31 Ocak 2014 Cuma

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINDAN NEFRET DİLİNE TEPKİ







Zonguldak Emirgan Hotel’de ortak basın toplantısında bir araya gelen Zonguldak merkez ve ilçelerdeki dernek yöneticileri, hakaret sözlerini kullanan siyasilere sağduyu çağrısı yaptı.  
22 dernek adına konuşan Zonguldak İş Adamları Derneği(ZONİAD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yakup Sağar, “17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonunun ardından yaşanan süreçte hükümet tarafından telaffuz edilen ‘Paralel Devlet, Örgüt, İn, Haşhaşi ve Virüs’ gibi sözler, vicdanları yaralamaktadır. Daha 5 - 6 ay öncesine kadar ‘gönül erleri’ olarak kamuoyu önünde övülen hizmet hareketinin, tarihin en kanlı örgütlerinden ‘Haşhaşiler’e benzetilecek kadar çelişkiye düşülmesi; manidar olduğu kadar ülkenin demokratikleşmesi ve farklı grupların barış içinde yaşaması beklentilerine de büyük darbe vurmaktadır.” dedi.

160 ÜLKEDE BAYRAĞIMIZI DALGALANDIRAN FEDÂKAR ÖĞRETMENLER BUNU HAK ETMİYOR

Siyasileri daha yapıcı bir dil kullanmaya davet eden Sağar, “Bizler Zonguldak ve ilçelerinde görev yapan sivil toplum kuruluşları olarak; toplumun kamplaştırılmasını, daha düne kadar siyasilerin övmek için bir biriyle yarıştığı hizmet hareketinin haksız yere suçlanmasını, delil olmadan karalama kampanyası yapılmasını ve insanlığa eğitim yoluyla hizmet etmekten başka gayesi olmayan camianın ‘öcü’ ilan edilmeye çalışılmasını asla kabul etmiyoruz. Ülkemizi ve insanımızı Türk okulları aracılığıyla dünyanın dört bir köşesinde gururla duyuran, bayrağımızı 160 ülkede dalgalandıran bu isimsiz kahramanların, ağza alınmayacak hakaretleri hak etmediğini düşünüyoruz. Bu süreçte herkesi daha yapıcı bir dil kullanmaya ve sorumluluğa davet ediyoruz.” diye konuştu.
Geçmiş dönemlerde toplumun bir kesiminin 'mürteci, habis, ur, kan emici, vampir, yarasa, örümcek kafalılar, sıkma başlar, yobazlar, gericiler, yeşil sermaye' gibi ithamlarla yok edilmeye çalışılmasının henüz hafızalarda tazeliğini koruduğunu dile getiren Sağar, ‘çamur at izi kalsın’ mantığıyla kaleme alındığı apaçık ortada olan yalan haberlerin bir bir tekzip edildiğini kaydetti.  
DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE DEVLET ELİYLE BİR BANKA BATIRILMAK İSTENMEZ
17 Aralık süreciyle birlikte bir takım haksızlıklara şahit olunduğunu hatırlatan ZONİAD Başkan Vekili Sağar, şunları söyledi: “Bu süreçte sadece bunlarla yetinilmemekte, camiaya yakın olduğu düşünülen işadamlarına ait iş yerleri keyfi denetim ve tehditlerle baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. Ayrıca kamu kurumlarının, bir katılım bankasındaki mevduatlarını çekmeye zorlanarak bankanın devlet eliyle zor durumda bırakılmak istendiği açıkça görülmektedir. Bütün dünyada batan bankalar devlet eliyle kurtarılırken, ülkemizin en büyük ilk 10 bankası arasında gösterilen Bank Asya’nın devlet eliyle batırılması gayretleri kamuoyunun dikkatinden kaçmamaktadır. Kamuda çalışan memurlar, bürokratlar, hizmet hareketine nispet edilerek fişlenmekte ve hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden kıyıma tabi tutulmaktadır. Farklı dünya görüşüne sahip insanlar da hizmet hareketine mensup olduğu iddiasıyla fişlenip sürgün edilmektedir.” 
‘ALA’NIN SÖZLERİ İBRET VESİKASIDIR’
Sağar, “Anadolu insanının himmet ve gayretleriyle büyükelçiliğimizin bulunmadığı ülkelerde dahi ülkemizi en güzel şekilde temsil eden, ulaştıkları her insana ülkemizi ve milletimizi sevdiren, yurt dışındaki okulların da yıpratılma çabalarına ibretle şahit olunmaktadır. Devletimizin büyükelçilerine; -daha geçen haziran ayındaki Türkçe Olimpiyatları’nda kürsüye çıkarak kahraman ilan ettikleri öğretmenlerimizi ve Türk okullarını-, örgüt üyesi olarak kötülemesi görevi verilmektedir. Daha önceki hitaplarında ‘Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’, ‘Muhterem büyüğümüz, dua ve emirlerinizi bekliyoruz’ diyenler; gün geldi ismini zikredemez oldular. ‘Okyanus Ötesi’ diye ismini anmaya başladılar. Sonra da terör örgütü lideri diye yaftalamaya başladılar. Bütün bu gel-gitleri kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Ayrıca en son Erzurum’daki AK Parti Aday Tanıtım Toplantısı’nda konuşan İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın sarf ettiği, “Sen kimsin, kimsin sen?” v.b. sözleri ‘dün dündür, bugün bugündür’ mantığının açığa vurması bakımından ibret vesikası niteliği taşımaktadır.” şeklinde konuştu.       
Sivil toplum kuruluşları, ülkeyi yöneten siyasilere şu çağrıda bulundu: “Hayatlarını almaya değil vermeye adamış ve dünyevi hiçbir beklentisi olmayan insanları rencide etmekten, huzuru en çok isteyen hizmet insanlarını huzursuzluğun sebebiymiş gibi göstermeye çalışmaktan, ucuz hesaplar uğruna yarın yüzümüzü daha fazla kızartacak sözlerden ve kardeşlik hukukumuzu zedeleyen söz ve davranışlardan vazgeçilmelidir. Özellikle şimdiye kadar hizmet hareketi için her platformda desteklerini ve takdirlerini ifade etmekte olan sayın başbakanın bir an önce bu tutumunu yeniden gözden geçirip sağduyuyla hareket etmesini beklemekteyiz.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz alındı. Kısa süre içinde yayınlanacaktır. Teşekkür ederiz