17 Şubat 2014 Pazartesi

MADEN İŞÇİSİ, TAŞERONLAŞMAYA KARŞI TTK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÖNÜNDE EYLEM YAPTI


Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Armutçuk Müessesesi’nin yeraltında tamir-tarama işlerinin taşeron firmalara ihale edilmek istenmesine maden işçileri TTK Genel Müdürlüğü önünde toplanarak tepki gösterdi.
17 Şubat 2014 tarihinde TTK Genel Müdürlüğü önünde toplanan maden işçileri, “Susma, haykır, taşerona hayır”, “Maden işçisi demokrasi bekçisi”, “Madenci, sendika omuz omuza”, “Taşeron istemiyoruz”, “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Kozlu, Gelik, biz daha ölmedik”, “Vur vur inlesin Ankara dinlesin” sloganları attı. Madenciler, “Taşeron demek ölüm demek” yazılı pankart ile “Özelleştirmeye ve Taşeronlaşmaya hayır”, “TTK’ya işçi alınsın üretim artsın”, “Madenci feneri sönmeyecek” yazılı dövizler taşıdı.
GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, Genel Başkan Yardımcısı Satılmış Uludağ, Genel Sekreteri Behzat Cinkılıç, Genel Mali Sekreteri Muharrem Sarıçam, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Osman Tutkun, GMİS Armutçuk Şube Başkanı İsa Mutlu ve şube yöneticileri, Karadon Şube Başkanı Neşet Cebeci ve şube yöneticileri, Kozlu Şube Başkanı Şaban Kaptan ve şube yöneticileri, Merkez  Şube Başkanı Niyazi Azaklı ve şube yöneticileri, Üzülmez Şube Başkanı Ergin Cin ve şube yöneticileri de eyleme katıldılar.
TTK Genel Müdürlüğü önünde maden işçilerine hitaben konuşan GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, “Türkiye’nin başına bela olan ve bizim de ağır bedeller ödediğimiz taşeron uygulamalarına karşı sesinizi yükselttiniz. Aynı şekilde 15 Şubat 2014 tarihinde Türk-İş, Ankara’da büyük bir miting yaparak taşeron belasına karşı Hükümeti ve tüm siyasi kadroları uyardı. Bizler de hep birlikte oradaydık ve bu sese güç verdik. Buradan bir kez daha yineliyoruz ki Türkiye, taşeron cenneti olmayacak. Ve bu uygulamayı sürdürmek isteyenler bunun bedelini ödeyecek” dedi.
İşçi açıklarının giderilememesi nedeniyle kurum yetkililerinin Armutçuk’ta taşerona iş verme girişimine karşı olduklarını, çözümün TTK’ya işçi almak olduğunu vurgulayan Alabaş, “Birkez daha buradan uyarıyoruz. Eğer hala devam etmek niyetindeyseler bundan sonra biz fiili olarak işyerlerinde eylem yaparak bu uygulamaya izin vermeyecek ve taşeron şirketleri ocaklarımıza sokmayacağız. Çünkü, taşeron demek, kan, gözyaşı, ölüm demektir” ifadelerini kullandı.
Alabaş şöyle konuştu;
“Genel Maden İşçileri Sendikası ve şahsım adına, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Hoş geldiniz diyemiyorum. Çünkü ortada çözülmesi gereken bir sorun var. Gönül isterdi ki buraya gelmenize gerek kalmadan bu sorun çözülseydi. Siz 22 Ocak 2014 tarihinde Armutçuk’ta çok güzel bir eylem yaparak bu sorunu dile getirdiniz ve en kısa zamanda çözülmesini istediniz.
TAŞERON UYGULAMASI TÜRKİYE’NİN BAŞINA BELA
Türkiye’nin başına bela olan ve bizim de ağır bedeller ödediğimiz taşeron uygulamalarına karşı sesinizi yükselttiniz.
Aynı şekilde 15 Şubat 2014 tarihinde Türk-İş, Ankara’da büyük bir miting yaparak taşeron belasına karşı Hükümeti ve tüm siyasi kadroları uyardı. Bizler de hep birlikte oradaydık ve bu sese güç verdik. Buradan bir kez daha yineliyoruz ki Türkiye, taşeron cenneti olmayacak.Ve bu uygulamayı sürdürmek isteyenler bunun bedelini ödeyecek.
BAKANLIK, İŞÇİ TALEBİNE HENÜZ YANIT VERMEDİ
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK), 2013 yılında tarihinin en düşük üretimini gerçekleştirdi. Çünkü tarihinin en düşük işçi sayısıyla çalışmaktadır.
TTK Genel Müdürlüğü yaklaşık 2 yıldır işçi açıklarının giderilmesini istiyor.  Son olarak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan 3 bin 200 işçi talebinde bulundu.  Yeni arkadaşların 2 bininin üretimde, 1.200’ünün yan sanatlarda çalıştırılması planlanıyor.
Ancak, Bakanlıkça henüz bu talebe yanıt verilmedi. Kurum Yöneticileri; zararın geri çekilebilmesi ve TTK’nın Türkiye ekonomisine katkı verebilmesi için işçi açıklarının giderilmesini istiyor. Biz, Genel Maden işçileri Sendikası olarak 2 yıldır her fırsatta bu talebi dile getiriyoruz. Başta iktidar partisi milletvekilleri olmak üzere ilgili bakanlıkları bilgilendiriyoruz.  Dosyalar sunuyoruz. Başlangıçta yaklaşık 2 bin kişi olan işçi talebi, emekliliklerin devam etmesiyle son olarak 3.200 e yükseldi. Ne yazık ki, bugüne kadar siyasi irade işçi alınması yönünde bir karar vermedi.
TTK’nın bu işçi sayısı ve devam eden emekliliklerle; bırakınız üretimi artırmayı, ocakları açık tutabilmesi ve iş güvenliği önlemlerini alabilmesi bile zorlaştı.
Siz büyük fedakârlıklar yaparak yeri geldiğinde 2-3 kişinin yapması gereken işi tek başınıza yaparak bu kurumu ayakta tutuyorsunuz.
TAŞERON ŞİRKETLERİ OCAKLARA SOKMAYACAĞIZ
İşçi açıklarının giderilememesi nedeniyle kurum yetkililerinin Armutçuk’ta taşerona iş verme girişimine kesinlikle karşıyız. Birkez daha buradan uyarıyoruz.
Eğer hala devam etmek niyetindeyseler bundan sonra biz fiili olarak işyerlerinde eylem yaparak bu uygulamaya izin vermeyecek ve taşeron şirketleri ocaklarımıza sokmayacağız.
Taşeron demek, kan, gözyaşı, ölüm demektir.
Yeraltı madenciliğinde taşeron uygulamasının facialara yol açtığını yaşayarak öğrendik.
17 Mayıs 2010’da Karadon’da 30 arkadaşımızı, 7 Ocak 2013’de Kozlu’da 8 arkadaşımızı taşeron şirketlerin çalıştığı sahalarda kaybettik.  Ve göz göre göre gelen bu kazaları, iş cinayeti olarak tanımladık.
Bugün hala bu uygulamayı sürdürmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Defalarca söyledik. Yeraltında çalışma bir bütünlük arz eder. Bir hata herkesin hayatını riske sokar. Nitekim söz konusu 2 facianın daha büyük ölümlere yol açma riski vardı.
ÇÖZÜM İŞÇİ AÇIKLARINI GİDERMEKTİR
Türkiye iş kazalarında, Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sıraya yükseldi.
Armutçuk’ta taşeron uygulamasına gitmek çok büyük bir risktir ve yanlıştır.
Armutçuk’ta çalışma şartları çok daha zordur ve bilgi, tecrübe, dayanışma, yardımlaşma ister.
Biz Armutçuk’ta taşeron uygulamasına şiddetle karşı çıkıyoruz.
Sayın Genel Müdürümüzü ve kurum yetkililerini bu karardan dönmeye çağırıyoruz.
Çözüm işçi açıklarını gidermektir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı başta olmak üzere ilgili bakanlıkları,
siyasi iktidarı ve bölgemizdeki temsilcilerini, iktidar partisi milletvekillerini ve tüm siyasetçilerimizi buradan uyarıyoruz. Bugünden itibaren yaşanacak olumsuzlukların sorumlusu siz olacaksınız.
Bundan sonraki eylemlerimiz, iktidar partisinin kapısında olacaktır.
Çünkü asıl sorumlu siyasi iktidardır ve işçi açıklarını gidermek onların görevidir”.
Maden işçileri, konuşmanın ardından TTK Genel Müdürlüğü önünde bir süre oturma eylemi yaptı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alındı. Kısa süre içinde yayınlanacaktır. Teşekkür ederiz