ALABAŞ;
TTK’NIN İŞÇİ AÇIKLARI GİDERİLMELİDİR
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS)
Genel Başkanı Eyüp Alabaş ile Genel Başkan Yardımcısı Satılmış Uludağ, Genel
Sekreteri Behzat Cinkılıç, Genel Mali Sekreteri Muharrem Sarıçam ve Genel
Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Osman Tutkun, 6 Şubat 2014 tarihinde
Memurlar Derneği Lokali’nde Zonguldak’ta görev yapan ulusal ve yerel basın
temsilcileri ile bir araya geldi.
Basın mensuplarının büyük ilgi gösterdiği
toplantıda bir konuşma yapan GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, göreve geldikleri
2011 yılından bugüne kadar yaptıkları çalışmaları kısaca anlattı ve gündemdeki
konuları değerlendirdi.
Alabaş, TTK’nın durumu, işçi açıkları ve
bu açıkların giderilmesi konularını, Çatalağzı Termik Elektrik Santrali’nin
özelleştirilmesi girişimlerine karşı görüşlerini, eğitim ve örgütlenme
çalışmalarını, Sendikalarının 2014 yılı hedeflerini anlattı.
Zonguldak’ın merkezi bütçeye katkı
sağlayan 12 il arasında 7. Sırada olduğuna dikkat çeken Alabaş, “Bu iller
arasında göç veren tek il Zonguldak” dedi.
TTK’nın kurulu kapasitesinin yıllık 5
milyon ton olduğuna dikkat çeken GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, TTK’daki işçi
açıklarının en kısa sürede giderilmesi gerektiğini belirtti. Çatalağzı Termik
Elektrik Santrali’nin özelleştirilmesinin hata olacağını tekrarlayan Alabaş, “Türkiye
Taşkömürü Kurumu’nun ayrılmaz bir parçası olan Çatalağzı Termik Elektrik
Santrali’nin kendi özel durumunu görmezden gelmek tam bir aymazlıktır”
ifadelerini kullandı.
Alabaş şöyle konuştu;
“Değerli basın temsilcileri, değerli
yönetim kurulu arkadaşlarım,
Genel Maden İşçileri Sendikası adına
hepinize hoşgeldiniz diyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Uzun zamandır Zonguldak basınımızla bir
araya gelememiştik.
Her ne kadar sizlerle ayrı ayrı görmüş
olsak da bizim Genel Maden İşçileri Sendikası olarak çeşitli vesilelerle
basınımızı bir araya getirmek gibi bir geleneğimiz var. Bu yıl inşallah sık sık
bir araya geleceğiz.
“BAŞARILI
BİR DÖNEM GEÇİRDİK…”
Genel Maden İşçileri Sendikası olarak
2013 yılını çok yoğun bir tempoda çalışarak tamamladık. Çok şükür, yüzümüzü
kızartacak, bizi utandıracak bir yanlışımız olmadı. Elbetteki herşey bizim
istediğimiz gibi de olmadı. Ama yine de başarılı bir dönem geçirdiğimizi
düşünüyorum.
Tüm yönetim kurulu arkadaşlarıma ve
sendikamız çalışanlarına teşekkür ediyorum.
Aslında göreve geldiğimiz andan itibaren
yoğun bir çalışma dönemi geçirdik.
2011 yılında, TTK’da 24.dönem, MTA da 14.
Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri devam ederken göreve geldik. Hemen bir
genel seçim atmosferine girdik.
2012 yılında sendikamızın örgütsel
yapısını ve kurumsal kimliğini güçlendirmek ve mücadeleye hazırlanmak için
çalıştık.
24-25 Eylül 2011 tarihlerinde yönetici
eğitim seminerimizi yaptık.
28 Şubat-2 Mart 2012 tarihleri arasında
Temsilci Eğitim Seminerimizi yaptık.
Hema’daki örgütlenme çalışmalarını
sürdürdük ama TBMM’deki yasa çalışması nedeniyle yetkimiz gecikti. Star’da ise
mahkeme sürecimiz devam etti.
Bir yandan da TTK’ya işçi alımı için
çalıştık.
Karadon ve Kozlu’da periyodik sağlık
muayeneleri döneminde de geniş bir katılımla taban eğitim semineri yapıldı. 1
Mayısları organize ettik, mitinglere katıldık ve teorik eğitimin yanı sıra,
pratik eğitim de yapmış olduk.
2013 yılında 6 Ocak günü, 4-8 Ocak
Zonguldak-Ankara Büyük Yürüyüşü’nü anma etkinliğinde, tüm şube delegelerimizin
katılımıyla bir eğitim çalışması yaptık.
“EMEĞE
SAYGI MİTİNGİ’NDE EMEK PLATFORMU’NU ZONGULDAK’TA BİR ARAYA GETİRDİK.
7 Ocak’ta Kozlu’da taşeron şirketin
çalıştığı alanda grizu patladı ve 8 arkadaşımızı kaybettik.
Bu kez sadece Zonguldak’ta değil, tüm
Türkiye’de taşeron sorunu en öncelikli gündem oldu. Başkanlar kurulumuz bu
sorumluluk bilinciyle, Zonguldak’ta miting kararı aldı. Ve Türkiye’ye çağrı
yaptık.
27 Ocak’ta “Emeğe Saygı-Taşerona Hayır”
mitingini, tüm Türkiye’den yoğun bir katılımla hayata geçirdik. Emek cephesini
Zonguldak’ta topladık ve taşeron uygulamasını meşrulaştırma çalışmalarının
önünü kestik. Bütün emekçilerin sözcülüğünü yaptık.
TTK ve MTA sözleşmelerinden sonra ilk
özel sektör sözleşmesini de 2013 yılında Hattat Enerji ve Maden Ticaret A.Ş.
ile imzaladık.
Bu yılın başında da Star şirketi ile
sözleşme imzaladık.
2013 yılı sonuna doğru Hema’daki 1.100
arkadaşımız için 8 haftalık eğitim semineri yaptık.
TTK’ya ve MTA’ya işçi alınması için
çalışmalarımız devam etti.
Türk-İş yönetimi, siyasetçilerimiz
devreye girdi. Enerji Bakanı, Vekillerimiz, Genel Müdürümüz, Türk-İş Başkanı
bir araya geldik. Kurullarımız arasında görüşmeler oldu. TTK ve GMİS ortak
dosya oluşturup bakanlığa sunduk.
Belirli bir noktaya geldik. Hazine ve Maliye
Bakanları ile Başbakan’ın onayı noktasında 2014 yılına girdik.
2014
YILINDA ÖNCELİKLİ HEDEFİMİZ ÖRGÜTLENME VE İŞÇİ AÇIKLARININ GİDERİLMESİ
2014 yılının çalışma programını çıkartmak
için 11-12 Ocak tarihinde Başkanlar Kurulumuzu Kızılcahamam da topladık.
Öncelikle TTK’da ve MTA’da işçi açıklarının giderilmesi için çalışacağız.
2014 yılı Zonguldak bölgemizde ve
Türkiye’nin dört bir yanında“örgütlenme” çalışmaları yapacağımız bir yıl
olacak.
Bu hedeflerimiz; sektörümüzdeki
gelişmeler, ekonomik gelişmeler, siyasi konjonktür ve sendikal alandaki
gelişmelerle doğrudan bağlantılı.
TÜRKİYE SIKINTILI BİR DÖNEME GİRDİ
Türkiye
sıkıntılı bir döneme girdi. Adı konulmasa da ekonomik ve siyasi bir kriz
yaşanıyor. Türkiye’nin mahalli seçim sürecine girmiş olması bu krizi daha da
belirsiz hale getiriyor.
Komşularımızda
kargaşa, kaos ve terör sürüyor. Ülkemizde mülteci kamplarının sayısı artıyor.
Bölgemizde ve
dünyanın dört bir yanında enerji için insanlar katlediliyor, devletler parçalanıyor. Ülkemiz de bu
oyunların içine çekilmek isteniyor.
2013 yılının
rakamları açıklandı.
100 MİLYAR DOLARLIK DIŞ TİCARET AÇIĞININ
56 MİLYAR DOLARI ENERJİ İTHALATINDAN KAYNAKLANIYOR
Yaklaşık 100
milyar dolarlık dış ticaret açığının 56 milyar dolarlık kısmı enerjiden
kaynaklanıyor.
Cari açık ile
enerji açığı eşitlenmiş bir durumdayken kendi kaynaklarımızı kullanmaktan başka
bir seçeneğimiz yoktur.
Türkiye’nin,
taşkömürü ithalatı için her yıl 4-5 milyar dolar ödeyecek lüksü yoktur.
Borç parayla,
yüksek faizle alınan parayla bu politikalar sürdürülemez.
Zonguldak havzasında 1.3 milyar ton taşkömürü
rezervi var.
Yılda 5 milyon
ton üretim kapasitesine sahip Türkiye Taşkömürü Kurumu, işçi açıkları
nedeniyle, geçen yıl 1.4 milyon ton üretti.
Üçte bir
kapasiteyle çalışan bir kurum tabii ki zarar eder.
TTK’NIN 3500 İŞÇİ AÇIĞI BULUNUYOR
Bu kurumu
yönetenler yıllardır işçi talebinde bulunuyor.
Kurumun işçi
talebi her geçen gün artıyor.
Son olarak
yılsonunda ortak raporumuzla 3 bin 200 işçi talep edildi.
Ama o tarihten
sora da emeklilikler devam etti ve şimdi sayıyı yeniden artırmak, 3 bin 500’e
yükseltmek gerekiyor.
Göz göre göre
kurumun zarar etmesine sebep olanların hükümet, devlet, millet adına söyleyecek
haklı bir gerekçesi olamaz.
İnsanın aklına
şu sorular geliyor; İthal kömür işinden kimler para kazanıyor?
Yılda 20 milyon
tondan fazla kömürü hangi şirketler ithal ediyor?
Bu kömürü hangi
şirketler taşıyor?
Yerli kömür kullanan Çatalağzı Termik
Elektrik Santrali’ni kimin için özelleştireceksiniz?
ÇATES’İN
ÖZEL BİR KONUMU VAR
Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun ayrılmaz bir
parçası olan Çatalağzı Termik Elektrik Santrali’nin kendi özel durumunu
görmezden gelmek tam bir aymazlıktır.
ÇATES’te
öncelikli amaç, düşük kalorili kömürü ziyan etmeden ekonomiye kazandırmaktır.
Yıllardır bu yapılmıştır.
Ama ÇATES hiçbir
zaman zararına çalıştırılmamıştır. Dışarıdan kömür alalım, ÇATES’i daha kârlı
çalıştıralım demek, yanlıştır ve kuruluş felsefesine aykırıdır.
ÇATES yaklaşık 45 yıllık ömrünü
tamamlayınca, aynı anlayışla ikincisi kurulmuştur.
ÇATES’in düşük kâr marjıyla
çalıştırılması, dışarıdan doğalgaz olarak enerji üretmekten, fueloil ithal
ederek enerji üretmekten ve kömür ithal ederek enerji üretmekten çok daha
karlıdır.
Eğer devlet, devlet ciddiyetiyle
yönetilirse bu gerçekler görülecektir.
ZONGULDAK, MERKEZİ BÜTÇEYE ALDIĞINDAN
FAZLASINI VERDİ
Türkiye’nin
Zonguldak’a ihtiyacı var. Maliye Bakanlığı’nın, merkezi bütçe gelir ve
giderlerinin iller bazında Karşılaştırmasına baktığımızda; 81 il içerisinde,
devlete verdiğinden daha az alan 12 il var.
Zonguldak bu 12 il arasında yer alıyor. 2004 yılından 2013 yılına kadar
veriler yayınlanmış;
Zonguldak bu yılların tamamında
aldığından daha fazlasını devlete vermiş.
Zonguldak 2013 yılında, 12 il arasında 7.
sırada yer alıyor.
Zonguldak 2013 yılında 1 milyar 134
milyon 472 bin TL almış, yüzde 155 fazlasıyla 1 milyar 760 milyon 223 bin TL
vermiş.
İllerin merkezi yönetim bütçe gelir ve gider
tablosunda zonguldak
Merkezi Bütçeye Verilen Merkezi Bütçeden Alınan (TL)
2004:
728.358.000 317.554.000
2005:
891.908.000 382.466.000
2006: 1.113.212.000 464.301.000
2007: 1.026.856.000 536.856.000
2008: 1.202.289.000 602.167.000
2009:
723.285.000 686.800.000
2010: 1.066.192.000 837.521.000
2011: 1.524.976.000 871.740.000
2012: 1.426.080.000 976.777.000
2013: 1.760.223.000
1.134.472.000
Acaba Zonguldak’a yeterli yatırım yapıldı
da, fazlası mı dışarıya gitti?
Hayır, öyle bir durum yok.
ZONGULDAK
GÖÇ VERMEYE DEVAM EDİYOR
Eğer yeterli yatırım olsaydı ve istihdam
yaratılsaydı, Zonguldak göç vermezdi.
Bakınız, İçişleri Bakanlığı’nın 2007-2012
yıllarındaki nüfus istatistikleri bunu açıkça ortaya koyuyor.
Yıllar Nüfus Türkiye ort artış (binde) Zong. Artış oranı (binde)
2008 619.151
2008-2009 619.812 14.5
1.1
2009-2010 619.703 15.9 -0.2
2010-2011 612.406 13.5 -11.8
2011-2012 606.527 12.0 -9.6
2012-2013 601.567 13.7 -8.2
Zonguldak nüfusu 2008 yılında 619 bin
151, 2013 yılında 601 bin 567.
Eğer Zonguldak’ın nüfusu, Türkiye’nin
nüfus artış oranında artmış olsaydı,
2013 yılında nüfusumuz 668 bin 607
olacaktı. Yani 6 yılda yaklaşık yüzde 8 artacaktı.
Zonguldak’ta kamu yatırımları küçüldü,
özel sektör gelmedi.
Zonguldak böyle bir tabloya rağmen,
aldığından fazlasını veren 12 il arasında 7’nci sırada bulunuyor.
Zonguldak insanı işsiz, göç ediyor ama
devlet bizden aldığını bize vermiyor.
Bu tablonun sorumlusu başta siyasi
iktidar olmak üzere Zonguldak adına siyaset yapan tüm siyasi kadrolardır.
SESSİZ
KALIRSAK BU TABLO SÜRÜP GİDECEK
Elbette Zonguldak halkının ve demokratik
kitle örgütlerinin de bu tabloda sorumlulukları bulunmaktadır. Sesimizi
çıkartmazsak bu tablo sürüp gidecektir.
Devletten aldığından daha fazlasını veren
12 il içinde Zonguldak’tan başka göç veren yok.
Evet, Zonguldak böyle bir çelişkiyi
yaşıyor.
TTK’nın işçi açıkları giderilse ve üretim
artırılsa, TTK’nın zararı gerileyecek;
Zonguldak ülke ekonomisine daha fazla
katkı verecek. Daha az dövizimiz dışarı gidecek. Zonguldak ekonomisi canlanacak
ve göç vermeyecek.
Biz bu gerçekleri, her zaman olduğu gibi
ve her fırsatta anlatmaya devam edeceğiz. Bu seçim döneminde de anlatacağız.
Maden işçisi de bu gerçekler ışığında
oyunu kullanacaktır.
Bu memlekette yazı yazan, kamuoyunu
yönlendiren sizlerin de bizim kadar sorumluluğu olduğunu düşünüyor, sizin de en
az bizim kadar bu işe sahip çıkacağınıza inanıyoruz”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alındı. Kısa süre içinde yayınlanacaktır. Teşekkür ederiz