30 Haziran 2016 Perşembe

AKDEMİR 1 TEMMUZ DENİZCİLİK VE KABOTAJ BAYRAMINI KUTLADI



              Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nı kutladı. Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, kabotaj kanunun önemine değinerek, bu kanun ile birlikte Türk denizciliğinin ilerlediğini belirtti. Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, yapmış olduğu yazılı açıklamasında şu görüşlerine yer verdi: “1 Temmuz 1926 yılında yürürlüğe giren bu kanun ile amaçlanan, Türk denizciliğinin gelişmesidir. Bu kanun ile sadece bağımsızlık haklarımız gelişmemiş, aynı zamanda denizciliğimizin gelişmesi için de, bir dönüm noktası olmuştur. Yabancılara verilen imtiyazları kaldıran bu yasa ile birlikte, Cumhuriyet’in kazanımları olarak Türk vatandaşlarına denizcilik, deniz turizmi, gemi inşa ve tersanecilik, balıkçılık, deniz taşımacılığı, eğitim ve bunun gibi alanlarda birçok imtiyazlar sağlanmış, siyasi ve ekonomik özgürlükler elde edilmiştir.
             Lozan Antlaşması’nın imzalandığı 1923’den kabotaj yasasının çıkarıldığı 1926’ya kadar, Türkiye Cumhuriyet’i denizcilik alanında gerekli alt yapıyı sağlamak için yoğun bir çaba göstermiştir. Böylelikle, geçmişten yabancılara tanınan kabotaj hakkı kaldırılacak ve Türkiye kıyılarında mal ve yolcu taşıma ile sahil ve limanlardaki her türlü hizmet, yalnızca Türk Bayraklı deniz taşıtlarınca yapılabildi. Türk denizciliğinin ilerlemesi için gerekli ortamı sağlayan yasal hale getirilmiş, yabancı deniz taşıtlarının yalnızca yabancı ülke limanlarından aldıkları yolcu ve yükü, Türk limanlarına getirmelerine ve Türkiye’den yabancı limanlara gidecek mal ve yüklemelere olanak sağlıyordu.
           Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öngörüsü ile denizcilik sektöründe atılan adımların, dünya standartlarında bir seviyeye getirilerek, dünya deniz taşımacılığındaki payımızın daha fazla arttırılmasını temenni ediyor, sektöre emeği geçen herkesin, denizcilerimizin ve vatandaşlarımızın 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nı kutlar, sevgi ve saygılarımı sunarım.”


ANNE VE BEBEK ÖLÜMLERİ

 ANNE VE BEBEK ÖLÜMLERİNİN ÖNLENMESİ ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ

 Zonguldak Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından Anne ve Bebek Ölümlerinin Önlenmesi İşbirliği Değerlendirme Çalıştayı  Öğretmenler evi konferans salonda il genelinde branşlarında uzman olarak görev yapan 45 hekimin katılımıyla gerçekleşti.
      Güzel bir organizasyon altında düzelenen çalıştaya Halk Sağlığı Müdürü Dr. Yusuf Kaya, İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Emre Karaahmetoğlu, Halk Sağlığı Müdür Yardımcısı Dr. Recep Genç, Halk Sağlığı Bulaşıcı Hastalıklar ve Kanser Şube Müdürü Esin İlhan,  Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde görevli Doç Dr. Cumhur Aydemir, Yrd Doç Dr. Sevil Uygun İlikhan, Yrd Doç Dr. Bilgehan Açıkgöz, Yrd.Doç Dr. Abdül Hamid Güler, Kamu Hastaneler Birliğine bağlı İl genelinde hastanelerde görev yapan Kadın ve çocuk hastalıkları uzmanları, Halk Sağlığı Müdürlüğüne bağlı il ve ilçelerde görev yapan Toplum Sağlığı Himetleri Başkanlarının yanı sıra çok sayıda Aile Hekimleri katıldı.
    Düzenlenen Çalıştayın açılış konuşmasnı yapan Halk Sağlığı Müdürü Dr. Yusuf Kaya yapmış olduğu açıklamada şunları söyledi. "  Gebelik süresince, doğum sırasında ve sonrasında sağlık hizmetlerine erişilebilirlik, sağlık hizmetlerinden faydalanma ve bu hizmetlerin kalitesi yanında anne ve  anne ve baba adaylarının eğitimi, toplumsal cinsiyet eşitliği ve sosyal koşullar anne ölümleri ile ilişkilidir. Bu özelliği ile anne ölümlerinin seviyesi çok boyutlu bir kalkınma göstergesi olarak kullanılmaktadır. Anne ölümleri gebelik, doğum, doğum sonrası 42 günlük süreçte meydana gelen kadın ölümlerini kapsamaktadır. 2009 yılında Türkiye anne ölüm hızı yüz binde 18,04 iken 2015 yılı Türkiye anne ölüm hızı yüzbinde 13,7' ye gerilemiştir. İlimizde 2014 ve 2015 yıllarında anne ölümü gerçekleşmemiştir. Ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu olan bebek ölümlerinin önlenmesine yönelik Bakanlığımız tarafından konu ile ilgili çeşitli programlar yürütülmektedir. Bu çalışmalar sonucunda Türkiye de bebek ölüm hızları son on yılda hızla düşerek 2007 yılında binde 29 iken, 2015 yılında binde 7,6 ya gerilemiştir. İlimizde ise 2007 yılında binde 15,3 iken 2015 yılında binde 4,5 e gerilemiştir.
        Bebek ve anne ölümlerine neden olduğu bilinen faktörlere yönelik programların sürdürülmesi, ölüme neden olan durumların tespit edilmesi, çözüme yönelik yeni programların hayata geçirilmesi, bebek ölümlerinin bu seviyelerden daha aşağılara düşürülmesinde önem arz etmektedir. Bu kapsamda yerel düzeyde bebek ölümlerinin nedenleri ile oluş biçimlerinin ayrıntılı olarak değerlendirileceği ve bebek ölümlerinin önlenmesine yönelik yeni çalışmalar yapılacaktır " ded.



29 Haziran 2016 Çarşamba

YETER YAAA… YETEEERRR!

YETER YAAA… YETEEERRR!

Ahmet ÖZTÜRK

Ülkemizin baş belası TERÖR olaylarını dinmek, bitmek bilmiyor. Hemen her gün canımız yanıyor, İçimiz kan ağlıyor. Televizyon’un kumandasına basmaya korkar olduk.
Gün geçmiyor ki şehit haberi gelmesin. Şehit haberleri ile yıkılırken Bu kez de Şehir merkezlerinin can alıcı noktalarında patlayan canlı bombalar, hayatları giden insanlarımız, sakat kalan insanlarımız.Yetim kalan yavrularımız.. Uffff saymakla bitmiyor.
                28 Haziran 2016 Salıyı Çarşambaya bağlayan gece Teravi namazına gitmiş ve namaz bitiminde huzur içinde eve gireceğim derken TV lerin bangır bangır yayın yapmaları Taaa dış kapıdan duyuluyordu.
Hayırdır İnşallah Demeye kalmadan kendimi TV nin başına attım. İstanbul Atatürk Hava Limanı Dış Hatlar Servisinde Canlı bomba eylemi haberi ve ilk belirlemelere göre 10 şehit ve yaralılar vardı.
Sahura kadar TV nin başından ayrılmadım. Ölü sayısı gittikçe artıyor, 10, sonra 28, sonra 36 ve sonra 41 ve bu yazıyı yazarken en son 41 idi. İnşallah sayı daha da yükselmez.
Sosyal Medyada Yazılanlar ise içimi karartıyor. Herkes bir suçlu peşinde. İktidar muhalefeti, muhalefet iktidarı suçluyor. İkiye bölünen vatandaşlarımızda hem iktidarın, hem de muhalefetin yaptığı gibi onlarda birbirlerini suçluyor ya da tuttuğu parti dışındaki siyasileri suçluyorlar. Bu arada eylemi gerçekleştiren hainler de bizim düştüğümüz duruma kıs kıs gülüyorlar.
TV lerde alışageldiğimiz terör demeçlerine hiç girmeyeceğim, Çünkü sinirlerim alt üst oluyor. Klişeleşmiş sözler, Beylik laflar…
 Yeter yaaa… Yeter.
Durdurulsun şu Terör belası, Yetsin artık akan kanlar, dökülen gözyaşları. Dindirilsin yüreğimizdeki sızı.
Bu Bayramımız zehir oldu, Bari gelecek günlerimiz zehir olmasın.

Zonguldak Demokrasi Platformu “Teröre Teslim Olmayacağız…”

Zonguldak Demokrasi Platformu yazılı basın açıklaması yaparak İstanbul Atatürk Hava Limanı Dış Hatlarda meydana gelen terör eylemini kınadılar. Yapılan açıklama şu şekilde
28.06.2016 Salı günü gece saat 22.00 sularında İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlarda yine bir terör eylemi, yine bir katliam yaşandı.Üç kişi oldukları ifade edilen saldırganlar tarafındanönce sivil halkın üzerine otomatik silahla ateş açmaları ve sonra kendilerini patlatmaları sonucunda, ilk belirlemelere göre 36 kişinin hayatını kaybettiği, 16’sı ağır olmak üzere 147 yaralının bulunduğu bir terör saldırısı gerçekleştirilmiştir. Halkımıza büyük acılar yaşatan hain saldırıda yitirdiğimiz yurttaşlarımızı saygı ile anıyor ailelerine ve yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Türkiye, ne yazık ki, son bir yıldan bu yana katliamlar ülkesi haline getirilmiştir. İstanbul Atatürk Havalimanı’ndaki bu sonuncu olay, bir yıl içinde yaşadığımız onuncu toplu katliamdır. Ülkemizi karanlık bir girdaba sokanlarla bu saldırıyı gerçekleştirenleri kınıyor ve lanetliyoruz.
Teröre teslim olmadık, olmayacağız. Ülkemize ve halkımıza yaşatılan ölümlere alışmayacağız ve kabullenmeyeceğiz.

Yaşam hakkına kast eden insanlık suçu tüm saldırıları kınıyor; dünyada ve özellikle bölge coğrafyasında kaygıyla izlediğimiz terör, şiddet, çatışma ve savaş süreçlerinin; toplumsal birlikteliği güçlendirecek barışçıl ve akılcı politikalar yoluyla aşılabileceği umudu ve inancımızı; “yaşamın ve barışın” yanında açık tavır aldığımızı vurguluyoruz.

GMİS"TERÖRÜ BİR KEZ DAHA LANETLİYORUZ”

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ahmet Demirci, Yönetim Kurulu adına yazılı bir açıklama yaparak terörü lanetledi.
Açıklama şöyle;
“Ülkemiz, alçakça düzenlenmiş terör saldırılarıyla karşı karşıya kalmaktadır.
28 Haziran 2016 tarihinde İstanbul’da Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’ne yönelik düzenlenen silahlı ve bombalı hain saldırıda en az 36 kişi hayatını kaybetmiş, onlarca kişi yaralanmıştır.
Öncelikle bu hain saldırılarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun.
Maden işçileri olarak birlik ve bütünlüğümüze, huzur ve güvenliğimize yönelik insanlık dışı terör saldırılarını şiddetle kınıyor, terörü lanetliyoruz.
İç ve dış karanlık odakların beslediği terör ve şiddet hiçbir zaman hedefine ve amacına ulaşamamıştır, ulaşamayacaktır.
Bu alçakça saldırıları planlayanlar, düzenleyenler ve onları azmettirenler bilmelidir ki ülkemiz ve milletimiz teröre asla boyun eğmeyecektir.
Devletimiz ve milletimiz, bu oyunu bozacak güce, kararlılığa, tecrübe ve inanca sahiptir.
Sorumlulardan mutlaka hesabı sorulmalıdır.
Bir kez daha terörü lanetliyor, bu hain saldırılarda hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz”.





ANGARYADAN ÇIKAN İHBAR

Eğitim Sen Zonguldak Şube başkanı Orhan Yılmaz basın açıklaması yaparak  ÖSYM’nin merkezi sistem sınavlarında yeni uygulama ile sınav sonrası görevlilerin doldurmaları gereken formlara tepki gösterdi.
Orhan Yılmaz’ın konuya ilişkin açıklaması şu şekilde  “Yaptığı her sınavın tartışmalı soruları ve tartışmalı sonuçları ile ünlü Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezimiz, yeni bir uygulamaya imza atarak merkezi sistem sınavlarındaki görevlilerin sınav sonrası 48 saat içinde doldurmaları için 52 maddelik garip sorulardan oluşan bir form hazırlamıştır.
Bu form ile birçoğu evet-hayır ve 1 – 5 puan ile değerlendirilmesi istenen sorular,  sınav ertesinde görevlilerin birbirlerini ihbar etmelerine olanak vermektedir. Bugüne kadar sınav görevlilerinin yardımlaşma ve dayanışma duyguları içinde gerçekleştirilen sınavları  “ kapıdan kafasını uzattı”,” çocuğumu adresi nedeniyle okula kaydetmeyen okul müdüründen alınacak intikam fırsatına “ dönüştürülebilecek sınavların ertesinde yanıtlanması istenen sorulardan bazıları şunlardır.
3 : Görevli olduğunuz binaya Sınav Uygulama Yönergesinde belirtilen zamanda gittiniz mi?(Buna kim hayır der?)
16 : Salon Başkanınız İş/İşlem Takip Formu'nu uyguladı mı ?(Uygulamadığı sınav dönüş evrakından anlaşılır)
31 : Sınavda herhangi bir adayın yerine bir başkasının girdiğine dair herhangi bir tartışma, durum ve/veya şüphe oluştu mu?(Böyle durumlarda tutanak tutulmaktadır)
35 : Herhangi bir salon görevlisi, sınav sırasında salonu terk etti mi?(Sevmediğin biri var ise salon dışına çıktı diyebilirsiniz)
37 : Sınav sürecinde, Görevlilerin neden olduğu aşağıda sıralanan sınav kurallarına ilişkin bir aykırılık/sorun gözlem veya şüpheniz oluştu mu?(Bu soru ile sınavda görevli olanları ihbar ederek her türlü intikamınızı alabilirsiniz)
42 : Sınav günü, aday, görevli ve/veya başka birilerinden, sınavın kurallara uygun yapılmadığına dair, herhangi bir duyum ve/veya gözleminiz oldu mu?(İftira ve ihbar mekanizmasını bu soruda da çalıştırabilirsin)
Buradan sonra yazılan soruların bir kısmı sınav görevlilerine  düşük puan vererek onları itibarsızlaştırabileceğiniz bir fırsata dönüşmektedir..
43 : Salon Başkanınızın, sınav kurallarına hakimiyeti ve görevini gerektiği gibi yapma konusundaki yaklaşımlarını 1-5 arasında değerlendiriniz.
44 : Bina Sınav Sorumlunuzun (BSS), sınav kurallarına hakimiyeti ve görevini gerektiği gibi yapma konusundaki yaklaşımını 1-5 arasında değerlendiriniz.
45 : Bina Sınav Sorumlusu Yardımcısının (BSSY), sınav kurallarına hakimiyeti ve görevini gerektiği gibi yapma konusundaki yaklaşımını 1-5 arasında değerlendiriniz.
46 : Bina Yöneticisinin (BY),  sınav kurallarına hakimiyeti ve görevini gerektiği gibi yapma konusundaki yaklaşımını 1-5 arasında değerlendiriniz.
47 : Sizce,  diğer Sınav Görevlileri sınav kurallarını yeterince biliyor muydu?
50 : Sınav sürecinde görev yaptığınız diğer görevlileri, sınav kurallarına hakimiyeti ve görevini gerektiği gibi yapma konusundaki görüşünüzü 1-5 arasında değerlendiriniz.
Bunlar 52 garip ve birlikte çalıştığınızı ihbar edebileceğiniz sorudan yalnızca birkaç tanesi…
Şifrelenmiş soru kitapçıkları ile doğru yanıtların sistemi bilenlere sınav sırasında kopya vermeye dayalı emek hırsızlıkları ve şaibeli sınavları ile ünlü ÖSYM, sağlıklı sınav yapmayı, sınav görevlilerin birbirini ihbar ederek sağlayacağını sanıyorsa aldatmaya devam ediyor demektir.

Şifreli sınavları ve yüzlerce insanın tam puan alarak başarılı(!) olduğu sınavlarla ilgili brifingler ile yetkilileri  tatmin etmiş olabilirsiniz. Çünkü onlar beraber yürüdüğünüz bu yollarda her türlü şaibenizi örtbas edecek durumdalar. ÖSYM’ den beklenen  aynı görevi yapanlara farklı ücret veren uygulamasından vazgeçmesi ve sınav görevlilerinin birbirini  ihbar edebilecekleri  sorular yerine,  Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yaparak çocukların her yaşta yetenek,ilgi ve istekleri açısından yönlendirilmelerini sağlayacak bir sistem araştırması ve uygulanın hazırlıklarını yapmasıdır”

HÜSEYİN ÖZBAKIR “ÖZELLEŞTİRME İLE İLGİLİ AÇIKLAMA YAPMADIM”

Ak Parti Zonguldak Milletvekili ve MKYK üyesi Hüseyin Özbakır TTK’nın özelleştirilmesi iddialarıyla ilgili basın açıklaması yaptı. Özbak yaptığı basın açıklamasında hiçbir basın kuruluşuna TTK nın özelleştirilmesi ile ilgili basın açıklaması yapmadığını ifade ederek açıklamasını şu şekilde sürdürdü  “TTK’nın özelleştirilmesi iddialarıyla ilgili kesinlikle hiçbir basın organına veya basın mensubuna açıklama yapmadığını ifade eden Ak Parti Milletvekili ve MKYK üyesi Hüseyin Özbakır; geçen haftalarda bir yerel gazetede çıkan haberin gerçeği kesinlikle yansıtmadığını ve bir takım şer odaklarının oyunu olduğunu dile getirdi. Hüseyin Özbakır sözlerine şöyle devam etti. “Yatırım ve doğru planlama ile kurumun şu anki hantal yapısından kurtulup kâr edebilecek bir seviyeye gelmesi en büyük temennimizdir. Sürekli olarak zarar eden ve zararıyla gündeme gelen kurumun yeniden yapılandırılması en mantıklı çözüm olarak karşımızda durmaktadır.TTK’nın  bu atıl yapısının sürmesi halindekurumun  kendi kendine kapanmak zorunda kalacağı gerçeğinin herkes tarafından bilinmesi gerekir. Bu durum oluşmadan, kurumun yeniden yapılandırılması ve Zonguldak ekonomisine artı değer katacak şekilde yeniden dizayn edilmesi Zonguldak’ta yaşayan vatandaşlarımızın da talep ettiği bir durumdur.”

TTK ile ilgili bir yeniden yapılanma çalışması var. Bakanlık yetkilileri bununla ilgili mali ve kadro boyutunda çalışmalarını gerçekleştiriyorlar. Burada amaç TTK’ya bağlı madenlerimiz ve kurumlarımızda devlete ve kamuya yük olmayacak bir çerçevede yapılanmanın gerçekleşmesidir. Bu çerçevede, hem kurumlarımızın zarar etmemesi hem de istihdamın artması yönünde olumlu bir süreç olacak ve bununla alakalı olarak da bu yıl içerisinde, inşallah yeni bir sürece gideceğiz. Bu sürecin her daim takipçisi olacağız. Net bir şey söylenmesi için, bu çalışmaların sonuç aşamasına gelmesi gerekir. Özelleştirme taraftarı olmadığımız gibi, işçinin ve sendikanın karşısında olan hiçbir yapıya onay vermeyeceğiz.”

28 Haziran 2016 Salı

CANER " HARABEDEN BİR ŞAMPİYON DAHA ÇIKARTIRIZ"


Zonguldakspor taraftar gurupları birleşerek valilik binası önünde oturma eylemi gerçekleştirdi. Kulüp Başkanı Süleyman Caner’in de katıldığı eylemde konuşan Başkan Caner Zonguldak vekillerinin kulube sahip çıkmadığını verilen sözlerin tutulmadığını, yıkık dökük harabe tesislerden Şampiyon çıkardıklarını gerekirse yine yıkık dökük harebe tesislerden şampiyon çıkartabileceklerini söyledi.  Ultras Taraftar gurubu sözcüsü Bora Amasralı yaptığı açıklamada; ''Bugün burada beraber olacağını söyleyen ve sosyal paylaşımlarda bulunanlar bizi yalnız bırakmasına rağmen biz kemik kadro olarak buradayız. Burada bulunma amacımız, Bu stad bu takıma yakışmıyor. Bir an önce stadla ilgili çalışmaların başlamasını istiyoruz. Girişimlerimiz sonuç vermezse, oturduğumuz yerden kalkıp Ankara'ya yürüyeceğiz” derken Zonguldak spor Amigosu Zeki Beybey oğluda yaptığı konuşmasında “ Süper ligde bir çok takım bizim takımın taraftarı gibi taraftara sahip değil.Bu takıma sdat yapılması konusunda söz verenler şimdi ortalıklarda görülmüyor. Bizde tepkimizi her zaman dile getireceğiz ve bizlere verilen sözleri kendilerine şamar gibi vuracağız” dedi.



CANER " HARABEDEN BİR ŞAMPİYON DAHA ÇIKARTIRIZ"


Zonguldakspor taraftar gurupları birleşerek valilik binası önünde oturma eylemi gerçekleştirdi. Kulüp Başkanı Süleyman Caner’in de katıldığı eylemde konuşan Başkan Caner Zonguldak vekillerinin kulube sahip çıkmadığını verilen sözlerin tutulmadığını, yıkık dökük habere tesislerden Şampiyon çıkardıklarını gerekirse yine yıkık dökük harebe tesislerden şampiyon çıkartabileceklerini söyledi.  Ultras Taraftar gurubu sözcüsü Bora Amasralı yaptığı açıklamada; ''Bugün burada beraber olacağını söyleyen ve sosyal paylaşımlarda bulunanlar bizi yalnız bırakmasına rağmen biz kemik kadro olarak buradayız. Burada bulunma amacım Bu stad bu takıma yakışmıyor. Bir an önce stadla ilgili çalışmaların başlamasını istiyoruz. Girişimlerimiz sonuç vermezse, oturduğumuz yerden kalkıp Ankara'ya yürüyeceğiz” derken Zonguldak spor Amigosu Zeki Beybey oğluda yaptığı konuşmasında “ Süper ligde bir çok takım bizim takımın taraftarı gibi taraftara sahip değil.Bu takıma sdat yapılması konusunda söz verenler şimdi ortalıklarda görülmüyor. Bizde tepkimizi her zanan dile getireceğiz ve bizlere verilen sözleri kendilerine şamar gibi vuracağız” dedi.



GMİS ÇAĞRIDA BULUNDU “ HAYDİ ZONGULDAK TEK SES OLALIM”


Genel Maden İşçileri Sendikasının Perşembe günü düzenleyeceği yürüyüş öncesi bildiri dağıtarak Zonguldaklıları bilgilendirdiler.
TTK Karadon Müessesi Maden ocaklarının özelleştirilmesi gündeme gelmesinin ardından harekete geçen GMİS Perşembe günü Madence anıtı önünden başlatacağı yürüyüş öncesi Zonguldaklılara bildiri dağıtarak çağrıda bulundu. MGMİS yönetim Kurulunun dağıttı “ Haydi Zonguldak Tek yürek, Tek ses olalım “^başlığı altında dağıttığı bildiride 30 Haziran Perşembe günü saat 16.30 da buluşulmasını ifade ederek” TTK ya sahip çıkmak, Zonguldak’a sahip çıkmaktır, Zonguldak’a sahip çıkmak, Türkiyeye sahip çıkmaktır.” Denildi

27 Haziran 2016 Pazartesi

ÖZELLEŞTİRME GİRİŞİMLERİNDEN VAZGEÇİLİNCEYE KADAR EYLEMLER DEVAM EDECEK”

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu 27 Haziran 2016 Pazartesi günü GMİS Genel Merkezi’nde Genel Başkan Ahmet Demirci başkanlığında toplanarak Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) özelleştirilme girişimlerini değerlendirdi. Toplantı sonrasında yayınlanan Başkanlar Kurulu sonuç bildirisinde, özelleştirme düşüncesine karşı her şart altında mücadeleye devam edileceği vurgulandı.        

            Açıklamada TTK’nın özelleştirilmesi düşüncesinden vazgeçilmesi ve yatırımlarla desteklenerek daha verimli çalıştırılacağı resmen açıklanıncaya kadar çeşitli eylemlerin hayata geçirileceği belirtildi.

            İlk eylem 30 Haziran 2016 Perşembe günü yapılacak. Bölgelerden bilgi almak üzere Genel Maden işçileri Sendikası önüne gelecek olan maden işçileri ile Saat: 16.30’da Madenci Anıtı önünde kitlesel basın açıklaması yapılacak.

            Sonuç bildirisinde şu görüşlere yer verildi;

-          “Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuz, Genel Başkanımız Ahmet Demirci başkanlığında toplanarak gelişmeleri değerlendirdi.
Genel Maden-İş Sendikası; TTK’nın, MTA’nın, TKİ’nin ve madencilik sektörünün gelişmesi, yerli kaynakların verimli bir şekilde üretilmesi ve ithalatın en alt seviyeye indirilmesi için katkı vermeye devam edecektir. Bu konuda önerisi olan, sektör içinde yeralan kurum, kuruluş ve yetkililerle bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da görüşmeye devam edeceğiz.

-          Biz kendi doğrularımızı her şart altında savunuyoruz. Düşüncelerimize katkı veren ve destek olan herkesi sevgiyle kucaklar, farklı görüşleri savunanlara da saygı duyarız.

-          Biz, bölgemizde 170 yılı bulan üretim kültürünün ve 70 yılı bulan sendikal mücadele kültürünün en önemli taşıyıcısı olarak gördüğümüz Genel Maden İşçileri Sendikası’nda yönetici olmanın sorumluluğuyla, Zonguldak ve bölge halkımızı, tüm vatandaşlarımızı bilgilendirmeye çalışıyoruz.

-          1990 ve 1994 yılında tüm halkımızla birlikte verdiğimiz mücadeleler haklı olduğumuzu gösterdi. Bu nedenle bugün de Zonguldak ve bölge halkının birliğini, beraberliğini çok önemsiyoruz.

-          Sendikamız ve madenci kardeşlerimiz başta olmak üzere, işçisi, memuru, ticaret erbabı, sanayicisi, çiftçisi, emeklisi, öğrencisi, işsizi, ev kadını ve tüm halkımızla Zonguldak gerçeğini anlatmaya devam edeceğiz.

 -          TTK, derin kodlarda ve gazlı ocaklarda üretim yapan, Türkiye’nin madencilik sektöründe en güzide kuruluşlarından biridir. 170 yıllık üretim kültürüyle, bu bölgede bulunan 100-150 yıllık rezervi ülke ekonomisine kazandırabilecek, kamu ve özel madencilik sektörüne ışık tutabilecek tek kurumdur.

-          Zonguldak, devletten aldığından fazlasını veren 12 il arasında 7’nci sıradadır. Göz göre göre TTK’nın zarara sokulmasına rağmen 2009 ve 2010 kriz dönemi hariç Zonguldak fazla vermektedir. Daha da önemlisi bu 12 il arasında göç veren tek il Zonguldak’tır. Paramız ve işsizimiz dışarıya gitmektedir.

-          Bölgemizdeki taşkömürü koklaşabilir özelliğiyle demir-çelik sektörünün temel girdisi olduğu için sanayileşme döneminde Kardemir ve Erdemir bu bölgeye kurulmuştur. ÇATES düşük kalorili ve doğaya atılan kömürü değerlendirmek için kurulmuştur. Karadon Müessesesi’nin ürettiği kömür santral kömürü değildir.

TTK’yı özelleştirmek ve kapatma sürecini başlatmak için enerji ve santral üzerinden yasal kılıf hazırlamak doğru değildir.

-          Kaldı ki ÇATES’in olduğu bölgeye yeni bir santral kurmanın imkanı yoktur. Doğa, çevre, hava, su varlıkları yetersiz hale gelmiştir. İnsanlar sağlık sorunları yaşamaktadır.
Mevcut santrallar teknolojik olarak çevreye uyumlu hale getirilmeli, yeni santral projeleri durdurulmalıdır.
Mevcut santrallere, bölgedeki düşük kalorili kömürü kullanma mecburiyeti getirilmelidir.

TTK, tam kapasite ile çalışsa bile mevcut santrallara yetecek kömürü üretemeyecektir. Bölgemize yeni bir santral demek tamamen ithalatı artırmak demektir.

Bu düşünceler doğrultusunda Başkanlar Kurulumuz şu kararları aldı;

-          Özelleştirme girişimlerine son verildiği ve TTK’nın verimli çalışması için gerekli yatırımların yapılacağı açıklanıncaya kadar eylemlerimiz devam edecek.

-          30 Haziran 2016 Perşembe günü Saat: 16.30’da bilgi almak üzere tüm bölgelerden Sendikamız Genel Merkezi’ne gelecek olan madenci kardeşlerimizle birlikte Madenci Anıtı önünde kitlesel basın açıklaması yapılacak. Basın ve halkımız da davetlidir.

-          İşyerlerimizde üretimden gelen gücümüz kullanılacak.

-          Başta madenci kardeşlerimiz olmak üzere Zonguldak halkını, bölge insanını ve kamuoyunu bilgilendirme çalışmalarımız devam edecek.

-          Hükümetin ve siyasi iktidarın duyarsızlığının devam etmesi halinde Başkanlar Kurulumuz olağanüstü toplanarak daha radikal kararları gündemine alacak.


-          Sendikamız tüm kurul ve organlarıyla birlik, beraberlik ve bütünlük içinde bugüne kadar olduğu gibi disiplinli ve kararlı tutumunu sürdürecektir.

ÖDÜLLER SAHİPLERİNİ BULDU



            Zonguldak’ın Düşman İşgalinden Kurtuluşu ve Uzunmehmet’i Anma Günü etkinlikleri nedeniyle düzenlenen Briç Turnuvası ödülleri sahiplerini buldu. Kuzey-Güney kategorisinde 2 birinci, 2 ikinci, 2 üçüncü ve Doğu-Batı kategorisinde 2 birinci, 2 ikinci, 2 üçüncü olmak üzere toplamda 12 kupa sahiplerini bulurken, turnuvaya Belediye Başkanı Muharrem Akdemir’de katıldı. Tüm katılımcılara katılımlarından dolayı teşekkür eden Başkan Akdemir,  bu tür organizasyonların devam etmesi temennisinde bulunarak, kupaları sahiplerine takdim etti. 

26 Haziran 2016 Pazar

ZONGULDAKLILAR BARETLERİNİ HAZIRLASIN

 
CHP Zonguldak milletvekili Şerafettin Turpçu Son günlerde TTK nin özelleştirileceği yöndeki haberler üzerine geniş kapsamlı basın açıklaması yaptı. Turpçu yaptığı basın açıklamasında çeşitli görüşlere yer verirken, l99l grevini de anımsatarak Zonguldaklıların baretlerini giymeye hazırlanmalarını söyledi.
Turpçu’nun açıklamalı şu şekilde

"​Bugünlerde Zonguldak tarihinin belki de en kritik dönemini yaşıyoruz.
 Zonguldak iktidar tarafından ihmal edilmiş, olanakları yok edilmiş, taş üstüne taş konmaması bir yana fırsatları elinden alınmış, yoksun bırakılmak için adeta uğraşılmış bir şehirdir.  Bugün Zonguldak olarak, AKP iktidarının çelişkileriyle, korkularıyla, ekonomik buhranla ve zorluklarla yüz yüze geldiğimiz durumun en son noktasındayız.  Türkiye Taşkömürü Kurumu`nun özelleştirilmesine yönelik çalışmalara ilişkin şimdi Zonguldaklılar için sözünü söyleme zamanıdır, şimdi Zonguldak'ın gündemini ülke gündeminde ve siyasette yerine oturtma zamanıdır.

AKP GÖZÜNÜ TTK`YA DİKTİ

Nedense AKP’de bir özelleştirme hevesi vardır, Cumhuriyet tarihindeki özelleştirmelerin yaklaşık yüzde 80'i AKP zamanında gerçekleşmiştir. Bu süreçte, kamu mülkiyetinde bulunan ve kimi zaman sektörde tekel konumuna yükselmiş kurum ya da kuruluşlar, çok uygun fiyatla yabancı ya da yerli sermayeli özel sektör aktörlerine peşkeş çekilmiştir. Bu konuda AKP sabıkalı bir iktidardır. Hayırsız bir evlat gibi, Cumhuriyet Dönemi’nin tüm kazanımlarını, stratejik kuruluşlarımızı `özelleştirme` adı altında hazırdan satıp, yemekten başka bir şey yapmamıştır. Bunun son örneği olarak gözlerini TTK`ya dikmişlerdir. Bu durum bilinçli ve sistemli bir politikanın son halkasıdır.

AKP`ye hatırlatmak lazım; 14 yıldır iktidardasınız, işleyişinden devletin sorumlu olduğu bir kurum zarar ediyorsa bunun sorumlusu sizsiniz. Bu kurumun zarar etmemesi, üretimini artırması, Zonguldak ve ülke için yararlı olması adına bu güne kadar hangi adımları attınız da şimdi özelleştirilmesini isteme cüretinde bulunuyorsunuz?

İKTİDAR ZONGULDAK HALKI İLE GÜVENLİK GÜÇLERİNİ KARŞI KARŞIYA GETİRMEYE HAZIRLANIYOR

AKP iktidarı, TTK`nın özelleştirilmesine yönelik tartışmaların öyle kolay şekilde geçiştiremeyeceğini görünce apar topar bir toplantı düzenledi. Toplantıya konunun paydaşı olan kişilerde çağırıldı olmayan kişiler de. Zonguldak adına bir toplantı yaparken muhalefet milletvekillerinin buna dahil edilmemesi zaten geleceğe yönelik asıl niyetlerini ortaya koyan bir tavırdır.

Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası (ZTSO) Başkanı Sayın Metin Demir’in bu toplantıda bulunmasının gerekçesi nedir? Bundan sonraki süreçle bir bağlantısı ve rolü var mıdır? Sendika’nın belirttiği üzere kendilerinin özelleştirmeden yana taraf olan tavrını kabul edilemez bulduğumuzu belirtmek istiyorum.

Bununla birlikte toplantıya Zonguldak Emniyet Müdürü Sayın Osman Ak’ın çağırılmış olması ve kendilerinin özelleştirmeyi savunur söylemleri asla kabul edilemeyecek bir durumdur.

AKP İktidarı, toplantıya madem Emniyet Müdürü’nü çağırdınız, İç İşleri Bakanı ve Jandarma Genel Komutanı’nı da çağırsaydınız da kadro tamamlansaydı. Böyle bir şey olabilir mi?

İktidarın, Zonguldak halkı ile güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeye hazırlandığı bu dönemde `1991 Grevi ve Büyük Madenci Yürüyüşünde` dönemin Vali ve Emniyet Müdürü`nün neler yaptığını araştırmalarını tavsiye ediyorum. 

`1991 Grevi ve Büyük Madenci Yürüyüşünde` hiçbir işçinin burnu kanamadı, bu nedenle o dönemin Vali ve Emniyet Müdürünü Zonguldaklılar hep şükranla anmışlardır. Emniyet Müdürümüz geçmişte bugün `paralel yapı ‘olarak adlandırılan örgüte ilk başkaldıranlardandı ve bunun yüzünden yıllarca bedel ödedi ve çile çekti.

Zonguldaklılar, kendi haklarını savunmak için, şehrin bugünü ve geleceği için ve ülkenin çıkarı için harekete geçecektir. Emniyet Müdürü Sayın Ak olaya bu açıdan bakmalıdır.


TTK`NIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA EVET, ÖZELLEŞTİRİLMESİNE HAYIR

Şunu çok net şekilde bir kez daha söylüyorum `TTK`nın yeniden yapılandırılmasına evet, özelleştirilmesine kesinlikle hayır.` Reçete bellidir; TTK`nın işçi açığı acilen giderilerek, yeniden yapılandırılarak, sermayesi güçlendirilerek, yeniden organize edilmesinin zorunlu olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyorum, bu şekilde zaten maliyetler de aşağı çekilecektir. Devletin illa kar etmesi gerekmez. TTK ülkemizde derin kuyu kömür madenciliği yapılan ve denizaltı sahalarda kömür madenciliği yapılan tek kurumdur. Zarar gerekçe gösterilerek böylesine stratejik bir kurumun tasfiye edilmesi veya özelleştirilmesi asla kabul edilemez. Zonguldaklılar böyle bir ihanet girişimini asla unutmaz.
TTK`nın deneyimi var, uzmanlığı var, hazır insan kaynağı var tek eksiği yatırım yapılmamasıdır. Yatırım yapılması ve işçi alınması halinde mevcut durumda dibe vurmuş olan üretim miktarını ciddi şekilde artıracağı bir gerçektir. Kurum da zaten bunu beyan etmektedir. TTK`nın acil olarak yer altı işçisine ihtiyaç duyduğunu defalarca hatırlattık, ancak kendileri işçi alımının kamu üzerinde oluşturabileceği kendi deyimleriyle `yüksek maliyeti` bahane etiler. Bu kadar hayati bir konu olmasına rağmen söz konusu maden işçisi ve Zonguldak olunca ‘kamuya maliyet’ sözü çok kolay kullanılabiliyor, ancak AKP iktidarının son derece gereksiz ama kamuya maliyeti çok yüksek olan harcamalarına bizzat şahidiz.

MÜKELLEFİYETTE ZORLA ÇALIŞTIRILAN ZONGULDAKLILAR BUGÜN ZORLA İŞSİZLİĞE, AÇLIĞA VE GÖÇE MAHKUM EDİLİYOR

Zonguldak, Türkiye sanayisinin gelişmesinin lokomotifi olmuş, ülke ve bölge ekonomisine büyük katkılar yapmıştır. Geçmişte Mükellefiyet Kanunu ile ülke sanayisinin gelişmesi için zorla çalıştırılan Zonguldaklılar, bugün zorla işsizliğe, açlığa ve göçe mahkum edilmektedir. Zonguldak emek şehridir. Burada iktidarın politikaları nedeniyle, günden güne eriyen ekonomik yapıda insanlarımız yaşam mücadelesi vermektedir.  Yatırım yapılmaması, işçi sayısının eritilmesiyle TTK bu günlere gelmiştir. Göz göre göre zarara sürüklenmiş, bilinçli olarak eritilmiştir. AKP Zonguldak`a verdiği hiçbir sözü yerine getirmemiştir. Zonguldak’ın başına gelmiş en büyük felaketlerden biri AKP iktidarıdır.  

ÖZELLEŞTİRMENİN ARKASINDA TERMİK SANTRALLER TUZAĞI VE PLANI VAR

Hükümetin yaptığı özelleştirme hamlesi arkasında başka planları barındırmaktadır.  Atılan bu son adım, sadece Zonguldak ve TTK`yı birbirinden koparmayacak, aynı zamanda termik santral kurulma izni verilen firmalarla Zonguldak’ı baştan aşağıya cehenneme çevirecektir. Ereğli'den Amasra'ya kadar yapılacak santrallerden bahsediyoruz. Bu durumun yaratacağı dışsal etkiler üzerine hiç düşünülmemekte, halk sağlığı ve çevresel etkiler göz ardı edilmektedir. Görünen o ki iktidarın Zonguldak`a biçtiği değer, gelecek için yaşanmaz bir şehir, zehirli hava, su, toprak ve sağlığını kaybetmiş bir halktır. Ölüme mahkum edilmiş bir Zonguldak dayatmasını kabul etmeyeceğiz.



ÖZELLEŞTİRME ADI ALTINDA KURULACAK TERMİK SANTRALLER ZONGULDAK’I CEHENNEME ÇEVİRECEK

Özelleştirme adı altında her müessese bir holdinge termik santral yapma hakkıyla verilecektir. Termik santral kurma izinleri ile bu firmalar Zonguldak'ı baştan aşağıya termik santral cehennemine çevireceklerdir. Bu nedenle bu konu sadece sendikanın değil, Zonguldak`ta yaşayan herkesin ortak sorunudur. Bu konuda hali hazırda adeta can çekişen Zonguldak,  katlanan bir kirlilik felaketi ile de karşı karşıya kalacak, yaşanmaz bir şehir haline getirecektir. Ya buralarda ölmek üzere kalacağız ya da terk edeceğiz. Konu çok ciddidir. Bu konu Zonguldak’ın dünü, bugünü ve geleceğidir. Konunun ciddiyetini uygun olarak, büyük ve kitlesel tepkiler vermezsek Zonguldak’ın sosyal ve ekonomik olarak ölümünü kabul etmiş olacağız.

GMİS`İN ÖNDERLİĞİ BU SÜREÇTE ÇOK ÖNEMLİDİR

Buna izin vermemek için Genel Maden İşçileri Sendikası’nın, önderliği ve örgütlü mücadelesi bu süreçte çok önemlidir. Ancak şunu özellikle belirtelim, sendika içindeki karar alma süreçlerinde etkili olan – eğer varsa - AKP yandaşlarını ayıklamadığı müddetçe başarı şansı yoktur. Bu kişilerin acilen karar alma sürecindeki etkinlikleri kırılmalıdır. Gerekirse sendika olağanüstü kongreye gitmelidir. Zaten Hükümetin dediği olursa sendikaya falan da ihtiyaç kalmayacaktır.

Kilimli`deki açlık grevindeki De-Ka ve Balçınlar Madencilik`te çalışan işçilerimizi ziyaretimizde bizi Emniyet Müdürü yerine sendika yöneticileri karşılaşmış olsaydı ve o mücadele başarıya ulaşsaydı hükümet bugün yapmaya çalıştıklarına cüret edemezdi.

BAŞARININ ANAHTARI SENDİKANIN GEÇMİŞ MÜCADELELERİNİN İÇİNDE SAKLIDIR

Başarının anahtarı sendikanın geçmiş mücadelelerinin içinde saklıdır. Bu sendika `1991 Grevi ve Büyük Madenci Yürüyüşünü` yapmış ve Şemsi Denizer`i çıkarmış bir sendikadır.  Bu mücadele sendikadan `Büyük Madenci Grevinin` önderi Şemsi Denizer`in ardından bir lider çıkartabilmelidir. Eğer Zonguldak için mücadele vereceklerse CHP ve Zonguldak halkı sendikanın yanındadır. Şemsi Denizer`in ruhu bizimledir. Kendilerine, `örgütlü işçinin ve örgütlü toplumun asla yenilmeyeceğini` bir kez daha hatırlatmak istiyorum, iktidara da bu gerçeğin ciddiye alınmasını tavsiye ediyorum.  Bu tarihsel önemin farkında olarak, ilimize sahip çıkmak, taş kömürü üretimini artırmak ve emeğin başkenti Zonguldak'ı yeniden ayağa kaldırmak hepimizin görevidir. Bu noktada geride bıraktığımız günlerde basın mensuplarımıza yönelik gerçekleştirilen saldırıyı net bir şekilde kınıyorum.  Söz konusu Zonguldak olduğunda hepimiz bir arada olabilmeli, tepkimizi doğru yere gösterebilmeliyiz, ancak bu şekilde Zonguldak adına birlikte doğru işler yapabiliriz. İlk düğmeyi yanlış iliklersek gerisini doğru şekilde devam ettirmemiz mümkün olmaz.

ZONGULDAKLILAR BARETLERİ GİYMEYE HAZIRLANMALIDIR

Bugünden itibaren tüm Zonguldaklılar baretleri giymeye hazırlanmalıdır. `1991 Grevi ve Büyük Madenci Yürüyüşünde`  olduğu gibi işçilerimiz ve Zonguldak halkı bu haklı mücadelede birleşmelidir. Bu mücadele ekmek mücadelesidir; bu mücadele havamızın, suyumuzun, toprağımızın daha fazla kirletilmesine karşı bir yaşam mücadelesidir, bu mücadele hastalıklara ve kansere dur deme mücadelesidir, bu mücadele gelecek mücadelesidir, bu mücadele Zonguldak’ın tarihini, kimliğini koruma mücadelesidir, bu mücadele onur mücadelesidir. Bütün Zonguldaklıları bu konuda dayanışmaya ve mücadeleye çağırıyorum. Bütün meslek gruplarımızı, esnafımızı, üreticilerimizi, işverenlerimizi, sektör temsilcilerimizi kısaca herkesi Zonguldak adına birlik olmaya ve Zonguldak`a ait olana sahip çıkmak için mücadeleye davet ediyorum. Solunum sistemi hastalıklarına ve kanserden ölümlere dur demek için, işsizliğe ve göçe son vermek için Zonguldak’ı ayağa kalkmaya çağırıyorum.

BU ÇAĞRIM AYNI ZAMANDA AKP ZONGULDAK MİLLETVEKİLLERİNEDİR

Bu mücadele, aynı zamanda kimlerin Zonguldak’ın dostu, kimlerin Zonguldak’ın düşmanı olduğunu da ortaya çıkaracaktır. Bu çağrım aynı zamanda AKP Zonguldak Milletvekillerine, AKP`nin Zonguldak Örgütlerinedir. Gelişecek olaylara göre kendileri Zonguldak ile AKP arasında tercih yapmak zorunda kalabilirler.  Kendilerini halktan yana olmaya, Zonguldak`tan yana olmaya davet ediyorum, partideki gelecekleri yerine Zonguldak’ın geleceğini düşünmeye davet ediyorum.” 


24 Haziran 2016 Cuma

BELEDİYE BAŞKANI SALDIRIYI KINADI

Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, önceki gün Karadon’da saldırıya uğrayan basın mensuplarına ‘geçmiş olsun’ temennisinde bulunarak, yapılan çirkin davranışı kınadığını ifade etti.


Konuyla ilgili açıklama yapan Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir; “Önceki gün TTK Karadon Müessesesi’nin özelleştirilmesi haberi doğrultusunda sendikanın çağrısı üzerine Karadon’a giden ve sadece amaçları halkı bilgilendirmek olan basın mensuplarımıza yapılan saldırıyı tasvip etmiyorum. Söz konusu saldırı, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına yönelik de bir saldırı niteliğindedir. Amaçları; madencilerin sesini duyurmak olan ve bu doğrultuda her zaman zor şartlar altında görevlerini yerine getirmeye çalışan basın mensuplarımız, tartaklanmış ve saldırıya uğramışlardır. Hepimiz görmüş olduk ki; basın mensuplarımız, mesleklerini zor şartlar altında yerine getirmeye çalışırken maalesef hedef haline getirilmişlerdir. Basın mensuplarımıza yapılan bu kabul edilemez saldırıyı yapanları şiddetle kınıyor, basın mensuplarımıza geçmiş olsun diyorum.” şeklinde konuştu.