CHP Zonguldak
milletvekili Şerafettin Turpçu Son günlerde TTK nin özelleştirileceği yöndeki
haberler üzerine geniş kapsamlı basın açıklaması yaptı. Turpçu yaptığı basın
açıklamasında çeşitli görüşlere yer verirken, l99l grevini de anımsatarak
Zonguldaklıların baretlerini giymeye hazırlanmalarını söyledi.
Turpçu’nun açıklamalı şu
şekilde
"Bugünlerde
Zonguldak tarihinin belki de en kritik dönemini yaşıyoruz.
Zonguldak iktidar
tarafından ihmal edilmiş, olanakları yok edilmiş, taş üstüne taş konmaması bir
yana fırsatları elinden alınmış, yoksun bırakılmak için adeta uğraşılmış bir
şehirdir. Bugün Zonguldak olarak, AKP iktidarının çelişkileriyle,
korkularıyla, ekonomik buhranla ve zorluklarla yüz yüze geldiğimiz durumun en
son noktasındayız. Türkiye Taşkömürü Kurumu`nun özelleştirilmesine
yönelik çalışmalara ilişkin şimdi Zonguldaklılar için sözünü söyleme zamanıdır,
şimdi Zonguldak'ın gündemini ülke gündeminde ve siyasette yerine oturtma
zamanıdır.
AKP GÖZÜNÜ TTK`YA DİKTİ
Nedense AKP’de bir
özelleştirme hevesi vardır, Cumhuriyet tarihindeki özelleştirmelerin yaklaşık
yüzde 80'i AKP zamanında gerçekleşmiştir. Bu süreçte, kamu mülkiyetinde bulunan
ve kimi zaman sektörde tekel konumuna yükselmiş kurum ya da kuruluşlar, çok
uygun fiyatla yabancı ya da yerli sermayeli özel sektör aktörlerine peşkeş
çekilmiştir. Bu konuda AKP sabıkalı bir iktidardır. Hayırsız bir evlat gibi,
Cumhuriyet Dönemi’nin tüm kazanımlarını, stratejik kuruluşlarımızı
`özelleştirme` adı altında hazırdan satıp, yemekten başka bir şey yapmamıştır.
Bunun son örneği olarak gözlerini TTK`ya dikmişlerdir. Bu durum bilinçli ve
sistemli bir politikanın son halkasıdır.
AKP`ye hatırlatmak
lazım; 14 yıldır iktidardasınız, işleyişinden devletin sorumlu olduğu bir kurum
zarar ediyorsa bunun sorumlusu sizsiniz. Bu kurumun zarar etmemesi, üretimini
artırması, Zonguldak ve ülke için yararlı olması adına bu güne kadar hangi
adımları attınız da şimdi özelleştirilmesini isteme cüretinde bulunuyorsunuz?
İKTİDAR ZONGULDAK HALKI
İLE GÜVENLİK GÜÇLERİNİ KARŞI KARŞIYA GETİRMEYE HAZIRLANIYOR
AKP iktidarı, TTK`nın
özelleştirilmesine yönelik tartışmaların öyle kolay şekilde geçiştiremeyeceğini
görünce apar topar bir toplantı düzenledi. Toplantıya konunun paydaşı olan
kişilerde çağırıldı olmayan kişiler de. Zonguldak adına bir toplantı yaparken
muhalefet milletvekillerinin buna dahil edilmemesi zaten geleceğe yönelik asıl
niyetlerini ortaya koyan bir tavırdır.
Zonguldak Ticaret ve
Sanayi Odası (ZTSO) Başkanı Sayın Metin Demir’in bu toplantıda bulunmasının
gerekçesi nedir? Bundan sonraki süreçle bir bağlantısı ve rolü var mıdır?
Sendika’nın belirttiği üzere kendilerinin özelleştirmeden yana taraf olan
tavrını kabul edilemez bulduğumuzu belirtmek istiyorum.
Bununla birlikte
toplantıya Zonguldak Emniyet Müdürü Sayın Osman Ak’ın çağırılmış olması ve
kendilerinin özelleştirmeyi savunur söylemleri asla kabul edilemeyecek bir
durumdur.
AKP İktidarı, toplantıya
madem Emniyet Müdürü’nü çağırdınız, İç İşleri Bakanı ve Jandarma Genel
Komutanı’nı da çağırsaydınız da kadro tamamlansaydı. Böyle bir şey olabilir mi?
İktidarın, Zonguldak
halkı ile güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeye hazırlandığı bu dönemde
`1991 Grevi ve Büyük Madenci Yürüyüşünde` dönemin Vali ve Emniyet Müdürü`nün
neler yaptığını araştırmalarını tavsiye ediyorum.
`1991 Grevi ve Büyük
Madenci Yürüyüşünde` hiçbir işçinin burnu kanamadı, bu nedenle o dönemin Vali
ve Emniyet Müdürünü Zonguldaklılar hep şükranla anmışlardır. Emniyet Müdürümüz
geçmişte bugün `paralel yapı ‘olarak adlandırılan örgüte ilk
başkaldıranlardandı ve bunun yüzünden yıllarca bedel ödedi ve çile çekti.
Zonguldaklılar, kendi
haklarını savunmak için, şehrin bugünü ve geleceği için ve ülkenin çıkarı için
harekete geçecektir. Emniyet Müdürü Sayın Ak olaya bu açıdan bakmalıdır.
TTK`NIN YENİDEN
YAPILANDIRILMASINA EVET, ÖZELLEŞTİRİLMESİNE HAYIR
Şunu çok net şekilde bir
kez daha söylüyorum `TTK`nın yeniden yapılandırılmasına evet,
özelleştirilmesine kesinlikle hayır.` Reçete bellidir; TTK`nın işçi açığı
acilen giderilerek, yeniden yapılandırılarak, sermayesi güçlendirilerek,
yeniden organize edilmesinin zorunlu olduğunun altını bir kez daha çizmek
istiyorum, bu şekilde zaten maliyetler de aşağı çekilecektir. Devletin illa kar
etmesi gerekmez. TTK ülkemizde derin kuyu kömür madenciliği yapılan ve
denizaltı sahalarda kömür madenciliği yapılan tek kurumdur. Zarar gerekçe
gösterilerek böylesine stratejik bir kurumun tasfiye edilmesi veya
özelleştirilmesi asla kabul edilemez. Zonguldaklılar böyle bir ihanet
girişimini asla unutmaz.
TTK`nın deneyimi var,
uzmanlığı var, hazır insan kaynağı var tek eksiği yatırım yapılmamasıdır.
Yatırım yapılması ve işçi alınması halinde mevcut durumda dibe vurmuş olan
üretim miktarını ciddi şekilde artıracağı bir gerçektir. Kurum da zaten bunu
beyan etmektedir. TTK`nın acil olarak yer altı işçisine ihtiyaç duyduğunu
defalarca hatırlattık, ancak kendileri işçi alımının kamu üzerinde
oluşturabileceği kendi deyimleriyle `yüksek maliyeti` bahane etiler. Bu kadar
hayati bir konu olmasına rağmen söz konusu maden işçisi ve Zonguldak olunca
‘kamuya maliyet’ sözü çok kolay kullanılabiliyor, ancak AKP iktidarının son
derece gereksiz ama kamuya maliyeti çok yüksek olan harcamalarına bizzat
şahidiz.
MÜKELLEFİYETTE ZORLA
ÇALIŞTIRILAN ZONGULDAKLILAR BUGÜN ZORLA İŞSİZLİĞE, AÇLIĞA VE GÖÇE MAHKUM
EDİLİYOR
Zonguldak, Türkiye
sanayisinin gelişmesinin lokomotifi olmuş, ülke ve bölge ekonomisine büyük
katkılar yapmıştır. Geçmişte Mükellefiyet Kanunu ile ülke sanayisinin gelişmesi
için zorla çalıştırılan Zonguldaklılar, bugün zorla işsizliğe, açlığa ve göçe
mahkum edilmektedir. Zonguldak emek şehridir. Burada iktidarın politikaları
nedeniyle, günden güne eriyen ekonomik yapıda insanlarımız yaşam mücadelesi
vermektedir. Yatırım yapılmaması, işçi sayısının eritilmesiyle TTK bu
günlere gelmiştir. Göz göre göre zarara sürüklenmiş, bilinçli olarak eritilmiştir.
AKP Zonguldak`a verdiği hiçbir sözü yerine getirmemiştir. Zonguldak’ın başına
gelmiş en büyük felaketlerden biri AKP iktidarıdır.
ÖZELLEŞTİRMENİN
ARKASINDA TERMİK SANTRALLER TUZAĞI VE PLANI VAR
Hükümetin yaptığı
özelleştirme hamlesi arkasında başka planları barındırmaktadır. Atılan bu
son adım, sadece Zonguldak ve TTK`yı birbirinden koparmayacak, aynı zamanda
termik santral kurulma izni verilen firmalarla Zonguldak’ı baştan aşağıya
cehenneme çevirecektir. Ereğli'den Amasra'ya kadar yapılacak santrallerden
bahsediyoruz. Bu durumun yaratacağı dışsal etkiler üzerine hiç düşünülmemekte,
halk sağlığı ve çevresel etkiler göz ardı edilmektedir. Görünen o ki iktidarın
Zonguldak`a biçtiği değer, gelecek için yaşanmaz bir şehir, zehirli hava, su,
toprak ve sağlığını kaybetmiş bir halktır. Ölüme mahkum edilmiş bir Zonguldak
dayatmasını kabul etmeyeceğiz.
ÖZELLEŞTİRME ADI ALTINDA
KURULACAK TERMİK SANTRALLER ZONGULDAK’I CEHENNEME ÇEVİRECEK
Özelleştirme adı altında
her müessese bir holdinge termik santral yapma hakkıyla verilecektir. Termik
santral kurma izinleri ile bu firmalar Zonguldak'ı baştan aşağıya termik
santral cehennemine çevireceklerdir. Bu nedenle bu konu sadece sendikanın
değil, Zonguldak`ta yaşayan herkesin ortak sorunudur. Bu konuda hali hazırda
adeta can çekişen Zonguldak, katlanan bir kirlilik felaketi ile de karşı
karşıya kalacak, yaşanmaz bir şehir haline getirecektir. Ya buralarda ölmek
üzere kalacağız ya da terk edeceğiz. Konu çok ciddidir. Bu konu Zonguldak’ın
dünü, bugünü ve geleceğidir. Konunun ciddiyetini uygun olarak, büyük ve
kitlesel tepkiler vermezsek Zonguldak’ın sosyal ve ekonomik olarak ölümünü
kabul etmiş olacağız.
GMİS`İN ÖNDERLİĞİ BU
SÜREÇTE ÇOK ÖNEMLİDİR
Buna izin vermemek için
Genel Maden İşçileri Sendikası’nın, önderliği ve örgütlü mücadelesi bu süreçte
çok önemlidir. Ancak şunu özellikle belirtelim, sendika içindeki karar alma
süreçlerinde etkili olan – eğer varsa - AKP yandaşlarını ayıklamadığı müddetçe
başarı şansı yoktur. Bu kişilerin acilen karar alma sürecindeki etkinlikleri
kırılmalıdır. Gerekirse sendika olağanüstü kongreye gitmelidir. Zaten Hükümetin
dediği olursa sendikaya falan da ihtiyaç kalmayacaktır.
Kilimli`deki açlık
grevindeki De-Ka ve Balçınlar Madencilik`te çalışan işçilerimizi ziyaretimizde
bizi Emniyet Müdürü yerine sendika yöneticileri karşılaşmış olsaydı ve o
mücadele başarıya ulaşsaydı hükümet bugün yapmaya çalıştıklarına cüret
edemezdi.
BAŞARININ ANAHTARI
SENDİKANIN GEÇMİŞ MÜCADELELERİNİN İÇİNDE SAKLIDIR
Başarının anahtarı
sendikanın geçmiş mücadelelerinin içinde saklıdır. Bu sendika `1991 Grevi ve
Büyük Madenci Yürüyüşünü` yapmış ve Şemsi Denizer`i çıkarmış bir
sendikadır. Bu mücadele sendikadan `Büyük Madenci Grevinin` önderi Şemsi
Denizer`in ardından bir lider çıkartabilmelidir. Eğer Zonguldak için mücadele
vereceklerse CHP ve Zonguldak halkı sendikanın yanındadır. Şemsi Denizer`in
ruhu bizimledir. Kendilerine, `örgütlü işçinin ve örgütlü toplumun asla
yenilmeyeceğini` bir kez daha hatırlatmak istiyorum, iktidara da bu gerçeğin
ciddiye alınmasını tavsiye ediyorum. Bu tarihsel önemin farkında olarak,
ilimize sahip çıkmak, taş kömürü üretimini artırmak ve emeğin başkenti
Zonguldak'ı yeniden ayağa kaldırmak hepimizin görevidir. Bu noktada geride bıraktığımız
günlerde basın mensuplarımıza yönelik gerçekleştirilen saldırıyı net bir
şekilde kınıyorum. Söz konusu Zonguldak olduğunda hepimiz bir arada
olabilmeli, tepkimizi doğru yere gösterebilmeliyiz, ancak bu şekilde Zonguldak
adına birlikte doğru işler yapabiliriz. İlk düğmeyi yanlış iliklersek gerisini
doğru şekilde devam ettirmemiz mümkün olmaz.
ZONGULDAKLILAR BARETLERİ
GİYMEYE HAZIRLANMALIDIR
Bugünden itibaren tüm
Zonguldaklılar baretleri giymeye hazırlanmalıdır. `1991 Grevi ve Büyük Madenci
Yürüyüşünde` olduğu gibi işçilerimiz ve Zonguldak halkı bu haklı
mücadelede birleşmelidir. Bu mücadele ekmek mücadelesidir; bu mücadele
havamızın, suyumuzun, toprağımızın daha fazla kirletilmesine karşı bir yaşam
mücadelesidir, bu mücadele hastalıklara ve kansere dur deme mücadelesidir, bu
mücadele gelecek mücadelesidir, bu mücadele Zonguldak’ın tarihini, kimliğini
koruma mücadelesidir, bu mücadele onur mücadelesidir. Bütün Zonguldaklıları bu
konuda dayanışmaya ve mücadeleye çağırıyorum. Bütün meslek gruplarımızı, esnafımızı,
üreticilerimizi, işverenlerimizi, sektör temsilcilerimizi kısaca herkesi
Zonguldak adına birlik olmaya ve Zonguldak`a ait olana sahip çıkmak için
mücadeleye davet ediyorum. Solunum sistemi hastalıklarına ve kanserden ölümlere
dur demek için, işsizliğe ve göçe son vermek için Zonguldak’ı ayağa kalkmaya
çağırıyorum.
BU ÇAĞRIM AYNI ZAMANDA AKP ZONGULDAK MİLLETVEKİLLERİNEDİR
Bu mücadele, aynı
zamanda kimlerin Zonguldak’ın dostu, kimlerin Zonguldak’ın düşmanı olduğunu da
ortaya çıkaracaktır. Bu çağrım aynı zamanda AKP Zonguldak Milletvekillerine,
AKP`nin Zonguldak Örgütlerinedir. Gelişecek olaylara göre kendileri Zonguldak
ile AKP arasında tercih yapmak zorunda kalabilirler. Kendilerini halktan
yana olmaya, Zonguldak`tan yana olmaya davet ediyorum, partideki gelecekleri
yerine Zonguldak’ın geleceğini düşünmeye davet ediyorum.”