12 Haziran 2016 Pazar

ŞERAFETTİN TURPÇU “ DEVLET ŞİRKET DEĞİLDİR “

CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun özelleştirilmesine yönelik tartışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Turpcu’nun açıklamaları şöyle:

“Zonguldak`ın tarihini ve kimliğini taşıyan Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) , ülke ve bölge ekonomisine büyük katkı yapmış, istihdam açısından bölgemizin temel kurumlarından biri olmuştur. Bu nedenle, TTK`nın durumuna sadece Zonguldak’ın veya bölgenin sorunu olarak bakmamak gerekir, aslında ülkesel bir sorun olarak ele alınıp ona göre değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenle bu konuya ilişkin yaklaşımın ve değerlendirmelerin de bu çerçeveden yapılması gerekmektedir. Bu süreçte, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) ve Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası (ZTSO) tarafından yapılan açıklamaları da dikkatle takip ediyoruz. Kurumun bugün bu halde olmasına sebep olan iktidarla bitişik nizam şeklinde takınılan tavrın Zonguldak`a ve kurumun geleceğine hiç bir faydasının olmayacağını bir kez daha hatırlatmak istiyorum. GMİS`in bundan sonraki süreçte hükümetin özelleştirmeye yönelik harekete geçmesi halinde hangi adımları atacağını, hangi eylem planlarını devreye sokmayı planladığını merak ediyoruz. 

“Devlet, şirket değildir, olaylara sadece kar-zarar açısından bakmaz, devletin sosyal ve stratejik başka kazanımları vardır”
Özelleştirmeyi savunanlara ‘neden özelleştirilsin?’ diye sorulduğunda verilen cevap hep aynıdır ve ‘batıyordu, zarar ediyordu’ şeklindedir. Ancak devlet, şirket değildir, olaylara sadece kar-zarar açısından bakmaz, devletin sosyal ve stratejik başka kazanımları vardır. Bununla birlikte, eğer bir kurum devlete aitse ve işleyişinden devlet sorumluysa, o kurum zarar ediyorsa, işletmeyi yeniden düzenlemek yerine neden işletmenin kendisi elden çıkarılsın?

“TTK`ya yatırım yapılmaması, işçi sayısının eritilmesiyle bu günlere geldiğini biliyoruz”

Genel olarak ülkemizde bir kamu kurumundaki yanlış işleyişler üst kademelerce düzeltilmek istenmez ve kurumun adeta suyu sıkılır. Bunun sonucu devletin o kurumu özelleştirmesi ve piyasadan elini çekmesi fikri ortaya atılır. TTK’nın bugün geldiği durum kısaca budur.
TTK`nin işleyemez hale getirilerek içinin boşaltılması, yatırım yapılmaması, işçi sayısının eritilmesiyle bu günlere geldiğini biliyoruz.
AKP döneminde TTK’nın işçi sayısının hızla eridiği, buna bağlı olarak üretimin dibe vurduğu ortadadır. Daha geriye gitmeden sadece AKP dönemine bakacak olursak işçi sayısı 2002`de 16 binlerde iken bugün 8 bin civarına düşmüştür. 2002 yılında 2,2 milyon ton olan üretim bugün 900 bin ton civarında gerçekleşmiştir.  Bir yandan yeni yatırım, işçi ve üretim imkanları önemli ölçüde sınırlandırılırken, ülkeye hesapsız şekilde ithal kömür girmesine izin verilmesi, ülkemizin tek taşkömürü üreticisi olan TTK’yı tamamen savunmasız bırakmıştır.
​ 

“AKP Hükümeti, TTK`ya ilişkin verdiği sözleri yerine getirmemiştir”

Kalkınma Bakanlığı’nın 9. Kalkınma Planı’na (2007-2013) ait 2009 yılı programında TTK’ya ilişkin ‘TTK’nın zarar eden bir yapıdan çıkarılması amacıyla eylem planı hazırlanacak ve kurum yeniden yapılandırılacaktır` ifadesi yer almaktadır. 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016 yıllık programlarında da aynı şekilde yer almaktadır. 7 yıldır TTK’nın durumu aynı cümlelerle geçiştirilmeye çalışılmaktadır.  Konuyu Kalkınma Programına alıyorsunuz, ardından bunu yıllık programa alıyorsunuz ama uygulamıyorsunuz.

“Göz göre göre zarara sürüklenen, bilinçli olarak eritilen bir kurumdan bahsediyoruz”
Bununla birlikte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Berat Albayrak, kendisine yöneltmiş olduğum ‘TTK’nın Yeniden Yapılandırılmasıyla İlgili Eylem Planı Hazırlığı`na ilişkin bugüne kadar hangi çalışmalar yapılmıştır?  Eylem Planı neden gecikmiştir?  Ne zaman açıklanması planlanmaktadır? TTK`ya işçi alımı olacak mıdır?’ sorularıma ‘gerekli çalışmalar 2009 yılı içinde Hazine Müsteşarlığı’nca başlatılmış, Bakanlığımız, TTK ve Kalkınma Bakanlığı ile birlikte 2010 yılında Mevcut Durum Tespit Raporu hazırlanmıştır. Ancak Rapor üzerinde kurumlar arası mutabakata varılamamış olması nedeniyle günümüze kadar herhangi bir gelişme kaydedilememiştir’ cevabını göndermiştir. Bunlar Hükümet tarafından TTK’ya nasıl kayıtsız kalındığının kanıtlarıdır. Yani, göz göre göre zarara sürüklenen, bilinçli olarak eritilen bir kurumdan bahsediyoruz. 

“Sayıştay Raporu, üretimin yatırımlar yapılarak sürdürülmesi ve işçi alınması gerektiğini vurguluyor”

 Sayıştay`ın TTK`ya ilişkin 2014 yılı Denetim Raporu: “Zonguldak taşkömürü havzasında üretim faaliyetlerinin gerekli yatırımlar yapılarak sürdürülmesi ve teşvik edilmesi gerektiğini söylemekte, tüm hazırlıklar tamamlansa bile yeterli üretim işçisi alınmadığı takdirde üretim miktarının artırılmasının mümkün olmadığını” vurgulamaktadır.
Türkiye’de sadece Zonguldak’ta çıkan taşkömüründen ve havzamızda bulunan yaklaşık 1.3 milyar ton rezervden bahsediyoruz. Kamunun malı olan ve bu kadar stratejik durumdaki bir kaynakla özelleştirilme kelimesinin yan yana getirilmesi dahi doğru değildir. Bazı sektörlerin özelleştirilmesi çok sakıncalıdır, madenler bu sektörlerin başında gelir. Unutulmamalıdır ki, bir ülkenin enerji ve hammadde güvenliği o ülkenin iç ve dış güvenliği kadar önemlidir. 

“Zonguldak çok ciddi sıkıntı içindedir, ekonomik olarak çöküş yaşamaktadır, işsizlik sürdürülemez düzeylere tırmanmıştır”
Zonguldak çok ciddi sıkıntı içindedir, ekonomik olarak çöküş yaşamaktadır, işsizlik sürdürülemez düzeylere tırmanmıştır. Bu sorunların toplumsal ve sosyal boyutu dikkate alınmalıdır. Zonguldak göç verdiği için günden güne küçülmektedir. İktidar bu sorunları nasıl çözerim diye bakmak yerine bu sorunları nasıl katlarım diye bakmaktadır.

“TTK`nin deneyimi var, uzmanlığı var, insan kaynağı var, tek eksiği yatırım yapılmaması ve işçi alınmamasıdır”
Zonguldak bu güne kadar ülke ekonomisine kazandırdıklarının karşılığını istemektedir.  Zonguldak ekonomisinin canlanması için, iktidarın yakın zamanda bahsetmiş olduğu `yerli kömür` vurgusunun altını Zonguldak’ı da kapsayacak şekilde doldurması gerekmektedir. TTK ülkemizde derin kuyu kömür madenciliği yapılan ve denizaltı sahalarda kömür madenciliği yapılan tek kurumdur. Bu kadar önemli, bu kadar stratejik ama iktidar tarafından bitme noktasına getirilen bu kurumu yeniden ayağa kaldırarak, Zonguldak, bölge ve ülkemiz için faydalanmamız gerekir. TTK`nin deneyimi var, uzmanlığı var, insan kaynağı var tek eksiği yatırım yapılmamasıdır. Yatırım yapılması ve işçi alınması halinde mevcut durumda dibe vurmuş olan üretim miktarını ciddi şekilde artıracağı bir gerçektir. Kurum da zaten bunu beyan etmektedir. Kilimli `de 11 gün eylem yapan 245 maden işçimizin bir ön adım ve iyi niyet göstergesi olarak TTK`ya alınmasını istiyoruz.

“TTK`nın işçi açığı acilen giderilerek, yeniden yapılandırarak, sermayesi güçlendirerek, yeniden organize ederek, yatırım yapılarak, yeni bir işletme mantığıyla bakarak maliyetler aşağıya çekilebilir”
Sürekli TTK`nin zarar ettiğinden bahsedilerek, özelleştirmeye dayanak bulunmaya çalışılıyor. Ancak daha önce de belirttiğim gibi, devlet, şirket değildir, olaylara sadece kar-zarar açısından bakmaz, devletin sosyal ve stratejik başka kazanımları vardır. Madem sadece mevcut durumdaki kar-zarar bakımından bakıyorlar, yeterli yerli üretim olmaması nedeniyle, ithal edilen 32 milyon ton kömürün cari açık üzerindeki etkilerini, işsizliğin Zonguldak üzerindeki yıkıcı etkilerini ve Rusya ile yaşanan kriz sonrası bir kez daha kendini gösteren enerji güvenliği konusunu da hesaba katmaları gerekir.

Taşkömürü rezervlerini en iyi şekilde değerlendirmek ve ülkenin taşkömürü ihtiyacını karşılayarak yurt ekonomisine katkıda bulunmak zorundayız.

Bu nedenle, TTK`nın işçi açığı acilen giderilerek, yeniden yapılandırarak, sermayesi güçlendirerek, yeniden organize ederek, yatırım yapılarak, yeni bir işletme mantığıyla bakarak maliyetler aşağıya çekilebilir. Bunun için çaba gerekir. Burada sağlanacak istihdam ve dışarıya verilecek dövizin önlenmesi bile çok önemli bir kazançtır.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alındı. Kısa süre içinde yayınlanacaktır. Teşekkür ederiz