu
bildiğiniz gibi mahkemeye taşıdık. Mahkeme bilirkişiye gönderdi. Mahkemenin
lehimize sonuçlanacağına inanıyoruz.
GENEL SEÇİM SÜRECİNDE ZONGULDAK’IN ANA
GÜNDEM MADDESİ
İŞÇİ AÇIKLARININ GİDERİLMESİ OLMALI
Değerli arkadaşlarım,
7 Haziran’da Türkiye’de bir Genel Seçim yaşanacak. Biz, bu Genel Seçim
sürecinde Zonguldak’ın ana gündem maddesini, Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun işçi
açıklarının giderilmesi üzerine kurmak zorundayız. Nitekim maden işçisi
arkadaşlarımız sön günlerde bu konuya dikkat çekmek ve Zonguldak’ın tek gündem
maddesinin işçi açıklarının giderilmesi konusunda siyasete de yön vermek
amacıyla bir imza kampanyası düzenlediler. Biz bu imza kampanyasına destek
olmak, sahip çıkmak zorundayız. İşyerlerimizde, köylerimizde bu imza sayısını
ne kadar yükseltirsek başarı şansımızda o kadar yükselecektir.
Önümüzdeki
günlerde oluşacak Sendikamızın Yönetim Kurulu da, bu imza kampanyası
sonuçlarıyla birlikte, TTK’nın işçi açıklarının giderilmesi adına mücadele
etmek ve başarmak zorundadır.
TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ GÖRÜŞMELERİMİZ DEVAM
EDİYOR
Değerli
arkadaşlar, toplu iş sözleşmelerine 19 Mart tarihinde TTK Genel Müdürlüğü’nde
başladık. İkinci oturumu 25 Mart’ta Ankara’da Kamu İşletmeleri İşverenleri
Sendikası’nda gerçekleştirdik.
Karşılıklı teklif
olmayan 21 madde üzerinde anlaşma sağlandı. Önümüzdeki günlerde de toplu iş
sözleşmesi görüşmeleri devam edecek.
Toplu
sözleşmemizde maden nezaretçilerini de ilgilendiren ve maden nezaretçisi
arkadaşlarımızın son yıllarda özellikle şikayetçi oldukları rücu konusunu
mutlaka çözmek zorundayız. Rücu davalarının arkadaşlarımızı ne kadar sıkıntıya
soktuğunu ve kimsenin nezaretçilik yapmak istememe noktasına geldiğini de
biliyoruz. Bu dönem bu sorunu çözmek durumundayız”.
Maden Nezaretçileri
Derneği Başkanı Erol Şekerci ise şunları söyledi;
Zonguldak
Taşkömürü Havzası’nda kömürün işletilmeye başlandığı 1848 yılından itibaren
emek yoğun bir üretim kültürü oluşmuştur.
Bu üretim
kültürü ağır, yorucu ve tehlikeli işlerde çalışmaya dayalı bir kültürdür.
Zonguldak insanı bu kültürü benimsemiş, babadan oğula aktarılan bir olgu haline
gelmiştir. Bu üretim kültürünün içinde yer alan maden nezaretçiliği işyeri,
işçi ve kurumun çalışma şartlarında çok önemli bir yer tutar. İşin ağırlığı ve
yoğunluğu maden nezaretçilerinin üzerindedir.
Maden
nezaretçiliğinin geçmişinde havzaya özgü 160 yıllık bir üretim kültürü vardır.
Maden Nezaretçileri, çalışanların arasından özenle seçilerek bir yıla yakın bir
süre eğitimden geçirilerek özenle yetiştirilirler.
Biz Maden
Nezaretçileri olarak 26. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde bulundurulmak
üzere taslağımızı GMİS ve TTK yönetimine sunduk. Haklarımızın muhakkak
genişletilmesini ve taleplerimizin yerine getirilmesini bekliyoruz.
Değerli
konuklar,
Son yıllarda
kurumumuzda meydana gelen iş kazaları nedeniyle yaralanmalı ve ölümlü iş
kazaları sonucu çalışanlarımız ve nezaretçilerimiz mağdur olmaktadır.
Ocak çalışma
şartlarımızı bilmeyen bilirkişiler bizler hakkında kusurlar verip yüksek
miktarda paralar ödemeyi hükmedebilecek kararlar vermektedirler. Bizler işveren
adına görev yaparken kazaların tek sorumlusu olarak gösteriliyoruz. Bu durum
bizim tüm iş hayatımızda moral ve motivasyonumuzu bozmaktadır. İş kazalarının
önlenmesi ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi için çaba gösteren bizler bu
muameleyi kesinlikle hak etmiyoruz. Bu durumun çözümü için genel müdürlük
makamından bir an önce biz nezaretçileri rahatlatacak yasal düzenlemelerin
hayata geçirilmesini bekliyoruz”.
SEÇİMLERE TEK LİSTEYLE GİDİLDİ
Maden
Nezaretçileri Derneği’nin 13. Olağan Genel Kurulu’nda seçimlere tek liste
halinde gidildi.
Yönetim
Kurulu şu isimlerden oluştu: Erol Şekerci, Neşat Cebeci, Murat Kanca, Şendoğan
Arık, Aydın Aydemir, Turan Çakmak, Soner Özbek, Ahmet Ermiş, Ali Öncü, Ufuk
Çevikel, Volkan Öztürk.
Denetleme
Kurulu: Elburus Köse, Ensin Aydın ve Soner Susam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alındı. Kısa süre içinde yayınlanacaktır. Teşekkür ederiz