CHP Zonguldak
Milletvekili Şerafettin Turpcu, Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun özelleştirilmesine
yönelik tartışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Turpcu’nun açıklamaları
şöyle:
“Zonguldak`ın tarihini
ve kimliğini taşıyan Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) , ülke ve bölge
ekonomisine büyük katkı yapmış, istihdam açısından bölgemizin temel
kurumlarından biri olmuştur. Bu nedenle, TTK`nın durumuna sadece Zonguldak’ın
veya bölgenin sorunu olarak bakmamak gerekir, aslında ülkesel bir sorun olarak
ele alınıp ona göre değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenle bu konuya ilişkin
yaklaşımın ve değerlendirmelerin de bu çerçeveden yapılması gerekmektedir. Bu
süreçte, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) ve Zonguldak Ticaret ve Sanayi
Odası (ZTSO) tarafından yapılan açıklamaları da dikkatle takip ediyoruz.
Kurumun bugün bu halde olmasına sebep olan iktidarla bitişik nizam şeklinde
takınılan tavrın Zonguldak`a ve kurumun geleceğine hiç bir faydasının
olmayacağını bir kez daha hatırlatmak istiyorum. GMİS`in bundan sonraki süreçte
hükümetin özelleştirmeye yönelik harekete geçmesi halinde hangi adımları
atacağını, hangi eylem planlarını devreye sokmayı planladığını merak
ediyoruz.
“Devlet, şirket
değildir, olaylara sadece kar-zarar açısından bakmaz, devletin sosyal ve
stratejik başka kazanımları vardır”
Özelleştirmeyi
savunanlara ‘neden özelleştirilsin?’ diye sorulduğunda verilen cevap hep
aynıdır ve ‘batıyordu, zarar ediyordu’ şeklindedir. Ancak devlet, şirket
değildir, olaylara sadece kar-zarar açısından bakmaz, devletin sosyal ve
stratejik başka kazanımları vardır. Bununla birlikte, eğer bir kurum devlete
aitse ve işleyişinden devlet sorumluysa, o kurum zarar ediyorsa, işletmeyi
yeniden düzenlemek yerine neden işletmenin kendisi elden çıkarılsın?
“TTK`ya yatırım
yapılmaması, işçi sayısının eritilmesiyle bu günlere geldiğini biliyoruz”
Genel olarak ülkemizde
bir kamu kurumundaki yanlış işleyişler üst kademelerce düzeltilmek istenmez ve
kurumun adeta suyu sıkılır. Bunun sonucu devletin o kurumu özelleştirmesi ve
piyasadan elini çekmesi fikri ortaya atılır. TTK’nın bugün geldiği durum kısaca
budur.
TTK`nin işleyemez hale
getirilerek içinin boşaltılması, yatırım yapılmaması, işçi sayısının
eritilmesiyle bu günlere geldiğini biliyoruz.
AKP döneminde TTK’nın
işçi sayısının hızla eridiği, buna bağlı olarak üretimin dibe vurduğu
ortadadır. Daha geriye gitmeden sadece AKP dönemine bakacak olursak işçi sayısı
2002`de 16 binlerde iken bugün 8 bin civarına düşmüştür. 2002 yılında 2,2
milyon ton olan üretim bugün 900 bin ton civarında gerçekleşmiştir. Bir
yandan yeni yatırım, işçi ve üretim imkanları önemli ölçüde sınırlandırılırken,
ülkeye hesapsız şekilde ithal kömür girmesine izin verilmesi, ülkemizin tek
taşkömürü üreticisi olan TTK’yı tamamen savunmasız bırakmıştır.
“AKP Hükümeti, TTK`ya
ilişkin verdiği sözleri yerine getirmemiştir”
Kalkınma Bakanlığı’nın
9. Kalkınma Planı’na (2007-2013) ait 2009 yılı programında TTK’ya ilişkin
‘TTK’nın zarar eden bir yapıdan çıkarılması amacıyla eylem planı hazırlanacak
ve kurum yeniden yapılandırılacaktır` ifadesi yer almaktadır. 2010, 2011, 2012,
2013, 2014, 2015, 2016 yıllık programlarında da aynı şekilde yer almaktadır. 7
yıldır TTK’nın durumu aynı cümlelerle geçiştirilmeye çalışılmaktadır.
Konuyu Kalkınma Programına alıyorsunuz, ardından bunu yıllık programa
alıyorsunuz ama uygulamıyorsunuz.
“Göz göre göre zarara
sürüklenen, bilinçli olarak eritilen bir kurumdan bahsediyoruz”
Bununla birlikte Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Berat Albayrak, kendisine yöneltmiş olduğum
‘TTK’nın Yeniden Yapılandırılmasıyla İlgili Eylem Planı Hazırlığı`na ilişkin
bugüne kadar hangi çalışmalar yapılmıştır? Eylem Planı neden
gecikmiştir? Ne zaman açıklanması planlanmaktadır? TTK`ya işçi alımı
olacak mıdır?’ sorularıma ‘gerekli çalışmalar 2009 yılı içinde Hazine
Müsteşarlığı’nca başlatılmış, Bakanlığımız, TTK ve Kalkınma Bakanlığı ile
birlikte 2010 yılında Mevcut Durum Tespit Raporu hazırlanmıştır. Ancak Rapor
üzerinde kurumlar arası mutabakata varılamamış olması nedeniyle günümüze kadar
herhangi bir gelişme kaydedilememiştir’ cevabını göndermiştir. Bunlar Hükümet
tarafından TTK’ya nasıl kayıtsız kalındığının kanıtlarıdır. Yani, göz göre göre
zarara sürüklenen, bilinçli olarak eritilen bir kurumdan bahsediyoruz.
“Sayıştay Raporu,
üretimin yatırımlar yapılarak sürdürülmesi ve işçi alınması gerektiğini
vurguluyor”
Sayıştay`ın TTK`ya
ilişkin 2014 yılı Denetim Raporu: “Zonguldak taşkömürü havzasında
üretim faaliyetlerinin gerekli yatırımlar yapılarak sürdürülmesi ve teşvik
edilmesi gerektiğini söylemekte, tüm hazırlıklar tamamlansa bile yeterli üretim
işçisi alınmadığı takdirde üretim miktarının artırılmasının mümkün olmadığını”
vurgulamaktadır.
Türkiye’de sadece
Zonguldak’ta çıkan taşkömüründen ve havzamızda bulunan yaklaşık 1.3 milyar ton
rezervden bahsediyoruz. Kamunun malı olan ve bu kadar stratejik durumdaki bir
kaynakla özelleştirilme kelimesinin yan yana getirilmesi dahi doğru değildir.
Bazı sektörlerin özelleştirilmesi çok sakıncalıdır, madenler bu sektörlerin
başında gelir. Unutulmamalıdır ki, bir ülkenin enerji ve hammadde güvenliği o
ülkenin iç ve dış güvenliği kadar önemlidir.
“Zonguldak çok ciddi
sıkıntı içindedir, ekonomik olarak çöküş yaşamaktadır, işsizlik sürdürülemez düzeylere
tırmanmıştır”
Zonguldak çok ciddi
sıkıntı içindedir, ekonomik olarak çöküş yaşamaktadır, işsizlik sürdürülemez
düzeylere tırmanmıştır. Bu sorunların toplumsal ve sosyal boyutu dikkate
alınmalıdır. Zonguldak göç verdiği için günden güne küçülmektedir. İktidar bu
sorunları nasıl çözerim diye bakmak yerine bu sorunları nasıl katlarım diye
bakmaktadır.
“TTK`nin deneyimi var,
uzmanlığı var, insan kaynağı var, tek eksiği yatırım yapılmaması ve işçi
alınmamasıdır”
Zonguldak bu güne kadar
ülke ekonomisine kazandırdıklarının karşılığını istemektedir. Zonguldak
ekonomisinin canlanması için, iktidarın yakın zamanda bahsetmiş olduğu `yerli
kömür` vurgusunun altını Zonguldak’ı da kapsayacak şekilde doldurması
gerekmektedir. TTK ülkemizde derin kuyu kömür madenciliği yapılan ve denizaltı
sahalarda kömür madenciliği yapılan tek kurumdur. Bu kadar önemli, bu kadar
stratejik ama iktidar tarafından bitme noktasına getirilen bu kurumu yeniden
ayağa kaldırarak, Zonguldak, bölge ve ülkemiz için faydalanmamız gerekir.
TTK`nin deneyimi var, uzmanlığı var, insan kaynağı var tek eksiği yatırım
yapılmamasıdır. Yatırım yapılması ve işçi alınması halinde mevcut durumda dibe
vurmuş olan üretim miktarını ciddi şekilde artıracağı bir gerçektir. Kurum da
zaten bunu beyan etmektedir. Kilimli `de 11 gün eylem yapan 245 maden işçimizin
bir ön adım ve iyi niyet göstergesi olarak TTK`ya alınmasını istiyoruz.
“TTK`nın işçi açığı
acilen giderilerek, yeniden yapılandırarak, sermayesi güçlendirerek, yeniden
organize ederek, yatırım yapılarak, yeni bir işletme mantığıyla bakarak
maliyetler aşağıya çekilebilir”
Sürekli TTK`nin zarar
ettiğinden bahsedilerek, özelleştirmeye dayanak bulunmaya çalışılıyor. Ancak
daha önce de belirttiğim gibi, devlet, şirket değildir, olaylara sadece
kar-zarar açısından bakmaz, devletin sosyal ve stratejik başka kazanımları
vardır. Madem sadece mevcut durumdaki kar-zarar bakımından bakıyorlar, yeterli
yerli üretim olmaması nedeniyle, ithal edilen 32 milyon ton kömürün cari açık
üzerindeki etkilerini, işsizliğin Zonguldak üzerindeki yıkıcı etkilerini ve
Rusya ile yaşanan kriz sonrası bir kez daha kendini gösteren enerji güvenliği
konusunu da hesaba katmaları gerekir.
Taşkömürü rezervlerini
en iyi şekilde değerlendirmek ve ülkenin taşkömürü ihtiyacını karşılayarak yurt
ekonomisine katkıda bulunmak zorundayız.
Bu nedenle, TTK`nın işçi
açığı acilen giderilerek, yeniden yapılandırarak, sermayesi güçlendirerek,
yeniden organize ederek, yatırım yapılarak, yeni bir işletme mantığıyla bakarak
maliyetler aşağıya çekilebilir. Bunun için çaba gerekir. Burada sağlanacak
istihdam ve dışarıya verilecek dövizin önlenmesi bile çok önemli bir
kazançtır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alındı. Kısa süre içinde yayınlanacaktır. Teşekkür ederiz