17 Nisan 1940 yılında 3083 sayılı yasayla, Hasan Ali Yücel`in
Milli Eğitim Bakanlığı ve İsmail Hakkı Tonguç`un önderliğinde kurulan Köy Enstitülerinin 74. kuruluş
yıldönümü Eğitim Sen Zonguldak Şubesi tarafından Zonguldak, Çaycuma, Bartın ve
Safranbolu'dan Kastamonu Gölköy Köy Enstitüsü mezunu öğretmenlerinin de
katılacağı yemekli ve müzikli bir programla kutlanacak. 17
Nisan 2014 Perşembe akşamı saat 18.30'da Bartın yolu üzerinde bulunan Albuzlar Restaurant'ta
kutlanacak olan kutlamada, “O Oğullar… O Kızlar…Köy Enstitüleri” adlı
slayt gösterimi ile Tarık Akan’ın yönetmeliğini yaptığı “Köy Enstitüleri: Bir
Meçhul Öğretmen” adlı belgeselin gösterimi gerçekleştirilecek. Köy Enstitüleri
üzerine konuşmaların da yapılacağı etkinlik, Muharrem Şengün ve Ozan Alver’in söyleyeceği
türkülerle devam edecek.
EĞİTİM SEN KÖY ENSTİTÜLERİ`NİN İLERİCİ,
DEMOKRAT VE AYDINLANMACI GELENEĞİNE SAHİP ÇIKMAKTADIR
Eğitim Sen Zonguldak Şubesi Köy
Enstitülerinin kuruluş’u hakkında bilgi vererek şu açıklamayı yaptı “17 Nisan 1940
yılında 3083 sayılı yasayla, Hasan Ali Yücel`in Milli Eğitim Bakanlığı ve
İsmail Hakkı Tonguç`un önderliğinde kurulan Köy Enstitüleri, kısa ömrü içinde
çok sayıda öğretmen yetiştirmiş, Köy Enstitüleri`nden yetişen çok sayıda yazar,
bilim insanı ve toplumsal hayatının güzelleşmesine ve ülke insanlarının özgür
bireyler olarak yetişmesine önemli katkılarda bulunmuştur.
Köy
Enstitüleri, 1930`lu yıllarda Türkiye nüfusunun yüzde 80`inin köylü olduğu,
nüfusun yüzde 85`inin okuma-yazma bilmediği bir ortamda, çağdaş köy kalkınma
modeline uygun olarak yapılandırılan ve bugün bile birçok ülkeye örnek
olabilecek, üretime dönük öğrenimi esas alan eğitim kurumları olarak
bilinmektedir.
Köy Enstitüleri sadece öğretmen yetiştiren kuruluşlar olmayıp, bulunduğu
çevreyi araştıran, geliştiren ve çevrenin kalkınmasını da üstlenmiş kurumlar
olarak ortaya çıkmıştır. Bu anlamda yerine getirdiği işlevin önemi
tartışılmazdır. Köy Enstitüleri kırsal yörede toplumsal, ekonomik ve kültürel
kalkınmayı sağlamak; bu alanda ilgili gerekli elemanları yetiştirmek için
kurulan eğitim kurumları olmuştur. Bu dönemde köy çocukları eğitildikten sonra
köylerine tarımda, işte, sanatta, zanaatta ve sağlık alanlarında eğitmen ya da
öğretmen olarak geri gönderilmişlerdir.
Çok değişik ve çarpıcı bir girişim olan Köy Enstitüleri hareketi belki de
dünyaya örnek bir projedir. Ne yazık ki Köy Enstitüleri`nin önemi aradan geçen
bunca zamana rağmen yeterince anlaşılamamıştır.
Köy Enstitüleri`ne eğitim anlamında yüklenen sorumluluk ağır ve anlamlıdır.
Köy Enstitülerindeki anlayış o dönemde "Eğitim, üretim içindedir"
sloganı olmuştur. Türkiye`de o dönemde yaşanan tüm imkânsızlıklara rağmen, Köy
Enstitüleri deneyimi, hep beraber ülkeyi kalkındırmak için üretmeyi ve hayata
birlikte bakmayı hedeflemiştir.
Köy Enstitüleri`nin en önemli özelliklerinden birisi, günümüz Türkiye`sinin
bir türlü kurtulamadığı ezberci eğitim sistemine değil, gerçek anlamda öğrenci
merkezli, öğrencilerin yaparak ve yaşayarak öğrenme sürecini ilke edinen bir
eğitim-öğretim ortamı yaratmış olmasıdır.
Enstitülerde kararlar yönetici-öğretici-öğrenci üçlüsünün katkı ve onayıyla
alınmıştır. Bugün eğitim politikalarının, 4+4+4 uygulamasında olduğu gibi
AKP`nin siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda "tek merkezden" ve
tüm topluma yönelik bir dayatma olarak alındığı dikkate alındığında, Türkiye`de
eğitim sisteminin yıllardır neden derin bir kaosun içinde olduğu daha iyi
anlaşılmaktadır.
O döneme ülkemizin karşı karşıya bulunduğu zorlu koşullar ve uluslararası
dinamiklerin ülkemiz üzerinde kurdukları psikolojik etkinin sonucu Köy
Enstitüleri soğuk savaşa kurban edilip kısa sürede kapatılarak tarihin tozlu
raflarına kaldırılmıştır.
Bugün öğretmen yetiştirmeden başlayarak eğitim sisteminin yaşadığı pek çok
sorunun kaynağında Köy Enstitüleri`nin kapatılması yatmaktadır. Köy
Enstitüleri`nin kapatılması, ülkemizdeki aydınlanma sürecinin durdurulması ve
demokratik işleyişin sekteye uğratılması anlamına gelmiş, genel anlamda da
demokrasimizin derin bir yara alması sonucunu doğurmuştur.
Eğitim Sen Köy Enstitüleri`nin ilerici, demokrat ve
aydınlanmacı geleneğine dün olduğu gibi bugün de sahip çıkmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz alındı. Kısa süre içinde yayınlanacaktır. Teşekkür ederiz